Yaz yağmurları zaman zaman etkili olmaya devam ediyor. Mutlaka ve mutlaka tedbirli olunmalı. Eğer şehirleşmemizi doğru yapmazsak tarım arazileri için tedbirler almazsak hem mal kaybı ve hem de can kaybı ile karşı karşıya kalabiliriz.
Fazla suyu depolayıp ihtiyaç olan yere aktarmalıyız
Yağan yağmurlarla gelen fazla su ilei ilgili bazı çalışma ve planlamaların yapılması gerektiğini özellikle belirtelim.
-Özellikle Karadeniz bölgesindeki normalin çok üzerinde yağan yağmur sularının mutlaka kontrol altına alınması gerekir.
-Bu fazla suyun bir şekilde değerlendirilmesi gerekir. Barajlar, bentlerle tutulup elektrik enerjisi üretiminde, sulamada, spor ve turizm amaçlı olarak kullanılmalıdır. Yine yurdumuzun kurak ve suya ihtiyaç duyan ve duyacak olan bölgelerinde kullanılmak üzere boru hatlarıyla taşıma sistemleri üzerinde çalışılmalıdır. Fazla miktarlar içinde Ortadoğu ülkelerine pazarlanması konusunda projeler üretilmelidir.
-Yerleşim yerleri; su taşkınları, sel ve heyelanlardan etkilenmeyecek, zarar görmeyecek şekilde oluşturulmalı ve gerekirse yer değiştirmeler yapılmalıdır.
Bu defa İstanbul’ da Çarşamba’yı sel aldı
İstanbul’da yağan yağmura, bu defa Üsküdar’da deniz suyu ile sel suyunun birleştiği yerde yakalandım. Yarım saat hareketsiz araç içerisinde bekledim. Oto yolunu dere yatağına çeviren sel yaya kaldırımlarını da aşarak deniz ile birleşiyordu. Bir ara her halde bizleri de denize sürükleyecek diye düşündüm ama neyse ki, Allahtan böyle bir durum ile karşılaşmadık.
Biz samsunlular olarak hep çarşambayı sel alır diye düşünürdük ama bu sefer gerçekten İstanbul’u sel aldı. Bazıları Samsun Çarşamba’ya nazire yaparak İstanbul Çarşamba’yı sel aldı diye söylendiler. Ancak, bu sel yağmurlarla dolan Yeşilırmak’tan değil ani bastıran yağmurdandı…
Karadeniz bölgesinde seller tarih boyunca her zaman yaşana gelmiştir. Seller, heyelanlar, çoğu zaman çok vahim yaralar açmış; bu nedenle büyük kayıplar verilmiş, göçler yaşanmıştır. Türkülere, ağıtlara konu olmuştur. Karadeniz insanı, iki şeyden çok etkilenmiştir;
Birisi, seller; her sel yaşandığında can ve mal kayıpları ile büyük üzüntüler de yaşanmıştır.
Diğeri, ekonomik olarak geçinemeyen bu insanların gurbet-gurbet dolaşmak zorunda kalmaları ve sevdiklerine kavuşamamış olmalarıdır.
İşte bu iki olay kendisini en güzel şekilde “Çarşamba’yı sel aldı bir yar sevdim el aldı” türküsünde bulmuştur.