Samsunspor'un son haftalardaki seri galibiyetleri kentte olan 'şampiyonluk' inacını perçinlerken, BAY geçilen hafta sonrası kritik Keçiörengücü mücadelesi beklendiği gibi geçti.
Rakibin analizi yapıldığında oyundan kopmayan, disiplinli, mücadele eden ve mütevazi kadrosuyla aldığı sonuçlar dikkat çeken bir takım hüviyetinde görünüyordu.
Ve Samsunspor'un da Ankara'da kazanamaması...
Bazı takımlar size ters gelir, psikolojik olarak da kazanamamanın verdiği etkiyle beraber oyun kendisini yine aynı senaryolara taşır.
Yine öyle oldu.
İlk düdükle beraber ilk 15 dakikalık bölümde 2-0'lık skoru çok rahat yakalayabileceğimiz halde nedendir ki; 'Bu takım gol atmakta sorun yaşamaz' dediğimiz Samsunspor'da Fransız golcü Laura, saç baş yolduracak şekilde atmamak için büyük çaba gösterdi.
Yine Brezilyalı golcü Dougles Tanque...
Böyle kritik maçlarda bulduğun net pozisyonları harcamak olmaz.
Özellikle altını çizmekte fayda gördüğüm, 'top kayıplarımız'
Kontra ataklarda ileriye taşıdığımız toplarda zaman zaman kayıplar yaşamamız nedeniyle eksik yakalanıyoruz ve geriye dönüşlerde 'penaltı veya birebirde adam eksilterek' kalemizde golü görüyoruz.
Bu organizasyon eksikliğini maçın genelinde sıkça yaşıyoruz.
"Alim, Zeki ve Yunus Emre" üçlüsü savuştururken, bazen son hamlelerde zamanlama hatası oluyor ve Tuzla'da, Keçiörengücü maçında rakibe skor şansı tanıyoruz.
Orta sahada dinamizmi elden kaçırdığımızda ise baskı altında kalıyoruz.
Oyunun kontrolü Samsunspor'da olunca 'sistem doğru işliyor...'
Eksik yönlerimizi tartışırken, 'bu konuda üstüne üstüne çalışmamız gerekiyor.'
Diğer tarafta ise sol kanatta 'bek-açık' anlayışını benimseyemeyen Soner Gönül.
'Ne yapsa yaranamaz' derler ya; aynı o şekilde.
Çok eksik yönleri var. Taçtan eliyle ortayı ayağından daha iyi yapıyor.
Her organizasyonda kademede, attığı paslar veya ortalarda etkisiz kalıyor.
Soner de elbette iyi ve doğru işler yapmak istiyor ancak 'yıldız barışması' olmayınca yapmak istedikleri sahaya doğru yansımıyor maalesef.
Devre arasında 'en fazla transfer istenilen bölge' olarak bugün konuşuluyor.
Mücahid'in dönüş tarihine göre yönetim elbette arayışlara başlamıştır.
Dönelim tekrardan maça; 'bu tür kritik maçlarda cömertlik olmaz.'
Oyun kurmakta zorlandığın dakikalarda kontra organizasyonlarla yakaladığın net pozisyonları 'gole çevirmek' şampiyonluk en önemli basamağıdır.
Keçiörengücü penaltıya kadar kalemize çektiği şut yoktu!
Bazı maçların olur ki; 'üretken değilsindir' ama 'fırsatlar altın tepside' sunulur.
Keçiören karşısında bunu yaşadık ama sonuçlandıramadık.
"Kayıp 2 puan mı, kazanılan 1 puan mı" tartışabiliriz.
Ligdeki görünüm gösteriyor ki; "köprünün altından çok daha sular akar."
Biz; kalan haftaları doğru strateji ve yol haritasıyla sonuçlandırmalı, devre arasında 3 nokta transferle Süper Lig biletini alacak kadro derinliğine ve oyun anlayışına sahip olmalıyız.