Bugün iktidarda olan AKP’ne ilk iki seçimi kazandıran en önemli şey, sağlık alanının tamamında olmasa da bazı düzeltmelerin yapılmış olmasıdır.
Ne var ki, 22 yıllık iktidarlarının son on yılında uyguladıkları yanlış ekonomik politikalar sonucu, ülkemizin milli kaynakları büyük bir savurganlıkla yok edilmiştir.
Bunun yanında iktidarın siyasi tercihleri önceleyerek liyakati dışlaması sonucu, ülkemiz önceki krizlerle kıyaslanamayacak derece de çok daha büyük bir ekonomik çıkmaza girmiştir.
Yoksullaşan halk yaşam kavgası verirken, siyasi irade ve çevresindekilerin savurganlığı önleyici bir çabasının olmamasıda ekonomik krizi körüklemiştir.
Tüm bu nedenlerle son on yılda sağlık alanına yeterli kaynak aktarılamadığı için tüm sağlık kurumlarında sorunlar yaşanmaya başlamıştır.
Sağlık alanına yeterli kaynak aktarmamayı ekonomiyi düzeltmenin yolu olarak gören siyasi irade, yaşanan ekonomik krizdehiçbir sorumluluğu olmadığı halde, faturayı sağlık çalışanlarına keserken, aslında halkımızın en doğal hakkı olan tedavi hakkınıda engellemektedir.
Devletin ve ailelerinin büyük bir emek vererek yetiştirdiği doktorlarımızı, “Giderlerse gitsinler”diyerek adeta ülkemizden kovan siyasi irade, şimdi de halkın en kolay hizmet aldığı aile hekimlerini yaşamsal sorunlarla baş başa bırakacak uygulamalara yönelmiştir.
Bugün kamu hastanelerinde kısa sürede randevu almak son derece zorlaşmış, kanser hastalarının tedavisine başlanabilmesi için çok acil yapılması gereken MR ve PET tetkikleri için altı ay sonraya randevu verilmektedir.
Özel hastanelerde uzman hekim muayene ücretinin 2000-2500 lira, muayene sırasında tahlil veya radyolojik tetkik de istenirse, ödenecek ücretin 5000.00 TL. gibi rakamlara ulaştığı bir ortamda, halkın basit bir soğuk algınlığı veya kolayca tedavi edilebilecek bir sorunu için baş vurabilecekleri en önemli sağlık uzmanı, AİLE HEKİMLERİDİR.
Hastanelerdeki uzman doktorlara ulaşmanın zorlaştığı ortamda, halkın en kolay ulaşarak ilk adım tedavisini yaptırdığı, ailelerin yeni doğan bebeklerinin aşılarının takip edildiği ve tatbik edildiği yer, AİLE HEKİMLİKLERİDİR.
Hastaların, doktorunun yazdığı adale ve damar yolu enjeksiyon preparatlarının yaptırabildikleri tek yerde, AİLE HEKİMLİKLERİDİR.
Aile hekimleri, özellikle kronik hastalıkları nedeniyle uzman hekimlerin raporu ile sürekli ilaç kullanmak zorunda olanyaşlı hastaların, rapor süreçlerinde ilaçlarını kolayca yazdırabildikleri ilk basamak tedavi merkezleridir.
Aile hekimleri, kendilerine kayıtlı hastalarının tüm sağlık sorunları hakkında bilgi sahibi oldukları için zamanla hastalarının en güvenilir sağlık danışmanı haline gelmiştir.
Bu nedenle söylemek isterim ki, Aile Hekimliği Müessesi ülkemizi yönetmekte olan siyasi iradenin 22 yılda yaptığı en doğru uygulamalarından birisiydi.
Bugün böylesine doğru bir sistemin verimli çalışmasını engelleyecek uygulamaların dayatılması, bu kurumlardan sağlık hizmeti alan halkımızca tepki görecektir.
Bu aile hekimleri, ebeler ve sağlık çalışanları sözleşme ve ödeme yönetmeliği ile son derece olumsuz şartlarda çalışmaya zorlanmaktadır.
Bu nedenle aile hekimleri, bu yönetmeliğin geri çekilmesi için uyarı anlamında iki kez iş bırakma eylemi yapmak zorunda kalmışlardır.
- Aile hekimleri bu yönetmelikle, hastalarına bir ağrı kesici, mide ilacı, antibiyotik ve bunun gibi ilaçları reçete ettiklerinde, reçete ettikleri ilaç sayısının bulundukları il ortalamasının üzerinde olması halinde, maaşlarından kesinti yapılması yaptırımı ile karşı karşıya bırakılmaktadır.
- Bir aile hekimi hastalarına ilaç yazarken, acaba il ortalamasının üzerine çıkarak bir yaptırımla karşı karşıya kalırmıyım endişesi ile mi ilaç yazacaktır? Bu, hekimin tedavi etme yetkisinin kısıtlanması, aslında halkın tedavi olma hakkının elinden alınmasıdır.
- Hekim reçetesini yazarken hastanın sağlığını değil, kendi maaşını düşünmek zorunda bırakılabilir mi?
- Hekimin gerekli gördüğü laboratuvar tetkiklerinin sınırlaması, hastanın sağlığını riske sokmak değil midir?
- Aile hekimine kayıtlı bir hastanın herhangi bir nedenle (Örneğin hastalanmadığı için),6 ay doktoruna uğramaması halinde, aile hekiminin maaşından kesinti yapılması, hangi aklın alacağı bir uygulamadır?
- Bir aile hekimine kayıtlı hastanın, bir yılda yedinin üzerinde yataklı kamu hastanesine gitmesi durumunda, aile hekimine yaptırım uygulanacak olmasında aile hekiminin nasıl bir suçu olabilir ki?
- Muayenesi sonrası gerekli ilaçları bu nedenle yazılamayan bir hastaya, “Hekim ile ilgili memnuniyet anket sorusu” sorulabilir mi?
- Hastalarda bu konularda yeterli bilinci oluşturmadan doktora yaptırım uygulamak, kabul edilebilir bir uygulama olamaz.
- Doktor ve sağlık personellerine karşıgiderek artan şiddeti önleyecek kesin uygulamaların yapılmadığı bir dönemde,sürekli haklarını kısıtlamak halkın tedaviye ulaşmasını engellemektir.
- Ne kadar iyi amaçla düşünülmüş olursa olsun, çerçevesi iyi çizilmemiş “Hasta memnuniyet anketi” diye bir geri bildirim yöntemininuygulamaya konulması ile hekimlere maaş kesintisi uygulanabilecek olması, kötü amaçlarla kullanımın yolunu açacağı gibi hekimlere yeni bir taciz uygulamasına da zemin yaratacaktır.
SONUÇ;
Aile hekimlerine uygulamak üzere gündeme getirilen son yönetmelik, hekimlerin hastalarına yasaların belirlediği ve yeminlerinin gereği olan tedavileri yapmasını kısıtlayacaktır.
İşte bu nedenle AİLE HEKİMLERİ,
Bu durumu hastalarına,
Bağlı oldukları birimlere,
Sağlık Bakanlığı’na,
Sağlıkta şiddeti cezasız bırakıp, tüm faturayı hekimlere bırakanlara duyurmak istiyorlar.
Bunun için görev bırakma eylemi yapıyorlar.
Eğer bu yönetmelikte ısrar edilirse, Aile Hekimlikleri giderek görev yapamaz hale gelir ki, bu halkın sağlığı açısından büyük tepki yaratır.
Bu uygulamada ısrar etmek, hastaların özel sağlık kurumlarına mahkûm edilmesi anlamına gelecektir.
Sağlığımı yakından takip ettiği için sık, sık aile hekimimin danışmanlığına başvuran ve aldığım sağlık hizmetinden çok memnun olan ellialtı yıllık bir eczacı olarak, bu düşüncelerimi kamuoyu ile paylaşmayı bir görev biliyorum.
Aile hekimlerimizi kısıtlamak yerine, onlara daha rahat çalışma ortamı yaratılması dileklerimle, yazımı sağlıklı günleriniz olsun diyerek noktalıyorum.