Geçen hafta sonun da içimizi parçalayan 34 şehit haberi, bugün köşemde işlemeyi düşündüğüm Samsun ile iki önemli olayı erteletti.
Bunların ilki, SASKİ’NİN bugüne kadar kullandıkları Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin üzerinde Samsun’un simgesi Atatürk Anıtı bulunan logosu yerine, Atatürk Anıtı’nın yer almadığı yeni bir logoyu kullanacağını açıklamasının toplumda yarattığı tepkiydi.
İkinci konu ise, cumartesi günü yapılan Samsunspor Olağanüstü Genel Kurulu ile Samsunspor’da oluşan yeni bir yapı ile geleceği ışıldayan bir Samsunspor döneminin başlıyor olmasıydı.
Bu iki konuyu önümüzde ki hafta köşemde değerlendirmek üzere, geçen haftanın son günlerinde Suriye sınır ötesinden gelen şehit haberlerinin değerlendirmesine geçiyorum.
Bir süredir Güneyimizde ki Suriye sınırı ve sınır ötesinde giderek artan askeri hareketlilik sonunda,bir gece yarısı gelen şehit haberleri ülkemizi derinden sarstı.
Suriye sınırı ötemizde şiddetli çatışmaların olduğu, çok sayıda şehit ve yaralıların olduğu haberlerinin TV kanalları tarafından duyurulması sonrası sosyal medyanın durdurulması ve internetin yavaşlatılması, toplumda ki endişelerin iyice artmasına neden oldu.
Daha sonra gelen bilgilerden olayın gece değil, öğleden sonra ki saatlerde olduğu anlaşıldı.
Ne var ki gecenin ilerleyen saatlerine kadar hiçbir resmî açıklamanın yapılmamasının, o bölge de askerlik yapan çocukları bulunan aileleri nasıl derinden etkilemiş ve endişeye sevk etmiş olduğunu düşünebiliyor musunuz?
Bu korku ve endişeyi, ancak çocukları İdlib’de askerlik yapanlar anlayabilmiştir.
Yüce Tanrımdan şehit olan Mehmetçiklerimize rahmet, yaralı Mehmetçiklerimizin bir an önce sağlıklarına kavuşmasını diliyorum. Tanrım,bu acıyı derinden yaşayan ailelilerine sabırların en büyüğünü versin.
Toplumda büyük tepki yaratan bu olay onlarca soruyu da arkasından getirmiştir. Bugün bunları sormanın zamanı değildir. Gün, birlik olma ve tek vücut olarak bu beladan nasıl başarı ile çıkabileceğimizin hesabını yapma zamanıdır.
O nedenle, bugün bu olayın sadece duygusal yanında yaşananlara değinmek istiyorum.
Tüm ülkemizin içini sızlatacak bu tür olaylar olduğunda, en kısa sürede toplumun merakını giderecek ve fısıltı haberlerine fırsat vermeyecekbilgilendirmeyi yapamıyoruz. Bu da abartılı söylentilere yol açarak toplumu geriyor.
Uzun yıllardır bu tür olaylarda siyasi otoritenin aynı yanlışları sürdürmesi, toplumun devlete olan güven duygusunu da ciddi boyutta sarmıştır. O nedenle bir felaket olduğunda gelen ilk bilgileri hep abartarak kabullenmektedir.
Yıllarca sorunsuz yaşadığımız ve bir dönem lideri ile kanka olduğumuz Suriye ile üstü örtülü bir savaşın içine girmiş olmamızı, siyasi irade dışında olumlu bulanın olmadığını biliyoruz.
Bilinen gerçek, bu olayın ateşi söndükten sonra soruların birbiri ardına geleceğidir. Bugün Amerika ve Rusya gibi iki süper gücün kendi çıkarları için bulunduğu bir alanda, onların gücünü yok sayarak askeri operasyon yapmaya kalkışmanın risklerini yaşıyoruz.
Her iki süper güç arasında onların çıkarlarını zedeleyecek operasyonlar yapmanın sonuçlarının bizim açımızdan hiç de iyi olmayacağı, iktidar dışında ki tüm kesimler tarafından aylardır gündeme getiriliyordu.
Bu iki ülkeyle yapılacak her türlü anlaşmanında, onların çıkarları ile sınırlı kalacağını bilmek için strateji uzmanı olmaya gerek yoktur.
Umalım, süper güçlerle içinden çıkılmayacak bir planın kurbanı olmayız.
*****************************
Bence son günlerde gündeme gelen bazı söylemlerin, şehit ailelerin acısına acı, çocukları askerlik yapan ailelerin endişelerine endişe kattığını sanıyorum.
Bunlardan “Şehit tepesi boş kalmayacak” Sözlerinin, yeni şehitlerin geleceği şeklinde algılanabileceğinden, keşke onun yerine “Amacımız şehit tepesine yeni şehitlerin gelmesini önlemektir” Söylemi kullanılsa çok daha yerinde olacaktı diye düşünüyorum.
Bir şehit cenazesinin töreninde, başsağlığı dilemek ile şehit ailesi olarak başsağlığı dileklerini kabul etmek, öylesine farklı iki şeydir ki,baş sağlığı dileyenler için cenaze töreni sonrası normal hayat başlayacaktır.Ama şehit ailesi için, belki de gelecek umutlarını bağladıkları tek çocuklarını kaybetmiş olmanın perişanlığı ile baş başa kalmak demektir.
“Şehitler ölmez, vatan bölünmez”, “şehitlerin kanı yerde kalmayacaktır” Sloganı da şehit aileleri açısından çok bir anlam ifade etmez ama toplumun moral gücünü artırır.
Son günlerde sosyal medyada büyük bir izleme rekoru kıran ve bir şehit annesine ait olduğu söylenen;
“Şehidin helvası, sizin evde kavrulmadığı sürece size tatlı gelecektir.” Sözleri,
Hemen her şehit cenazesi haberinden sonra sıkça tekrarlanan “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” ve “Şehitlerin kanları yerde kalmayacaktır”nutuklarına verilmiş en güzel yanıttır.
Yeni şehit haberlerinin gelmeyeceği ve Türkiye, Rusya ve Amerika’nın bir masa çevresinde anlaşarak çatışma ortamına son verecek kararlar alacağı bir hafta dileğiyle…