Türkiye'de bir futbol müsabakası sadece bileğinin hakkıyla sahada kazanılmıyor! Biraz şans biraz da lobi olmazsa olmuyor! Gücü yeten yetene, takımlar adeta linç ediliyor. Bizlerde bunlardan biriyiz maalesef…
Kulüp olarak herkese her makama eşit ölçüde yaklaşıyoruz. Çünkü bilmiyoruz! 'alavere dalavereyi, ali cengiz oyunlarını bilmiyoruz! Boluspor maçında da çok üzülmüştük. Ama İstanbulspor maçı bir başka içimizi yaktı. Yenilgiyi hiç ama hiç hak etmedik. Doğrusunu isterseniz maç öncesi zaten yetersiz kadromuz Yunus Emre’nin kart cezalısı oluşu, Osman’ın Covid 19 şüphesi ile tedbir amaçlı oynatılmaması ve Hasan'ın kafasının karışık olması durumu 1 puan çıkartabilirmiyiz düşüncesini hakim kıldı bizlerde.
Sahada Boluspor maçından farklı olarak Hüseyin ve Berk ilk on birde idi. Yedek kulübesi ise her zamankinden daha yetersizdi. Fakat maça öyle bir başladık ki 'bu maçı alabiliriz neden olmasın dedim' kendi kendime. Fuat hocam oyun kurgusunu öyle kurmuş ki oyunun gidişatı lehimize dönmüştü. Ta ki Savicevic kırmızı kart görene dek!
Maçın 73. dakikasında Valon Ethemi’nin golüne engel olamadık 10 kişi kalmamıza rağmen maçı bırakmadık. 82. dakikada Moryke Fofana'nın muhteşem golü ile beraberliği yakalasak ta şansızlık mı diyeyim, Fuat hocanın son dakikalarda taktiksel hamlelerde geç kalışımı diyeyim bilmiyorum. 90+4 de hem de bizim alt yapımızdan yetişen Melih Kabasakal'ın golü bizleri de emeğimizi de yıktı…
Hocam, Saviçeviç o kadar bozuktu ki ısrarla oyunda tuttunuz. Pas hataları ve isteksiz tavırları hiç içime sinmedi. Fofana gol atsa da oyuna istenilen katkıyı veremedi. Tomane’ye ise bir şey diyemiyorum. İleri geri bitti adam, yorgunluktan bayılacaktı. Keşke 90+’da golü yemeden değişiklik yapsaydın be hocam. Oyun biraz soğuyabilirdi.
Hakeme gelince oda sütten çıkmış ak kaşık değildi. TFF içinde Samsunspor’un hiç gücü olmadı. Kulübümüzün adaletten başka bir beklentisi ya da menfaati hiçbir dönem olmadı. Çok açık söyleyeyim, zaten bizim takımımızın arkasında lobi faaliyetinde bulunacak ne bir siyasi nede iş adamı var!