Zirve hesapları yapan takımların kazandığı haftada Ankara’nın soğuk kesen havasında zorlu bir 90 dakikaydı…
Sahaya çıkan kadroya ‘eksiklerle geldik’ yorumu belki kısmen doğru olabilir ancak Oğuz, Rahman Buğra zaten bu takımda çok rahat forma giyer…
Özellikle Oğuz’u tebrik ediyorum, 90 dakikaya her yönüyle mükemmel bir futbol ortaya koydu.
Forvetten bozma santraforlarla ceza alanı içinde maalesef verimli olamadık, kanat ve merkezi kullanmak istedik, zaman zaman başarılı olduk.
Karşılaşmaya öyle bir başladık ki; herkes içinden “bu maç 4-5 olur” demiştir.
Oyun alanını daralttık, geri dönen topların sahibi olduk ve 26. dakikada Gökhan’la penaltıdan golü bulduk.
Golden sonra maçın senaryosu öyle bir gelişti ki; gitti-geldi anlarla maçın kaderini değiştiren yine biz olduk…
Ankara’nın 10 numarası, takımın da en iyisiymiş!... Yatırdı kaldırdı, yapıştırdı..
Nurullah izledi!..
Her zaman söylüyorum kadro kalitesi rakamlarda çok çok iyi olabilir, sahada ne verdiği asıl önemlidir…
Öyle zor anlar yaşadık ki; insanın gerçekten inanası gelmiyor…
Özellikle ikinci devredeki 25 dakikalık bölümde oyun kontrolünü elimizden kaçırmamız, çok çok geride top çevirmemiz hatta bir adım daha öteye gidelim, “orta sahadaki basit top kayıplarımız”, “acaba mı?” sorularını akıllara getirmedi değil?..
Soru işaretleriyle ikinci devrenin koca 30 dakikasını yedik, bitirdik..
Savicevic’in yokluğunda ilk 11’de olmayışı kısmen sorgulanan Kubilay, mükemmel bir ince pasla topla buluşturduğu Burak’la nefes aldık ki; ‘hepimiz kocaman bir oh çektik…
Gol sonrası oyunun kontrolünü de sağlayarak, 3 puana uzandık ama ne kadar oynanan futbolu takdir edersiniz, bilemem…
Özetle “soğuk havada içimizi ısıtan 3 puan” diyelim…
Bu arada önemli iki konu…
Kumaşından şüphe etmediğimiz Gyasi’nin oynadıkça daha da form tutacağının sinyallerini bu maçta da verdi..
İkinci devrede çok daha farklı bir Gyasi’yi izlemek nasip olacak gibi…
Nurullah!...
“Mental”olarak destek şart…