Samsun Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, Samsun Büyükşehir Belediyesinin, Millet hastanesi bahçesini yapılaşmaya açabilecek imar planı değişikliğine dair uygulamasına, projenin düzeltilmesi talebiyle ''Dur'' dedi.
Ancak, mahkeme kararlarına bile uymamasıyla bilinen Samsun Büyükşehir Belediyesinin yönetimi, Koruma kurulu kararına ne kadar uyar, onda da şüphelerim var.
Ve fakat.
Mahkeme kararları yurttaşlar olarak ister seçilmiş, isterse sıradan vatandaş olalım, herkesi bağladığı gibi, Koruma kurulu kararları da, seçilmişlerin yanı sıra, atanmışları da bağlar.
Neden böyle söylüyorum.
Millet hastanesi olarak bilinen eski Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesinin bulunduğu alan kültür varlığı olarak, korunması gereken tescilli alanlardan biri olarak bilinir.
Milletin ortak değerlerlerindendir ve bu nedenle korunması gereken alanlardandır.
Koruma Kurulunun karar metni dün ulaştı bana.
Kararı okudum.
Ve fakat.
Ne yalan söyleyeyim.
Pek bir şey anlamadım.
İfadeler muğlâk geldi bana.
Anlayabileceğini düşündüğüm birilerine sordum.
Ki;
Bu kişilerden biri İshak Memişoğlu'dur, bir diğeri de Embiya Sancak'tır.
Aldığım cevaplar bire bir aynı olmasa da, sonuçta kurulun Büyükşehir'e ''Projeni gözden geçir ve düzelt, öyle gel'' demek istediğini anlamış oldum sonuçta.
Koruma kurulları doğrudan hükümetlere bağlı çalıştıkları için mahkemeler gibi, kesin ifadeler kullanmaktan çekinirler.
Bunu anlamakla birlikte, her ne kadar hükümetlere bağlı olarak çalışsalar da, yaptıkları görev, milletin ortak değeri olan kültür ve tabiat varlıklarının korunmasını sağlamaktır aslında.
Bu cümleden olarak, Koruma Kurulu, Büyükşehir'e ''Projeni düzelt'' derken, kullanılan ifadeler nedeniyle o tavır, ''Ne şiş yansın, ne de kebap'' şeklindeymiş gibi geldi bana.
''Teşbihte hata olmaz'' denir ya, öyle yani.
Millet hastanesi bahçesiyle ilgili Yusuf Ziya Yılmaz döneminde bir plan yapılmıştı.
Onun bile amaca uygun olmadığı şeklinde hazırlandığına dair eleştirilere rağmen, eski planda bahçe, şimdi olduğu gibi sosyal donatı alanı olarak tarif edilirken, ''Kent park'' ifadesiyle böyle tanımlama da konmuştu. (Daha önceki yazıda ''Kent park'' tanımını, sehven ''Millet bahçesi'' şeklinde yazmıştım. Düzeltir, özür dilerim.)
Kent parklar gibi korunan alanlarda yapılaşmaya izin verilmiyor biliyorsunuz.
Mustafa Demir döneminde yapılan yeni planda ise bahçe için daha önce konmuş 'Kent Park' tanımı kaldırılmıştı.
Dolayısıyla alan üzerinde yapılaşmanın yolu da açılmıştı.
Teknik tanımları falan bir kenara bırakarak, sormak isterim!
Kurul kararında ''Kent park, ifadesine ne oldu?'' diye sorulması gerekmez miydi?
Kusura bakmayın ama kurul, plan dahilinde bir miktar alanda yapılaşmaya izni verecekmiş gibi geldi bana.
Umarım yanılırım ancak, ''Böyle bir durum ortaya çıkarsa, Mimarlar Odası Samsun Şubesi'nin tutumu ne olur?'' diye sorduğum İshak Memişoğlu'nun cevabı, ''Kurulu dava ederiz'' şeklinde oldu.
Üfff.
Yine bir gerginlik.
Hiç hoşuma gitmiyor böyle bir durum.
Ki;
Kim sever gerginliği.
Ve fakat.
Büyükşehir belediyesinin mahkeme duvarlarına toslayan kaçıncı uygulamasıdır bu.
