Türk insanının başarı simgesi Vehbi Koç’un; Babası Koçzade Hacı Mustafa Efendi (1824-1928), annesi Kütükçüzade Hacı Rıfat Efendi’nin kızı Fatma Hanım (ölümü 1963). Baba tarafından üç asırlık, anne tarafından Hacı Bayram-ı Veli sülalesine dayanan altı asırlık bir aileden geldiği; bilgileri birçok kaynakta yer almaktadır.
Merhum Vehbi Koç, İstanbul/ Sarıyer - Büyükdere Piyasa Caddesine cepheli Boğaza bakan bahçeli bir evde otururdu. Ben de 1975 yılında İstanbul’a Kıyı Emniyette (o zamanlar adı gemi kurtarma idi) çalışan ve Büyükdere’de oturan ağabeyimin yanına tahsilime devam etmek üzere gelmiş idim. Yaz aylarında boş gezmeyim diye ağabeyim bana seyyar bir tezgah temin etmiş ve bununla sahilde dolaşıp sakız, kemer, mendil, kolye vb. eşyalar satmakta idim. Büyükdere’den çıkar sahil yolu ile önce Sadberk Hanım (aynı zamanda Vehbi beyin teyzesinin de kızı olan eşi) Müzesi’nin önünden geçer ve biraz daha ileride oturdukları evin önünden de geçerek Sarıyer’e gelirdim.
Çok güzel hatıralardı
Yaz aylarında, Koç ailesinin denize girdikleri Boğazın kenarında karaya ahşap bir geçitle bağlı kamelya vardı ki, daha sonra bu yıkıldı ve kaldırıldı. Yine meşhur Beyaz Park Plaj ve Gazinosu henüz yıkılıp kaldırılmamış idi. Koç ailesinin oturduğu evin karşısında yaz aylarında dalyan kurulur ve mevsim boyunca taze balık çıkardı.
Kış aylarında, kar yağınca, sinema sanatçısı Nubar Terziyan arkadaşları ile beraber denize girerdi ve kendilerini hayretle izlerdik. Çayırbaşı’nda oturan bir kambur sandalcı vardı. Sandalı ile denize ağ atar genel de tekir balığı tutardı ve ev hanımları gelir her bir ağ atışını kiralarlardı.
Vehbi bey kibarca cevap verirdi
Vehbi Koç, 1984 yılında aktif görevini oğlu Rahmi beye devretmiş ve daha ziyade vakıf işleri ile uğraşmaya başlamıştı. Artık zamanını daha çok Büyükdere’deki evinde geçiriyordu. Cuma günleri genelde yanında kendisine arkadaşlık eden bir refakatçı ile birlikte Büyükdere Cami’sine gelirlerdi.
Cemaat Vehbi beyi görünce yanına yaklaşır hem sohbet ederdik, hal hatır sorar ve hem de ekonomiye dair sorular yöneltilirdi. Hal hatır soranlara gayet kibarca teşekkür eder ekonomiye dair soruları gülerek karşılar ve cevaplamazdı. “O soruları gençlere sorun” diyerek bir anlamda oğlu Rahmi beyi işaret ederdi.