Ani oldu gidişim,
Planlı ve programlı değildi yani.
Bu nedenle soramadım giderken.
Ama size bolca İmbat Rüzgârı getirdim İzmir' den.
Binlerce fabrika ve on binlerce ticari işletmenin yarattığı zenginliği de gördüm.
Her göç alan şehir gibi,
Zenginliğin cazibesine kapılıp gelenlerin işgali altındaki varoşlardaki yoksulluğu da.
Ve fakat!
Yoksulluk var.
Ama umut da var.
Nasıl olsa bir iş bulurum umudu.
Samsun'da işsizlere sor öylemi.
Var mı bir umutları.
Geleceğe dair planları nedir?
Soran var mı ki bilen olsun.
Gazetede haber oldu.
500 gün olmuş, Gazi'deki direniş başlayalı.
Siz Muhalefet Partilerinin Tuzu Kuru yöneticileri!
Ve özellikle,
Siz iktidar partisinde iktidarı ele geçirmek için savaşanlar.
"Haliniz nicedir" diye sordunuz mu onlara.
Hani "Devri iktidarımızda oluştu bu rezalet" diye düşünmüş olabilirsiniz.
Gidip görmeye, onlarla halleşmeye cesaretiniz de olmayabilir.
Üstlenip de bu durumdan utanç duyar mısınız bilmem.
Utanmak da çok insani bir durumdur.
Destek verememiş olabilirsiniz bu bakımdan.
Ama!
Hiç empati yaptınız mı?
Onların yerine koydunuz mu yani kenedinizi biran için olsa bile.
Aralarında bebesi olanlar da vardır kendilerinden süt bekleyen.
Çocuğuna bir gofret dahi alamayan bir ana babada bu durumun yarattığı travma nicedir,
Bilir misiniz?
İş ve aş bulamamak,
Her gün yaşama dair umutları tüketmek.
Böyle bir travmayı kimse yaşamasın isterim.
Her dara düşenin Tanrı yardımcısı olsun dilerim.
Zira bu durumun oluşmasına sebep olan siyaset kurumu, çözüm üretmekten uzak çünkü.