Bu devirde hiç kimseden Hz.Ömer'in adalet anlayışını ve Nuşirevan hassasiyetini
beklemem ama;Mülkün temeli; denildiği gibi adaletin terazisinin herkes için hassas
tartması gerektiğine inanırım.
Hukuk sistemimiz tartışmalıdır.
Ve bu tartışma yeni de değil üstelik. Davalar uzuyor.
Kimi kararların vatandaşları mağdur ettiği de biliniyor.
Haksız yargılamalar sonucunda uzun süre ceza evlerinde ömür tüketenler olmadı mı?
Haksız yere zindanlarda çürüyenlerin hikayeleri; 'Pardon' adıyla film bile yapıldı.
Askeri mahkemelerdeki yargılamalarda bu ülkenin iki bakanıyla birlikte Başbakanı
idam edildi.
Sonrasında, 'Üç sizden, üç bizden' diye darağaçlarına 'fidanları' gönderdik ama
bundan da ders almadık 12 Eylül döneminin faşist cuntacıları 'Asmayalım da
besleyelim mi?' gibi iğrenç bir yaklaşımın etkisiyle 'Bir sağdan, bir soldan' diyerek
bu ülkenin gençlerini darağaçlarında sallandırdılar.
Binlercesi zindanlarda çürüdü.
Hatalarımızdan ders çıkaramıyoruz ama ve hala hata yapmaya devam ediyoruz.
İktidarlar, yargıyı bir sopa gibi kullanmaya çalışıyor.
Gerçek mi, değil mi bilmem.
Ve fakat. Derslik niteliğinde olduğunu düşündüğüm için buraya taşımak istedim.
Gazneli Mahmut'a atfedilir bir hikayedir: Bir ihtiyar Gazneli Mahmut'a gelerek, evine gelen birinin karısını taciz ettiğini anlatır.
Gazneli Mahmut;'Sen şimdi git, o kişi geldiğinde bana haber ver' der.
İhtiyar, Gazneli Mahmut'un tavsiyesine uyar ve birkaç gün sonra o kişinin geldiğini
haber vermek için tekrar huzura çıkar.
Hikaye bu ya, Gazneli Mahmut, ihtiyarın yatağındaki kişiyi yüzünü bile çeviremeden kellesini boynundan ayırır.
Sonra da ayağıyla kellenin yüzünü çevirir ve derin bir 'Oh' çektikten sonra, ihtiyara
dönerek; 'Bana şimdi bir tas çorba getir' der.
İhtiyar merak edip sorar ;'Adamı sırtından vurdunuz, sonra da çorba istediniz neden?' diye sorar.
Bunun üzerine Gazneli Mahmut;'Öldürdüğüm kişi oğlum da çıkabilirdi, yüzünü
döndürüp böyle bir durumla karşılaşsaydım, kellesini alamazdım. İşte bütün
bunları düşünerek üç gündür bir şey yemedim. Çorbayı da onun için istedim' der.
Devlet 'Senin suçun çok kötüdür, benimkisi az kötüdür' demeden, adalet
terazisinin herkesi eşit tartması için gereken düzenlemeleri yapmak ve önlemlerini almak durumundadır.
Bırakın hukuka müdahaleyi, bunun olacağına dair, ihtimal bile şüyu vukuundan beter
durumların oluşmasına neden olur ki; Allah böylesi durumlardan ülkemizi ve adalet sistemimizi korusun.