Kimse kusura bakmasın…
‘Kazandık’ diye ‘polyannacılık’ oynayacak değiliz..
Yazma yazma, eleştirme eleştirmede nereye kadar!..
Problem ciddi, tepeden tırnağa sorumsuzluk var…
Ta ki, kendi kalemizde golü görünce şimşekler çarptı..
Gole kadar ne yaptık, neredeydik!..
Dedik ki; ‘maç gidiyor’ hayırdır…
Kubilay girene kadar tek bir pozisyonumuz yoktu.
Allah aşkına bu futboldan mı memnun musunuz?
45 dakika Gyasi’ye, 58 dakika Gökhan’a sabredilir mi?
70 dakika ne yaptığımızı bilmeden öyle böyle geçirdik..
Nadir’i çıkardık, Yalçın’la gol aradık…
Bu ligi bırak ‘Süper Lig’ kadrosunu kurduk ya biz!
Sosyal medyada eleştiriler, 90’daki golden sonra sevince dönüştü döndü ama!..
Şimdi her şeyi güllük gülistanlık gösterelim de, sorunları halının altına süpürmeyelim…
Transfer? Bu acı ‘reçetenin çaresi’dir tamam da sözüm ona ‘takım oyunu nerede?’
Top oynayamıyoruz…
Zirveye son 20 dakikada tutunduk…
90 dakika iyi futbol istemiyoruz eyvallah ama bu futbolla nasıl şampiyon olacağız?
Sözüm o’dur; transferler sezon başındaki gibi olmasın..
Yoksa işimiz zor…
*******
Bu fotoğrafı basın tribününden çektim. Neden mi? Bu iki etti de ondan!
Şehit ve gazilerin kanıyla sulanmış bu toprak, al kırmızı bayrağımız, savaşa savaşa kazanılmış vatan ve zaferlerimizin sonucu yazılmış ‘İstiklal Marşı’dır, bizi biz yapan!..
Bağımsızlığımızın sembolüdür, onur duyarız, saygıda kusur etmeyiz!..
Peki, Gyasi’nin saygısızlığına ne demeli?Eli belinde, orası burası oynuyor!
Gyasi ve Plumain aynı görüntüyü bir kez daha vermişti hatırlar gibiyim…
‘Bu ne ilk ne de son!..’
Biz buradan, kulüp de gerekli uyarıyı kendisine yapsın..
İstiklal Marşımız okunurken;
Saygısızlık yapmayın, edebinizi takının!..Özür borçlusun Gyasi…