Ne diyelim? Neresinden başlayalım?
Özel nedenlerden dolayı 19 Mayıs Stadyumu’nda değildim ancak TV başında 90 dakikayı takip ettim. Daha çok not alma fırsatım oldu, sosyal medyada taraftarların verdiği tepkileri takip etme şansım oldu.
Çok fazla lafı eveleyip geveleyip, uzatmayacağım…
Taraftar; futbolcuların “ruhsuzluğuna” dem vurdu, hedefteki isim ise tecrübeli teknik adam “Ertuğrul Sağlam”dı…
Peki sonuca gerçekten ne damga vurdu?
Futbolcular mı? Sağlam mı?
Beyler!..
Bu haftalardır aslında bizim söylediğimiz, bazılarının ise inatla görmemezlikten geldiği, halının altına süpürdüğü bir gerçekti…
Çekirge sıçradı, sıçradı eee!!!! Bir yerde de çakıldı, kaldı…
Biz futbol oynamıyoruz zaten!...
Bunu kabul edelim artık…
Biz koşuyoruz, mücadele ediyoruz, topu sağa sola, ortaya döndürüyoruz.
Sahada çok fazla pas yapan, topla oynayan takım hüviyetini görünce “kaliteli futbol oynadığımızı” zannediyoruz…
O sırada “sihirbazlık mı?” diyelim, “çilingirlik mi?” diyelim, Kubilay, Gökhan Karadeniz, Yasin, Burak, Nadir, Guido’dan “mucize” bekliyoruz, sahne alırlarsa maçı kazanıyoruz…
Yani bireysel yeteneklerle sonuca gidiyoruz…
Adana Demirspor maçında bunu net bir şekilde gördük, tecrübe ettik.
Pas yapamadık, topla oynayamadık, sonuç “hüsran…”
Kanatlar sınıfta kaldı, defans hattında ciddi aksamalar vardı; forvet bölgesi zaten yoktu…
Sahada olanı çıkanı, 16 futbolcumuz da kenarda teknik ekipte yokları oynadı.
Bu maça özel değil ama takımın iskeletinde ciddi sorunlar yaşıyoruz. Bu ayrı konuşulması gereken bir ayrıntı.
Ciddi bireysel performans düşüklükleri görünüyor, temeli araştırılmalı, sonra geç kalmayalım…
Suçlu aramaya gerek yok, beklenen bir sondu…
Bu kayıplar elbette yaşanacak ama insanın kendi sahasında bu denli kötü bir oyunla olunca zoruna gidiyor.
Başkan Yüksel Yıldırım’ın “1 mağlubiyet” beklediği maç bu olsun…
“Kaza” diyelim ama bu kazanın faturasını da “acı bir şekilde tecrübe” ederek, “ders çıkaralım.”