Muhteşem ambiyans, 20 bine yakın taraftar.
19 Mayıs Stadyumu gün boyu Kırmızı-Beyaz renklere bürünmüş, şarkılar sözler, eğlenceler, muhabbetler, hasret giderenler, gurbetten gelenler var da var...
Tüm ortam hazırdı 3 puana...
Hafta boyunca "19 Mayıs'ı karnaval ortamına çevirelim" sözü gerçekleşti..
Samsunspor iyi de başladı. İlk düdükle birlikte Eyüp'e karşı baskı, 10 dakikalık bölümde rakibi ısıran bir oyun, taraftarın ateşlemesi, dedik geliyor "3 puan"
Ancak "talihsizlik mi" desek yine ya da "kanayan bir yara mı?" yine adam eşleşmesindeki bir hata pahalıya mal oldu.
Neyse ki; demoralize olmadık anında cevap verebildik.
İlk yarıda beğendiğim, ısıran ve temposu düşmeyen bir Samsunspor izlerken, ikinci yarıda yine ne olduysa, hem tribünler sustu hem de bizimkiler enerjisini kaybetti.
Fofana'nın başına buyruk hareketleri, Boldrin'in yerini kaybetmesi, Osman'ın yorulması, Celil'in de muhteşem şutunun dışında sert müdahalelerinin başına iş açacağını Selçuk Kaya ile konuştuk.
Selçuk Kaya; "Ya kırmızı kart görür ya da sakatlanır" dedi. Öyle de oldu. Neyseki kramp girmiş, hafif atlattık.
Dönelim oyun kurmaktaki sıkıntıya. Geriden bu iş olmuyor. Orta sahada Celil-Osman ikilisine Boldrin yakınlaşmıyor. Kafasını kaldıran yine Fofana'yı arıyor.
Tamam Fofana oyuna her an etki edebilecek bir oyuncu ancak O'na bu kadar misyon yüklemek, "O'nu bencil futbola itiyor."
Acilen çözülmesi gereken baştaki en önemli 2 konu;
"Oyun kurmaktaki sıkıntı ve Fofana'sız oyun sistemi..."
Taraftarın da en çok eleştirdiği konuların başında gelen; "geç oyuncu değişikliği"
"Laura, Osman, Boldrin, Fofana" bizi oyundan al hocam! diye diye bağırdı...
"Geç mi kaldık?" tartışılır ancak dikkat çeken geçen senelerde "kulübede yaşadığımız sıkıntılar bu sefer yok."
Kulübe güçlü, neden o zaman?
Oyunu mu okuyamadık, risk mi alamadık?
Sezonun başı, 20 bin taraftar sana inanmış, "risk almak" kaçınılmazdır.
Öyle bir an yaşadık ki; uzatma dakikalarında Eyüp kalecisi Harun ayağında top, kendisine baskı yapan oyuncu görmeyince ne yapacağını şaşırdı!..
Olmadı, 20 bin taraftarın önünde olmadı...
Teknik Direktör Bayram Bektaş'ın dediği gibi, "Kazanamıyorsan, kaybetmeyeceksin" sözü, 20 bin taraftarın karşısında olmaz, hele ki daha sezonun başında.
Sevgili hocam; "Maç sonu futbolcuların koşusu, korneri, şut, etkili pozisyon gibi analizlerin yansıttığı verilere de puan yazmıyorlar."
Hafta boyunca biz şunu gördük;
Taraftar istedi ki;
"Samsunspor saldırsın, ısırsın, koparsın.
Yenilsin sorun değil ama oynasın."
Bayram hocam; bunu söylemeden geçemeyeceğim;
"Bugün 1 puan kazandın ama taraftarı kazanamadın...
Bayram Hoca sınıfta kaldı, oyuncuların hiç bir günahı yok, sizin de dediğiniz gibi Eyüp spora ve kaleciye tek baskı yapan celil bunun dışında Hocanın sözünden çıkmayan oyuncular kişiliklerini kullanamadilar.Oyke bir talimat almış ki oyuncularımız örneğin Santrofor mevkiinde oynayan sporcumuz orta sahanın etrafında duruyor sağa gidiyor ,bsola gidiyor ne mümkünse ileri de ne baskı yapıyor nede ileri gitmek istiyor.Bu maçı bir puanla bitirdik ama Hocamız oynattığı sistemle Sınıfta kaldı.Oyuncuların kulakları seyirciye açık olsaydı maç başka bir boyuta geçerdi. Seyirci bile Hoca'dan akıllı bir şekilde bastır bastır, Samsunspor gol gol diye bağırmasına rağmen bu iletişimi duymadılar sebebine gelince hocanın verdiği taktikten başka şey düşünmemeleridir.Bu hoca hangi sistemle oyun oynattığı belli değil.Oyuncundegisikkikkerini 70 ve 75 de yapan hoca bu işi çok iyi bilyor ama hiç bir şey bilmiyor.Kaleye ikinci devre tek şut u Celil vurdu. Başkada süt atan yok.Ahmet SAGAT 15 dk.oyuncu degil.
Alper bey butun tespitlerine sahsim olarak katiliyorum bende sunu eklemek isterimbizim sol kanat iki oyuncumuz mucahit ve fofana fofananin etkisizligimucahitten kaynaklaniyor birazda mucahit aldigi her topu ileri tasimak yerine geriye donup pozisyon baslatip fofanayi devreye sokamiyor hic birseferinde guzel adrese teslim bir orta yapamiyor