Üç kıtada hüküm süren Osmanlı, gittiği her yerde imar çalışmalarına önem vermiş ve yeni yeni şehirler kurmuş birçok eser vücuda getirmiştir. Geçmiş dönemin izlerini kültürünü yaşayışını vücuda getirilen mimari eserleri yaşayarak daha anlamlı bir şekilde öğreniyoruz. Bu eserleri gelecek kuşaklara da aktarmak bizlerin en önemli görevleri arasında bulunmaktadır.
Çağları Aşan Abidevi Eserler
Çağları aşan abidevi eserlerin yanı sıra, yerel malzeme ve özelliklere uygun daha kısa ömürlü yapılarda yapılmıştır. Özellikle ahşap olanları yangınlarla çoğu defa yok olup gitmiştir. Samsun Çarşamba’da bulunan Göceli Camii, Osmanlı öncesi, 1206 yılına tarihlenen kestane kalaslarının birbirine kenetlenmesi ile çivi kullanılmadan inşa edilmiş ve günümüze kadar ayakta kalabilmiş ahşap mimarimizin en eski örneklerinden nadir bir yapıdır.
Safranbolu evleri 18. -19.yy. ve 20. yüzyıl başlarında yapılmış, Osmanlı Dönemi, sivil ahşap mimari örnekleri olarak önemlidir. Yine İstanbul’da depreme de dayanıklı olması için tercihen ahşaptan inşa edilen; evler, yalılar, köşkler önemli sivil mimari örnekleridir.
Avlu ve Konut Bütünü
Osmanlı Dönemi’nde, inşa edilen konutlar bölgelere göre, taş, ahşap, kerpiç vb. malzemeler kullanılarak yapılmıştır. Genel olarak bir iki katlı olan konutlar duvar ile çevrilmiş bir bahçe içerisinde inşa edilmiştir. Avlu, makul sayı ve ölçüde meyve ağaçlarının bulunduğu, bahçe sebzelerinin yetiştirildiği, özellikle çeşitli türden çiçeklerin boy gösterdiği insanı dört duvara hapsetmeyen, tabiattan kopartmayan bir yerdi. Sokaktan önce bu bahçeye girilir ve günlük hayatın büyük bir bölümü bu bahçede geçerdi.
Hatta yaz aylarında maydanoz, nane reyhan, biber vb. gibi yemeklerde salatalarda kullanılacak bazı sebzeler de yetiştirilirdi.
Gelecek Kuşaklara Bugünü Anlatmak
Bizler nasıl ki, geçmiş dönemleri, o dönemlere ait eserlerden öğreniyorsak; gelecekte de yaşayan kuşakların bu günü öğrenmeleri için onlara bu günü anlatan eserler bırakmalıyız. Bu eserler aynı zaman da gelecek kuşaklara bazı mesajları da iletmeli…
İnşa edeceğimiz binalar, bugün ihtiyacımızı karşılamakla kalmayacak ileriki yüzyıllarda bugünü tanımlarken şahitlik de edeceklerdir… Onun için binalarımızı sıradan beton yığınlar olarak görmemeliyiz. Onlar bu günü geleceğe taşıyacak kültür elçileri olarak vasıflandırılmalı, konumlandırılmalı…