Ege Denizi; bir barış denizi olması gerekirken, bir takım zorlamalar ve hukuksuzluklar neticesinde savaş çığırtkanlarının kışkırtıcılık yaptığı bir yer olmaktadır. Bu durum; ne Yunanistan’a ve ne de Türkiye’ye bir fayda getirmediği gibi, özellikle adalarda yaşayanları da ziyadesi ile rahatsız etmektedir.
Aslında; her seferinde olması gereken gibi değil, Yunanistan ve Türkiye’nin çekişmesinden fayda umanların beklentileri yönünde, hukuksuz bir şekilde konumlandırılmaya çalışıldığı için; adalar ve Ege Denizi’nde devamlı bir şekilde Yunanistan ile karşı karşıya gelmekteyiz. Buna, bir de Yunanlı politikacıların bu konuyu, iç politika ve AB ile ilişkilendirmesi, işi daha da içinden çıkılmaz hale getirmektedir. Bizde de, buna çanak tutanların olduğunu görmekteyiz…
Her ülkenin ana karası önündeki adalar, o ülkeye ait olmalı
Zoraki Yunanistan’a mal edilmeye çalışılan bu adalar; Yunan Ana Karası’na yüzlerce km uzaklıkta iken, bizim ana karamıza bir iki km’lik boğaz mesafesinde bulunmaktadır. Jeolojik, fiziki, ekonomik, vb. her şeyi ile bize ait olan bu adalar, artık Mavi Vatan bölgesi de dikkate alınarak yeniden konuşlandırılması elzem olmuştur.
Türk Ana Karası’na, birçoğu neredeyse bitişik konumda olan; Boğazönü, Saruhan, Menteşe adalarının çevrelerindeki adacık ve kayalıklarla birlikte; normalde de olması gerektiği gibi, Türkiye’nin kontrolüne verilmesi yerinde ve de doğru bir adım olacaktır.
Bu çerçevede; Ege’de kalıcı barış sağlanmış, adalarda yaşayanların tedirginliği kalkmış, ana kara ile ulaşımı kolaylaşmış ve ekonomik olarak, çok daha iyi konuma gelmiş olacaklardır. İlk iş, bölgenin ana kara ile kesintisiz ulaşılabilirliğinin sağlanması gerekmektedir.
Mavi Vatan’da yer alan Ege Adaları’nı, ana karaya bağlayalım
Proje çalışmamıza göre; köprü, havaray (monoray), asmaray (teleferik), tüp geçiş, vb. ile bağlantıların yapılmasına yönelik olarak örnekler üzerinde durulmuştur. Her bir ada ve ada gurubunun durumuna göre çalışmalar yürütülmektedir.
Bozcaada ve Meis için 40, 50 kişinin taşınabildiği havada direkler arasına gerilmiş, çift halat ile asılmış (asmaray)kabinler uygun görülmektedir. Ana karaya 1400 metre kadar mesafede olan Sisam adasının, havaray(monoray) ile bağlanıp Anadolu Yarımadası’na paralel bir şekilde yoğunluklu bir hat oluşturan, İstanköy ve Rodos adalarına kadar olan hat üzerinde ulaşımın havaray ile sağlanması, en uygun sistem olarak düşünülmektedir.
Midilli Adası için köprü ve Sakız Adası için tüp geçiş yapılması daha doğru olacağı değerlendirilmiştir. Çalışmalarımızın devamı ve tekamülü ile daha değişik çözümler geliştirilecek ve etaplar şeklinde gerçekleştirilmeleri mümkün olacaktır.