Vefatının 25. yılında Başbuğ Alparslan Türkeş’i rahmet ve minnetle anıyoruz. Türkeş’in siyasi mirası MHP’ye, maddi mirası ailesine kalırken, fikri mirası sahipsiz, yetim ve öksüz kaldı. MHP’nin bahçesinde büyüyen ağaçlar komşu bahçelere uzadı, meyvelerini başkaları topladı, ama fikirleri kurumaya yüz tuttu.
HİÇBİR EMEK ZAYİ OLMAZ, PES ETMEZSEN! Mevlana’nın dediği gibi emek ver, kulak ver, bilgi ver, ama sakın boş verme! Sevdiklerinin sıkıntılarına ortak ol, azaltmak için çaba sarf et, olabildiğin kadar dertlere derman, derman olamadığına tercüman ol! Hiçbir emek zayi olmaz, pes etmezsen!
Başkalarının ne yapmadığını tekrarlayıp duracağına kendinin ne yaptığını ve yapmadığını sorgula! Bilmeyene hatırlat, ama doğrusunu anlatmaya da vakit ayır! Bir takımın zaferinde diğer takımın payı, iktidarın zaferinde muhalefetin payı hiç mi yok? Diz çökersen beline gelen insan senden büyük görünür. Ayağa kalk!
Sizi olduğunuz gibi göstermeyen, beğenmediğiniz filme gitmez, beğenmediğiniz diziyi izlemezsiniz. Beğenemediğiniz yerleri de eleştirebilirsiniz. Ancak istediğiniz gibi fil veya dizi izlemek istiyorsanız çekimine katkı ver!
‘Lider, doktrin, teşkilat ’tan lider ölür, teşkilat kapanır, ama dava kalır. Dava mensupları bir ölür, bin dirilir; yeniden doğar ölümlerde. Rahmetli Mustafa Pehlivanoğlu'nun da söylediği gibi ‘davayı savunanlar ölebilir, ancak davalar yaşar.’
Yöneticiler mutlaka en iyiler olmak zorundadır. Tüm yolcuları ağır vasıta ehliyetine sahip otobüsün, sürücü ve yardımcı sürücüsünün ehliyeti yoksa kaza kaçınılmazdır. Direksiyondakilerin ehliyeti yoksa koltuklardaki yolcuların ehliyetli olması güvenli yolculuk için yeterli olmuyor. Yarışı kazanabilmek için en iyilerle yarışa katılmak gerekir.
Bir fikre yapılacak en büyük kötülük onun kötü versiyonlarıyla temsil edilmesidir.. Bir şeyin nasıl yapılacağını bilirken, nasıl yapılamadığını sessizce izlemek zorunda kalmak en büyük psikolojik işkencedir.
Turhan Feyzioğlu, İsmet İnönü’ye Türk Milliyetçiliğini kabul ettiremeyince ‘Atatürk Milliyetçiliği’ ifadesini kullanmak zorunda kaldık, dediği yıllarda ‘Türk Milliyetçiliğini’ savunan Türkeş, 1960’larda geleceğin Türkiye’si ve Türkiye’nin geleceğini planlarken Türkiye’de ilk defa siyasi, iktisadi, ekonomik, kültürel v.b. gibi tüm sorunları ve çözüm yollarını içeren bir program hazırladı.
CHP’nin isim olarak savunduğu, içini hiçbir zaman doldurmadığı Atatürk ilkelerinin içini doldurdu, emek- sermaye çatışmasını işçiyi çalıştığı fabrikaya ortak ederek, vatandaşın küçük tasarruflarının (bugünkü lot) birleştirilerek büyük yatırımlara dönüştürülmesi (millet sektörü); bugünkü sermaye piyasası ve menkul kıymetler borsasının temelini oluşturdu.
Köylünün, köyünde modern hayatın nimetlerinden yararlanabileceği; okulu, sağlık ocağı, sineması, tiyatrosunun ayağına getirilmesini, nüfusun şehirlerin varoşlarında köy kültürüyle, üretmeden yoksulluk ve sefalet içinde kuşak çatışmaları yaşamaması için tarım kentleri projesi v.b. gibi birçok sürdürülebilir proje hazırladı…
Özel teşebbüs ve devlet yatırımlarının birlikte yürütülmesini hedef alan karma ekonomiyi kalkınma modeli olarak benimsedi. Hem vurguncu kapitalizme, hem de komünizme açık kapı bırakmayacak bir fikir sistemi (9 Işık doktrini) oluşturdu. 12 Eylül Darbecileri tarafından bin yöneticisiyle birlikte uzun yıllar idamla yargılandı, siyasi yasağı referandumla kalkınca, kısa sürede yeniden yapılanmaya geçerek, az sayıda milletvekiliyle partisini TBMM’de temsil etti.
En ağır, en çözülmez kronik sorunlarda herkes çözümü onda aradı. Her konuda söyleyecek sözü, her soruna çözümü vardı. Tansu Çiller - Erdal İnönü hükümeti döneminde PKK ve Ermeni sorununun çözümünde rol aldı ve her iki sorunu da 6 ay gibi kısa sürede çözerek üstün başarı elde etti. Ancak Ermenistan devlet başkanı, meclis basılarak istifa ettirilince anlaşma uygulanamadı.
Şimdi ise MHP en kolay milletvekili, belediye başkanı, parti yöneticisi, il genel meclisi, belediye encümeni v.s. seçilen parti oldu. Dün partiye girenler bugün aday oldu. Seçilemeyenler seçimden sonra kayboldu.
Seçilenler de ya bir sonraki seçimde ya seçimi beklemeden çekti gitti. Parti otel, Türk milletini mutlu, Türk devletini güçlü kılma ülküsü uğruna her türlü özveride bulunan Ülkücüler otel personeli gibi birileri gelip bedava konaklıyor keyif sürüyor, işi bitince gidiyor. Teşkilatlarda devamlılık yok. Her gelen sıfırlıyor ve sıfırdan başlıyor. Dost, düşman belli değil. Kan bağından bile güçlü can bağıyla birbirine bağlı Ülkücüler siyaset üstü davranmalı birbirlerine her zamankinden daha sıkı bağlanmalıdır.
Ülkücümü kaldı?