İklim değişiklikleri belirgin bir şekilde kendisini göstermeye başladı. Artık bahar daha geç geliyor ve ona bağlı olarak sonbahar da daha geç geliyor. Kışlar eskisi kadar ağır ve yoğun kar yağışlı geçmiyor. Yer yer hortumlar görülüyor. Çöl sıcaklarını ve toz bulutlarını daha fazla görüyoruz. Ani bastıran yoğun yağmur geçişleri ve dolu sellere ve hasarlara neden oluyor.
Samsun-Artvin arasına dikkat!
Bölgeler bazında da belirgin iklim değişikliklerini gözlemliyoruz. Özellikle Samsun-Artvin arasında zaman zaman büyük taşkınlara ve afetlere neden olan yoğun yağmurlarla karşılaşıyoruz. Evet, Rize merkezli olarak Türkiye’nin en çok yağış alan Doğu Karadeniz Bölgesi olmakla birlikte, şimdilerde bu alan biraz daha genişleyerek, daha şiddetli yağmurlarla karşı karşıya kalıyoruz.
Hemen hemen yılın her dönemi, bu yoğun yağışlarla karşı karşıya kalabiliyoruz. Bu bölgede, başlangıçta küçük yerleşimler olarak dere kenarlarına konuşlanan yerleşimler; zaman içerisinde gelişip genişleyerek şehirlere dönüşmüş durumdadır. Çoğu zaman dere yatakları daraltılarak, müdahale edilerek yerleşim yerleri kurulmuş bulunmaktadır. Bölgede geçmişten geleceğe seller, heyelanlar yaşanagelmektedir. İklim değişiklikleri ile birlikte yoğunlaşan yağmurlar, bölgede çok daha fazla sellerin, heyelanların yaşanacağını bize haber vermektedir.
Dere yataklarını boşaltmalıyız
Bu çerçevede, acilen bir planlama yapılarak, dere yatakları çevresine konuşlanmış şehir yerleşimlerini süratle yağmurlardan etkilenmeyecek bölgelere kaydırılması sağlanmalıdır. Yani Samsun-Artvin arasının, yeni bir planlamaya ve yapılandırmaya ihtiyacı vardır. Aksi halde, her yıl artan sayıda felaketlerle karşılaşacağımızı, can ve mal kayıplarına maruz kalacağımızı bilmeliyiz.
Su çok değerli bir şeydir; ancak, bulunduğu yerde depolayıp, ihtiyaç olduğu yere taşınması gerekmektedir. Bu çerçevede, özellikle yağışlı mevsimlerde çok büyük su miktarını taşıyıp denize ulaştıran derelerimize tahkimler yapmalıyız. Bentler, rezervuarlar, göletler yaparak hem selleri heyelanları kontrol edebilir ve hem de ihtiyaç olduğu zaman ve yerde kullanabiliriz.
Derelerimizde birer Uzungöl olsun…
Birçok deremiz Uzungöl misali turizme açılabilir. Özellikle yaz aylarında yüksek kesimlerde su sıkıntısı çekilmektedir. Vatandaş içme suyunu bir şekilde çözerken, hayvanları için su bulamamaktadır. Yine bahçe sulaması için su bulmak çok zor olmaktadır. Yani yağmur bol yağdığında sular denize akıp giderken, vatandaş özellikle kurak yaz aylarında hayvanlarına verecek ve bahçesini sulayacak suyu bulamamaktadır.
Bölgede ikinci bir planlama ile de sular kontrol altına alınarak, vatandaşın kullanımına sunulmalıdır. Böylece, yüksek bölgelerde hayvancılıkla geçinen ve ihtiyacı için bahçecilik yapan vatandaşlar için çok önemli bir adım atılmış olur. Bölgede yapılacak bu iyileştirme ile hem hayvancılık gelişecek ve hem de tarıma destek olunmuş olacaktır.