Üst üste kaybedilen puanlar ve psikolojik olarak kötü bir dönemden geçtiğimiz son iki haftada tabelaya 6 puan yazdırmak önemliydi…
İki takımın da açık futbol sergilemesi televizyon karşısındaki futbolseverler için “Bu maçta çok gol olur” sözünü mutlaka söyletmiştir.
Özellikle ilk devrede hem rakip kalede hem de kendi kalemizde ciddi pozisyonlar yaşadık ki; ikinci devre biraz ‘’orta saha mücadelesi’ izledik.
Ancak Bolu ekibinin kadro kalitesi biraz daha iyi olsa, işimiz gerçekten zor olacaktı...
Gole kadar ki 25 dakikalık bölümde agresif, koşan, mücadele eden, ısıran bir takım görüntüsü verdik.
Gol sinyallerini verdi zaman zaman ve Gökhan Alsan’la bulduk ki; ‘enerjimiz bir tık daha arttı…’
Bu dakikadan sonra kanatların aksine merkezden geldiğimiz irili ufaklı pozisyonlarda yakaladık ama kalemizde üst üste yaşadığımız ‘kritik pozisyonlarda da’ ‘oh çekmedik’ değil yani…
Hatta sık sık dile getirdiğimiz “kale önüne kadar gel, final de sıkıntı var” sözümüz yine gerçekleşti.
Gökhan Alsan ve Ahmethan Köse, yine Gyasi...
Ciddi anlamda finalde sıkıntı yaşıyoruz. Adeta gol atmamak için mücadele içindeyiz.
Hele “geri pas” huyumuz yok mu!..
Tüm liglerde Nurullah kadar topla buluşan başka kaleci yoktur…
Ver geri, al geri, yan pas, olmadı dön geriye..
Ritim hep aynı..
Kontra atak yakaladığımız bir iki pozisyon da bile ceza alanına yaklaştık, oradan topu Boli’ye kadar geri getirdik ya ‘tamam pes’ dedim…
Evet topun bizde kalmasını, oyunun kontrolünün bizde kalmasını çok istiyoruz, istatistiklere bol pas yazıyoruz ama gol atamayınca skoru tutmakta sıkıntı yaşanan, ekran başında sinirlerin gerildiği bir futbol ortaya çıkıyor…
Risklidir 1-0’lık skorlar…
Kadro kalitemiz ve gol ayaklarımız farklarını ortaya koymalı ki; tabela rahatlasın…
Elbette bu süreci bu şekilde geçireceğiz ta ki; devre arasına kadar…
Şükür diyeceğiz üç puanlara.
İki hafta 6 puan bizi zirve yarışında tuttu.
Bunu unutmamak lazım…