3 Aralık Dünya Engelliler Günü geçti. Sosyal medyada yaşananları görünce bir kez daha ne kadar gösteriş meraklısı bir toplum olduğumuzu düşündüm. O gün herkes, sanki engellilere çok duyarlıymış gibi paylaşımlar yaptı, farkındalık mesajları verdi. Ancak bu duyarlılık sadece bir günle sınırlı kalıyorsa, gerçek anlamda bir değer taşımıyor.
Samsun'da bir tekerlekli sandalye basketbol takımı var. Bu takım, büyük zorluklara rağmen 2. ligden 1. lige çıkmayı başardı. Engelli sporunu tanıtmak ve daha fazla insana ulaşmak için birçok kişiden destek talebinde bulundular. Bazıları bu çağrıya kulak verdi, onları güzelce ağırladı, moral verdi. Ancak bazıları da "Aman, yine bizden bir şey istemesinler," diye önyargıyla yaklaştı. En acısı, randevu taleplerine dahi dönmeyenlerdi.
Ne gariptir ki, işte o geri dönmeyenler, 3 Aralık’ta sosyal medyada engelli bireyler için adeta duyarlılık yarışına girdiler. Peki, bu ne kadar samimi? Bir gün boyunca farkında olmak yeterli mi?
Engelli bireylerin sadece maddi yardıma değil, manevi desteğe de ihtiyaçları var. Onların yanlarında olduğumuzu hissettirmek, hayatlarına dokunmak, hak ettikleri saygıyı ve sevgiyi her zaman göstermek zorundayız. Gerçek farkındalık, bir günle sınırlı kalmaz; her gün onların yanında durmayı gerektirir.
3 Aralık’ta fark ettiğimiz ama diğer günlerde görmezden geldiğimiz engelli bireyler, yalnızca fiziksel değil, toplumsal engellerle de mücadele ediyor. Bizim görevimiz bu engelleri kaldırmak, ayrımcılığı ve önyargıyı yok etmek.
Bir gün hatırlayıp diğer günlerde engellenmemeleri dileğiyle…