Ve, beklenen 20 Şubat..
Bu maça o kadar anlam yükledik ki, Süper Lig biletinin kesileceği bir 90 dakikaydı..
Öyle de oldu, "ligin fişini çektik" diyebiliriz.
Ertuğrul hoca kazanan kadroda ciddi ve riskli bir rotasyona gidip, Burak-Savicevic ikilisini kulübeye, Guido-Oğuz'u sahaya sürdü.
İlk devreye o kadar iştahlı başladık ki, rakibinde aynı şekilde karşılık vermesiyle kıran kırana bir mücadele sahaya yansıdı.
"Hatta ikinci devre pertimiz çıktı."
Golle birlikte oyun daha da hareketlilik kazandı, zaman zaman oyunu elimizden kaçırdık, hatta ikinci devrede rakip sahada iki pası yapmakta bile zorlandık. Çok yorulduk, defans bloğunda erken kartları görmemiz, rakibin sert oyunu, bizim geriye çekilmemiz sonrası zorlandığımız öyle anlar yaşadık ki, geceyi kurtaran bir isim vardı;
NURULLAH...
Emeğine sağlık, teşekkür ederiz..
Bu gece harikalar yarattı, yattı kalktı, uzandı, kısaldı, büyüdü büyüdü, devleşti...
Eldiven budur işte..
Özellikle ikinci devrede çok mu çok oyundan düştük, cephe olduk, rakibin gol arayışlarını savurduk ama derin derin "oh çekmedik" de değil...
İstediğimize ulaştık mı, ulaştık...
Futboldan memnun olmayabiliriz ancak burada önemli bir ayrıntı vardı ki; "mücadele, tam saha defans, birliktelik... "
Cephemizi can-ı siperle koruduk, düşmana geçit vermedik...
Süper ligin biletini kestik mi kestik...
Kaptan Caner'in maç sonu dediği gibi..
"Kim büyükmüş sahada gördük."
Şımarmadan, disiplinden kopmadan, ligin halen pamuk ipliğine bağlı olduğunu aklımızdan çıkarmazsak sıkıntı olmaz, şampiyonluk ipini göğüsleriz zirvede...
Daha uzun maraton var, rehavete kapılmadan "tam yol ileri..."
Evet güzel bir geceydi.
Atatürklü Arma'nın muhteşem gecesiydi..
Uzun uzun maçın hikayesini yazabilirim ancak fazla söze ne hacet...
Bizim çocuklar işte, yaptılar yine yapacaklarını..
Ayaklarınıza sağlık beyler...