Samsun benim memleketim ve Söğütlübahçe doğum yerim. 1975 yazından bu yana İstanbul’dayım. 1970 yılında Mithat Paşa Orta Okulu, 1973 Ondokuz Mayıs Lisesi girişliyim 1975-1976 öğretim yılında Kabataş Erkek Lisesi mezunu oldum. Mezuniyet törenimize Yeliz ve Kayahan (Allah Rahmet eylesin) gelmişlerdi.
En gözde araba Murat 124 idi
Her fırsatta Samsun’a gelsem de ne olup ne bittiğini tam anlamıyla takip etmek mümkün olamıyor. Bu yaz tatilimizde yine Samsun’dayım. Özellikle orta okul çağlarımın Samsun’unu ve tabiî ki hatıralarımı yaşamak için bir dolaşmak istedim.
Selahiye Mahallesi’nde bir ahşap evde oturuyorduk. Bulvar yolu açılmış bizim oturduğumuz ahşap ev yıkılmış. Karşı köşede Samsun’un en eski apartmanlarından Bafra Apartmanı vardı ki, o zamanlar gözüme ne kadar da büyük gelirdi. Yukarıya doğru Toraman Tepe’ye dikleşen bir yol çıkardı. Kış aylarında çıkıp kayardık.
Malum, o zamanlar pek trafik olmazdı. En gözde araba Murat 124 idi ve mahallede bir kişide ya bulunur ya da bulunmazdı. Trafik diye bir şey yoktu. Peş peşe iki arabanın geçtiği çok nadir olurdu.
Yazlık sinemalar ucuzdu
Toraman tepeye dik çıkan yol, aşağı doğru Sümer Sineması’nın önünden geçer ve Belediye binasının kenarından limana doğru giderdi.. Samsun Belediyesi’nin yanında şehirlerarası otobüs garajı, arka tarafında da oto tamircileri vardı. Sümer Sineması’nın önünde abi kardeş iki kişi seyyar tezkah kurar şans çektirirlerdi. Öğrendim abi rahmetli olmuş (Allah rahmet eylesin) kardeş, Allah sağlıklı uzun ömürler versin Eyüp GÜLER, Samsun Esnaf Odaları Birliği Başkanı…
O zamanlar en önemli eğlence sinema idi. Sümer Sineması’na gelen filmleri mahalleli takip eder ve film konuları birbirlerine defalarca anlatılırdı. Bir de yazlık sinemalar vardı ki, onlar daha ucuz olurdu. En gözde eğlencelik gazoz ve simit idi.
Bolluk bereket ve on kuruşa gofret
Evimizin arka sokağında bir evin bodrum katında gofret üretimi yapılırdı. İmalat anında bozuk çıkan hurda parçaları ucuza satarlardı ve biz bulabildiğimiz beş kuruş, on kuruşlarla onlardan satın alırdık.
Meyvelerin sebzelerin mevsimi vardı. Her mevsim domates, salatalık bulunmazdı. Çarşamba, Bafra ovalarında sebze çıkınca Samsun’u bir bolluk sarardı. Turşular, salçalar yapılır kışa hazırlanılırdı… Çarşamba treni gelip geçtiği istasyonlardan binen köylülerin getirdiği doğal ürünlerle İstasyon pazarı dolar taşardı… Tereyağı, yoğurt; biber, domates, kavun- karpuz, her ne isterseniz; bolluk bereket olurdu…