Zor bir karşılaşma olacağını sezon başından beri söylüyorduk. Lidere konuksun, zor bir deplasman, rakibin taraftar desteği var, çamurlaşmış zemin...
Olumsuz bir tablo varken, sürpriz bir kadro ile sahadasın, işler yolunda!
Herşey güzel giderken, bulduğun golün üstüne yatmak varken, iyi oynayan bir takımken, rakip 10 kişi kalmışken, dahası varken, bir maç ancak bu kadar baltalanır ki; bunu Taner hoca başardı.
Rakip oyundan düşmüş, atak yapamaz halde! Taraftar desteği var, o da boşa.
Hakem ev sahibini 'gayırdı' diyorsun, 'iyi yönetti'
Ekmeğine yağ bile sürdü, rakibini 10 kişi bıraktı...
Sarıyer hareketlenemiyor...
Sen gol bulmuşsun, 80'nci dakikaya kadar yatmayı başarmışsın.
Enes rakibi indiriyor, kaldırıyor, orta sahan çalışıyor, sen gidiyorsun, 84'ncü dakikada Muhammet'i oyuna alıyorsun, orta sahandaki Kubilay'la Enes'i kenara alıyorsun.
Kazanmaya ramak kala, defansa yatmak varken, nedir bu cüretkarlık!
Maç sonu açıklamasında kabul etmese de yapılan değişiklikler bu sonucu ortaya çıkarmıştır.
Mağlup olmadan geri dönmek iyiymiş ama bence kaybedilen '2 puan' vardır. Bunun sorumlusu da Taner hocadır.
Sen ikinci golü bulmak için çaba harcayacağına, defansına takviye yap, skora yat. Rakiplerinin sana yaptığı gibi...
2-0'a da 3 puan, 1-0'a da... Ama 87'nci dakikada yersen golü al sana '1 puan...'
Telafisini yapılacakmış, rakiplerimizi teker teker geçermişiz.
Geçemiyoruz Taner hocam. Dediğiniz gibi olmuyor. Futbol sahada oynanıyor, sonuç sahada alınıyor.
Kaybedilen 2 puanın başka izahı yoktur, Taner hoca 'intihar' etmiştir...