Recep bey, ne diyorsun Allah aşkına
Seni anlayamıyorum.
Bir ilkeden falan söz ediyorsun ya!
Sonra da avukatlık onuru falan.
Kimsenin haddi değil senin mesleki kariyerini tartışmak.
Bunu öne sürmen abes bi kere.
Mevzuu da be değil üstelik.
Mevzu bahis olan iptaline neden olduğun il kongresi.
Benim kafamı karıştıran bu konuda söylediklerin.
Ben zarfa değil mazrufa bakarım.
Seni doğru anlayabilmek için, iznin olursa birkaç sorum olacak.
Şuradan başlayalım istersen.
İtirazına temel oluşturan şu çakma delege meselesiyle.
Ki; bu hile senin kazanmanı sağlamak için yapılmıştı.
Bu tespite bir itirazınız var mı?
Açıklarlarınızda hiç yalanlamadınız veya bu konuya hiç değinmediniz. Bu
bakımdan ben, Lehinize hile yapıldığından haberiniz olduğunu düşünüyorum.
Bu güne kadar hiç söylemediniz ama ''Bütün bunlardan haberim yoktu'' derseniz,
ama benden önce partililerinizi buna inandırırsanız. Bu satırlarda sizden özür
dilemeye hazırım.
Etik değerler denilen şeye bu davranışınızın daha çok yakışırdı diye düşünüyorum.
Sonra, ''İptal davasını açmamı Genel Merkez istedi. İtirazı geri çekmemi de onlar
istedi ama ben dik durdum buna direndim'' diyorsun.
Bu mudur yani.
Sizi kolunuzdan tutup seçim kuruluna getirirlerken dik duruş sergilemek
neden aklınıza gelmedi diye sorarlarsa.
Buna vereceğiniz yanıtı merak ederim.
Aramızda kalsın ama bir de şu konuşuluyor partililer arasında.
''Kazansaydı Recep bey itiraz etmezdi''.
Böyle söyleniyor, ben buna inanmıyorum.
Recep bey ahlaklı adam, yine de itiraz ederdi'' diyorum.
Yanılmıyorum inşallah.
Bir cuma namazı sonrası o mescitten çıkışta beraber yürümüştük ve sen,
''Bu partide siyaset yapmam artık zor, karar ne olursa olsun aday olmam''
diye söylemiştiniz.
Ama son açıklamalarınızda ''Arkadaşlarımla istişare edeceğim'' bu ne demek?
Yoksa sizin için de!
''Dün dündür, bu günde bu gündür''
Öylemi yani.