Bir milleti millet yapan değerler dendiği zaman; dil birliği, kültür birliği, tarih birliği, vatan birliği, ahlâk birliği, örf ve adet birliği, din birliği vb. şeklinde sıralanmaktadır. Ortak değerler olmadan toplulukların devamlılığı olamamaktadır. Milleti millet yapan ortak değerlerin yanı sıra millet hafızasında yer etmiş ve millete yön veren simaların da varlığı çok önemlidir. Milli kahramanlar, alimler, millete- memlekete önemli hizmetler yapmış kişiler vb. bu simalar içerisinde yer almaktadır.
Toplumların en küçük birimi anne-baba ve çocuklardan oluşan çekirdek ailedir. Aileler, dede-nine, amcalar, halalar, torunlar ve yeğenler vb. ile daha büyük aileleri oluştururlar. Ailelerin bir araya gelmesinden sülaleler ve daha da genişleyerek kabileler ve nihayet millet olur.
Dernekleri kurmak, yaşatmak çok önemlidir
İnsanlar bir araya geldikçe güçleri ve başarıları da daha yüksek olur. Ancak, burada doğru strateji, doğru yapılanma ve projeler ile yerinde verilen kararlar son derece önemli olmaktadır. Bir toplum içerisinde ne kadar birlik ve beraberliği artıran unsurlar var ise, o toplum o kadar sağlam ve geleceğinden emin olur.
Bu çerçevede; stk’ların özelliklede hemşehri stk’larının yeri ve önemi çok fazladır. Ancak, burada da amaç ve hedef çok önemlidir. Eğer doğru konuşlandırılmazsa beklenen sonuç elde edilemez. Nitekim birçok stk’da bunu görüyoruz. Bir dernek kuruluşu gerçekleştirmek çok çok önemlidir. Ancak, belli amaca yönelik olarak istenen hedefe ulaşılabilmesi çok daha önemlidir. En önemlisi ise belirlenen amaç ve hedef çerçevesinde bu derneklerin yaşatılabilmesidir.
Gönül verenlere, iş yapana destek olmalıyız
İşte bütün bu işleri yapan başaran insanları minnetle, saygıyla selamlıyorum. Medeni ve kalkınmış bir toplumda, doğru kurgulanmış stk’ların yeri ve önemi çoktur. Malum, stk’lar gönüllü hizmet verilen yerlerdir. Dolayısıyla, zamanını, imkanını önemli ölçüde bu hizmet noktalarına veren hemşehrilerimizi desteklemek, yardımcı olmak, en azından engel olmamak gerekir. Mütevazilik, yapıcı olmak ve alçak gönüllülük her zaman en önde olmalıdır.
Her derneğin, her federasyonun ve her konfederasyonun bulunduğu yerde etkin olması esastır. Ancak, farklı bölgelerde olan kuruluşlar, birbirlerinin önünü kesen değil, birbirleriyle güç birliği yapan, destekleyen olmalıdırlar. Aksi halde, iki ileri-bir geri yaparak bir türlü hedefe ulaşamayız. Kişiler gelip geçicidir, önemli olan kurumların devamlılığı ve yıpratılmamasıdır.
Ben ömrünün otuz yılını Samsun stk’larına vakfetmiş birisi olarak; başta İstanbul’daki Samsun stk’ları, Ankara ve Bursa’daki Samsun stk’larının ve diğerlerinin başarılarını her zaman alkışlıyorum. Eğer bizler doğru straji ve projeler çerçevesinde doğru adımlar atarsak, bundan hem hemşehrilerimiz ve hem de memleketimiz fayda görür. Bunun için de kurumsal çerçevede birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmemiz elzemdir.
Büyük buluşmalara, etkinliklere devam etmeliyiz
İstanbul Samsunluları olarak, 1997 yılında İstanbul Gülhane’de başlattığımız “Büyük Samsun Buluşması” yediden yetmiş yediye hepimizin katılımı ile devam etmelidir. Konfederasyonumuz Samkon liderliğinde en az her üç ayda bir İstanbul merkezli genel anlamda bir etkinlik yapılmalıdır. Bunlar; yılın ocak şubat aylarında Neyzen Tevfik-Yaşar Doğu Samsun’un değerleri anma programı,16-19 Mayıs 1919’un yıldönümü -Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri; Ağustos ayında Büyük Buluşmalar; kasım-aralık aylarında Samsun’un kültür, turizm, ekonomik, spor vb. açılardan tartışıldığı açık oturumlar şeklinde, geçmiş yıllarda geleneksel olarak yapıldığı üzere devam ettirilmelidir.
2014 yılında Ankara Atatürk Kültür Merkezi’nde başlattığımız “Başkent’te Samsun Buluşması” Ankara’daki hemşehrilerimizin yediden yetmiş yediye bir bütün olarak katılımı ile devam etmelidir. Diğer illerdeki hemşehrilerimiz de benzer şekilde bir araya gelmelidirler.
Birlik olmadan güç olamayız; güç olmadan da sonuç alamayız…