Daha Van Depreminin yaraları tam sarılmadan ve 15.10.2020 tarihinde önce İstanbulluların yüreğini ağzına getiren deprem ve ardından da 30 Kasım 2020 tarihinde İzmir’i vuran deprem ile bir kez daha tüm Türkiye olarak içimiz yandı.
Depremin gündüz olması belki de daha çok sayıda can kaybını önledi. Yazımı kaleme aldığım saatlerde 83 olarak verilen can kaybının 6 binada daha devam eden arama çalışmaları sonucu artacağı endişesi yaşanıyor.Aradan 72 saat geçmiş olmasına rağmen hala yaralı da olsa sağ vatandaşlarımızın çıkarılıyor olması umutları yaşatıyor.
Yer bilimci ve Kandilli Rasathanesi yetkilileri İzmir ve İstanbul’da 7 üzeri şiddette deprem beklendiğini yıllardır söylüyor ve yetkilileri uyarıyorlardı. Ne yazık ki, bunlara kulakların tıkandığı anlaşılıyor.
Bilim adamlarının açıklamalarına göre İstanbul büyük bir risk altındadır. Beklenen deprem her gün biraz daha yaklaşıyor ve depremde binlerce binanın yıkılacağı ve onbinlerce vatandaşımızın yaşamını kaybedeceği artık herkesçe biliniyor.
Bu gerçeğe rağmen görüyoruz ki, İstanbul’da ki olası bir deprem de vatandaşların sığınacağı toplanma alanlarının çoğu gözü dönmüş siyasetçi ve paragöz müteahhitlerin çıkarlarına kurban edilerek gökdelenlerle doldurulmuş.
Bugün İzmir’de yaşamını kaybeden vatandaşlarımız ve yakınlarımıza yanıyoruz. Umarım yarın beklenen İstanbul depreminde çok daha acısını yaşamayız.
Muhtemel İstanbul depreminin hiç konuşulmayan korkutucu bir başka yanı da, ülkemizin sanayi kuruluşlarının neredeyse