Türkiye’ de on bir yıldır tek başına iktidarda olan hükümet, 2013 yılının ortalarında toplumsal eylemlerle, sonunda da çok da alışık olmadığımız bakanlara dayanan rüşvet ve yolsuzluk operasyonları ile sarsıldı.
Bu sarsılmanın temelinde, iktidarın son altı yılda gittikçe artan oranda otoriterleşmesi yatıyor. En ufak eleştiriye dahi çok sert tepkilerin konulduğu, medyanın susturulduğu, yargı ve güvenlik güçlerinin bağımlı hale getirildiği bir dönemden geçiyoruz.
Mayıs ayında ki “Taksim Gezi Olaylarının da”, “17 Aralık Operasyonlarının da” Altında yatan neden, bu otoriter yönetim tarzına karşı oluşan tepkilerdir.
Tabii ki, “Gezi” ile “17 Aralık” Olayları arasında fark vardır. İlki tamamen gençlik ağırlıklı olmak üzere, çok değişik görüşlerin birlikte koyduğu bir tepkidir.
“ 17 Aralık” Operasyonları ise, o güne kadar iktidar partisinin otoriter rejime gidişin önündeki engelleri kaldırmak için işbirliği yaptığı Cemaatle olan ilişkilerinin bozulması ile ortaya çıkmıştır.
Doğrusunu söylemek gerekirse, bu ayrışma Türkiye’nin hayrına olmuştur.
Ne yazık ki, Türkiye bugün bu demokrasi ayıbı ile karşı karşıyadır.
Kime oy vermiş olursa olsun, ülkesinin en iyi şekilde yönetilmesinden yana olan bu ülkenin tüm insanları, yaşanan bu tablodan ülkesi adına endişe duymaktadır.
Bu tablo toplumun geniş kesimleri tarafından normal bir siyasi mücadele olarak da görülmemektedir. Nitekim bu durum anketlere de yansımaya başlamıştır.
********************************
Anket Firmalarının ve Anket Sonuçlarının
Değerlendirmesi.
Kendi adıma anket firmalarının son altı yılda çok da objektif bir değerlendirme yaptıklarına inanmıyorum. Siyasi iktidarın yoğun baskısı ile tarafsızlığını yitiren basın gibi anket firmaları da siyasi iradenin çok güçlü olduğu dönemlerde, sık sık iktidarın oylarının artış gösterdiğini belirten anket sonuçları yayınlamakta yarışıyorlardı.
Fakat Taksim Gezi Olayları Türkiye’de çok şeyi değiştiren ilk milat oldu. O günden sonra da siyasi iktidarın oylarında zaman içerisinde değişim gösteren düşüşler yaşandığı sıkça konuşulur oldu. Bu süreçle birlikte ciddi anket firmaları da suskunluğu seçti.
İkinci ve çok daha önemli milat ise, “17 Aralık” Sürecidir. Bu iki milat, Türkiye’de bazı gerçeklerin ortaya çıkmasını ve toplumun ”Ne oluyor” Diye sorgulamaya başlamasını sağlamıştır. Bu sorgulamalar ise, toplumun korku zincirini kırmasını ve baskıdan kısmen de olsa sıyrılmasını sağladı. Bu korku zincirinin kırılmasının çok önemli değişimleri de arkasından getirdiğini düşünüyorum.
Bu değişimin birisi de anket firmalarında görülüyor. Geçtiğimiz günlerde Metro-Poll Araştırma Merkezi yaptığı anket sonuçlarını açıkladı. Açıklanan anket sonuçları son derece çarpıcı ama daha da önemlisi, bu sonuçların her şeye rağmen tarafsızlığını korumaya çalışan bazı gazete ve TV programlarında cesurca tartışılır hale gelmesidir.
Anketin bazı çarpıcı sonuçlarını yazarak toplumun değişik kesimlerinin algılamalarına değinmek istiyorum.
Anket sırasında insanlara üç cevaplı sorular sorulmuştur. Ben sadece en yüksek oranda destek gören cevapları ve oranlarını sizlerle paylaşacağım.
Soru; 17 Aralık soruşturması nedir? Cevap; % 42,2 bu operasyon, bir rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasıdır.
Soru; 17 Aralık Operasyonunu doğru ve haklı görüyor musunuz? Cevap; % 60,5 ile evet, rüşvet ve yolsuzluk olarak görüyorum.
Soru; Bakan ve çocuklarının bu yolsuzluk ve rüşvet olayına karıştığını düşünüyor musunuz? Cevap; % 70,1 evet.
Soru; Hükümetin yolsuzluk iddialarının üzerini kapatmaya çalıştığını düşünüyor musunuz? Cevap; % 59,7 evet.
Soru; 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasında hükümetin emniyet görevlilerine baskı yaptığını düşünüyor musunuz? Cevap; % 61,6 Evet.
Soru; Yolsuzluk operasyonlarının engellendiğini düşünüyor musunuz? Cevap; % 57,9 Evet, düşünüyorum.
Soru; Yolsuzluk operasyonları konusunda basının toplumu özgürce aydınlattığını düşünüyor musunuz? Cevap; % 63,8 hayır.
Soru; Yolsuzluk operasyonları sonrası hükümetin HSYK Yasasını değiştirmesini doğru buluyor muşunuz? Cevap; % 52 Hayır.
Soru; Hükümet ve Cemaat arasında yaşanan sorunda hangi tarafın haklı olduğunu düşünüyorsunuz? Cevap; % 45,1 ikisi de haksız.
Soru; Cemaatin devlet içerisinde paralel bir devlet yapılanması oluşturduğuna inanıyor musunuz? Cevap; % 57,3 Evet.
Soru; Yargının bağımsız olduğunu düşünüyor musunuz? Cevap; % 64,8 Hayır.
Soru; Yolsuzluk ve rüşvetin son bir yılda arttığını düşünüyor musunuz? Cevap; % 63,9 Evet.
Soru; Türkiye’ de yolsuzluk ve rüşvetin yaygın olduğunu düşünüyor musunuz? Cevap; % 78,9 Evet.
Soru; Devlet ihaleleri ve harcamalarının yeterince denetlendiği kanısında mısınız? Cevap; % 65,4 Hayır.
Soru; Hükümet yolsuzluklara göz yumarsa, onu desteklemeyi sürdürür müsünüz? Cevap; % 90. 9 hayır.
Değerlendirme; Anketi yapan firmanın başında ki Prof. Dr. Özer Sancar’a göre, iktidarın Gezi Olayları sonrası da oy desteği %36’ lara düşmüş ama Sayın Başbakan’ın uyguladığı strateji ile oyları yeniden % 50 ‘ leri yakalamıştı. Ancak bu kez Sayın Başbakan’ın tüm çabasına rağmen, % 35-36 a düşen oylar yükselmemektedir. TV programlarında bu anketi yorumlayanların ortak kanısı da bu yöndedir.
********************************************
Gezi ve 17 Aralık Süreciyle Toplumda
Değişen Yargılar;
1-Taksim’de ki Gezi olayları her kesimden gencin geleceklerine ve özgürlüklerine sahip çıkmak için birleşmesini ve topluca karşı koyma cesaretini kazanmasını sağladı.
2-Ülkede yapılan olumlu değişimlerin etkisi giderek azalmaya başladı.
3-Toplum kuşatılmış olma baskısını üzerinden atarak korku zincirini kırdı. Her olayda bir araya gelme gücü kazandı.
4-Özellikle 17 Aralık süreci, bu ayrışmaya kadar olan süreçte iki tarafın baskısı arasına sıkışarak taraf haline gelenlerin en azından “Ne oluyor” Demesini sağladı.
5-Muhalefet Parti Genel Başkanlarının Salı günleri grup toplantılarında yaptıkları konuşmaların TV yayın süreleri uzatıldı.
6-Taraflardan birisinden yana olmanın ileride başka sıkıntılar yaratacağını gören yazılı ve görsel basının bir kısmı, programlarını ve haberlerini daha özgür ve daha cesur yapmaya başladı.
7-Sosyal medyada TC kimliğinin kullanımının yaygınlaşması, bazı okullarda çocukların sınıflarda öğretmen sınıfa girmeden topluca andı okuması, araç arkalarında ki Atatürk simgelerinin yaygınlaşması, toplumda ki önemli diğer değişimlerdir.
8-Toplumun iktidar partisinde yoğunlaşan oy desteğinin de önemli ölçüde azalma sürecine girdiği gözlemlendi.
Sonuç olarak söylemek gerekirse, anketlerin ve
toplumun bir kısmının ortak kanısı da, yapılacak bir seçimde iktidar partisinin oylarının düşeceği yönündedir. O nedenle, 30 Martta yapılacak yerel seçimler bu anketlerin ve varsayımların ne kadar geçerli olduğunu gösterecek bir sınav olacaktır.
Umarım, yerel seçimler kentlerimizi en güzel yönetecek adayların kazanacağı ve ülkede yaşanan karmaşaya son verecek şekilde sonuçlanır.
Her şeyin gönlünüzce olması dileğiyle, iyi haftalar.