Fahrettin Ulusoy’un cenaze namazına iştirak etmek için Büyük Cami’ye doğru giderken, Büyük Postane önüne geldiğimizde bir güvenlik görevlisi ‘’Yasak hemşerim’’ diyerekn yolumuzu kesti.
Anakent iş merkezi yıkılıyor biliyorsunuz.
Yayaların zarar görmesini engellemek amacıyla Büyükşehir önlem almış.
Samsun’da yaya ve araç trafiğinin en yoğun seyrettiği güzergâhlardan biri olan ve halk tarafından ‘’Bankalar caddesi’’ olarak bilinen Kazımpaşa caddesi araç trafiğine kapatıldığı gibi yaya trafiğine de kapatılmış.
Yayalara bir zarar gelmesin diye önlem alınmasını eleştirecek eğilim elbette.
Bu iyi bir şey.
Gerçi o güvenlik görevlisinin ‘’Buradan geçmezsiniz’’ demesi üzerine geri dönmüş ve Ziraat Bankasının emekli maaşlarını ödediği binanın yanından Atatürk bulvarına doğru yönelmiştik ki, Salıpazarı Belediye Başkanına geçiş izni verilince, yanımdaki arkadaşla birlikte ‘’O geçtiyse biz de geçeriz’’ diyerek ve güvenlik önlemlerini hiçe sayarak o yolu kullandık ya neyse.
Bizde oradan geçmek isteyince güvenlik görevlisi, belediye başkanına izin verdiğine pişman olmuştur elbette ama bizim yaptığımız da hiç doğru değildi.
Yasaksa herkese yasak olmalı ama yapılan iltiması protesto edelim derken kendi can güvenliğimizi de hiçe saymış olduk.
Ve fakat.
Anlatmak istediğim husus, nüfuslu birinin göz göre göre herkes için konulan yasağı delme girişimini eleştirmek değil elbette.
Anlatmak istediğim husus, o yolun yaya ve araç trafiğine kapatılması sonucunda çevredeki esnafın içine düştüğü, daha doğrusu içine düşürüldüğü durumdur.
Yıkım başlayalı ne kadar oldu günleri sayan var mı acaba.
Esnaf günleri sayıyordur ama bu durum bizim ne kadar umurumuzda.
Kaç kişi o bölgedeki esnafın durumunu merak ediyor acaba.
Bina çevresi araç ve yaya trafiğine kapatıldıktan sonra siftah etmeyen esnaf, evine ekmek götürebiliyor mu, kirasını elektrik su faturasını ödeyebiliyor mu diye kaç kişi kendisine bu soruyu sordu merak ediyorum.
Esnafın hali pür melalini sayıları az da olsa düşünen bir kitle vardır elbette.
Ve fakat.
Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir verdiği bu karar nedeniyle esnafın halini düşünüyor mu ben aslında onu daha çok merak ediyorum.
Başkan’ın geçmişte sigara tiryakisi olduğunu biliyorum.
Başkan ayrıca yakın geçmişte sağlık sorunları yaşamıştı biliyorsunuz.
Hala sigara içiyor mu bilmiyorum ama Başkan bu yazıyı okuduktan sonra bir sigara yakıp ve şöyle bir yere yaslandıktan sonra esnafın halini bir düşünse mesela.
‘’Başka bir yolu olmalı’’ derdi eminim.
Bu arada sigara sağlığa zararlıdır ve kesinlikle içilmemelidir şeklindeki bilgiyi de buraya not olarak düşelim.
Ayrıca, Anakent iş merkezinin yıkım kararı da doğrudur.
Çirkin ve Samsun’a yakışmayan bir yapıydı.
Yıkılıp yerine estetik bir yapının kondurulması doğru olacaktır, o da ayrı.
Yıkım kararını eleştirmiyorum ama dünyanın birçok yerinde bu türden yıkım karları alınıyor ancak, bu kadar uzun süreyle kimse mağdur edilmiyor.
Konunun eleştirdiğimiz tarafı budur sadece diyelim ve Avni Demir’in kulaklarını çıtlatarak yazıyı, onun yazılarını bitirirken yaptığı gibi ‘’Bu böyle biline’’ notuyla sonlandıralım.
.
