Sponsorluk, yardım, bağış...
Ne zaman bu kelimeler bir sohbette dile gelse, birçok kişi aniden şaşkın ya da kaçamak bir hale bürünüyor. Neden? Yardım istemek veya bağışta bulunmak, insanı utandıracak ya da korkutacak bir durum mu? İşin doğrusu, bu tavırı anlamakta zorlanıyorum.
Samsun Bedensel Engelliler Spor Kulübü Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı'nın yaşadığı zorluklardan bahsetmek gerekiyor.
Bu takım, maddi ve manevi destek bulmakta büyük güçlük çekiyor. Nereye gitseler hep bir bahane, hep bir erteleme...
Randevu vermeyenler, "Biz bununla mı uğraşacağız?" diyenler...
Engelliler spor yapmış yapmamış, topluma kazandırılmış kazandırılmamış, umurlarında bile değil. Bu umursamazlık, sadece sporcuların azmini kırmakla kalmıyor, toplumsal bir ayıbı da gözler önüne seriyor.
Bir yanda engelli sporcularımızın çabaları, azimleri ve hedefleri var. Onlar, kendilerine inanıldığında, gerekli destek sağlandığında ne kadar büyük başarılara imza atabileceklerini defalarca kanıtladılar.
Ancak bu sporların devamı ve gelişimi, sadece o sporcuların azmiyle mümkün değil. Bizim de taşın altına elimizi koymamız gerekiyor.
Şu soruyu sormak gerekiyor: “Görmedim, duymadım, bilmiyorum” diyerek daha ne kadar devam edebiliriz? Destek olmaktan kaçınarak nereye kadar gidebiliriz? Engelli sporcuların karşılaştığı engeller, sadece fiziksel ya da finansal değil. Toplum olarak onlara yönelik bir duyarsızlığımız da bu engelleri büyütüyor.
Oysa ki, yapılabilecekler çok basit. Bir etkinliğe sponsor olmak, bir spor kulübünü desteklemek ya da küçük bir bağışta bulunmak... Bazen bir fark yaratmak için devasa adımlar atmaya gerek yoktur. Yeter ki isteyin.
Engelli sporcuların yaşadıkları zorluklara duyarsız kalmak, sadece onların umutlarını kırmıyor; toplum olarak bizim vicdanımızı da sorgulatıyor.
Haydi, şimdi hep birlikte bir soru daha soralım: Engelleri birlikte aşmak için siz ne yapabilirsiniz?