Amaç, eski yaraları kanatmak, yeni yaralar açmak değil; seçim yasalarının büyük sineklerin delip geçtiği, küçük sineklerin takılıp kaldığı örümcek ağları gibi uygulanmasına dikkat çekmektir.
2002 Kasım Genel Seçimlerinde de zamanın seçime katılma yeterliliği olan 41 ilde örgütlenme şartını yerine getirmeyen Ahmet Türk’ün genel başkanı olduğu DEHAP’ın seçime girmesine izin verildi, aldığı oylar geçersiz sayılması gerekirken, geçerli sayıldı.
Seçim barajı yükseltildi, başta Tansu Çiller’in genel başkanı olduğu DYP yüzde 9,9 oyla baraj altında bırakıldı. DYP Gen Bşk Tansu Çiller itiraz etti, YSK hatayı kabul etti. Ama 41 ilde örgütlenmediği halde seçime giren ve bundan dolayı 2,5 yıl hapis cezasına çarptırılan Ahmet Türk’ün partisi DEHAP’a verilen oylar geçerli sayıldı. Kim saydı? Yüksek Seçim Kurulu (YSK). O günkü YSK üyelerini Erdoğan’ın belirlemediğini de hatırlamakta yarar var.
Geçersiz sayılsaydı ki yasalara göre geçersizdi, yüz bin oyla baraj altında kalan DYP, baraj altında kalmayacak, yüze yakın milletvekili çıkaracak ve Ak Parti ezici çoğunluk bir tarafa tek başına iktidar bile olamayacaktı, CHP veya DYP ile koalisyon yapmak zorunda kalacaktı. Türkiye’nin son 20 yılı bambaşka olabilecekti.
İSPİYONCU BAŞKAN NE KADAR ADİL?
İBB Ekrem İmamoğlu, 2019 Yerel Seçimlerinin ardından kullandığı ‘ahmak’ ifadesi için, bugün 4 yıl 1 ay hapis cezasıyla yargılanmasını eleştirirken, Eski YSK Başkanı Sadi Güven ‘İmamoğlu’nun sözlerini Kurul Başkanı olarak savcıya ben ihbar ettim.’ dedi ve şöyle devam etti:
Hamdolsun (Allah (cc)’a şükürler olsun) ben kul hakkına inanan birisiyim… kurul başkanı olarak benim savcılığa bilgi vermem konusu da gündeme geldi ve o şekilde karar alındı.
Güven’in söze ‘Hamd Olsun’ la başlaması iki açıdan sakıncalıdır. Birincisi; bu ifadeden sonra yapılacak yanlışın kişiden değil; kişinin inancından kaynaklandığı veya kaynaklanacağı anlamına gelecektir ki o inanca zarar verecektir. Yargılayanın ve yargılananın inancı cezanın belirlenmesinde rol oynayamaz. Hz Ali ‘Devletin dini adalettir’ derken Nizamülmülk ‘İnançsız yaşanır ancak adaletsiz yaşanmaz’ diyor.
İkinci sakınca ise hukuk devletinde hiç kimse yasayla tanımlanmayan bir yetki kullanamaz, yasayla tanımlanmayan bir ceza veremez ve karar verici söze yasanın kendisine tanıdığı yetkiyle başlaması ve yetkiyi tanıyan yasayı açıklaması gerekir.
‘Hamdolsun’ diyerek seçim devam ederken bir seçim bölgesinde mühürsüz oylar geçerli sayılırken, başka bir seçim bölgesinde geçersiz sayılabilir mi? Sayılırsa ‘Hamdolsun’ deizme ve ateizme yol açmaz mı? Harama, yalana besmeleyle başlamak, haramı helal, yalanı gerçek yapmaz inanca güveni sarsar.
Aydın’ın Buharkent ilçesinde 2014 Yerel Seçim sonuçlarına itiraz eden Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Adayı Mehmet Erol mühürsüz oyların ‘geçerli’ sayılarak 27 oyla seçimi MHP’nin elinden alırken, doğuda da mühürsüz oylar ‘geçersiz’ sayılarak başkanlık el değiştirdi. Bunlar olurken YSK Başkanı Sadi güvendi.
SUÇ GARO PAYLAN’DA DEĞİL; KONUŞTURANDA
HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, ‘Ermeni Soykırımı' nın Tanınması, Soykırım Faillerinin İsimlerinin Kamusal Alandan Kaldırılması’ başlıklı kanun teklifini TBMM Başkanlığı'na verdi. Teklif iç tüzüğe aykırı bulunarak kendisine iade edildi.
Paylan '7 yıldır aynı teklifi veriyorum, böyle bir lince maruz kalmadım. Çünkü bu meseleler konuşulabiliyordu. Türkiye'de ve her yıl Cumhurbaşkanı'nın taziye dilediği bir konuyla ilgili benim tanımlamam bu şekilde oluyor.’ dedi. Paylan’dan daha çok Paylan gibi düşünmeyen, lafa sıra gelince mangalda kül bırakmayan, bir türlü harekete geçemeyen sözde vekiller utansın! Suç Paylan'da değil; onu TBMM'de konuşturanda.Böyle meclise böyle vekil.