DİN- SİYASET-TARİKAT İLİŞKİSİNİN YARATTIĞI
KARANLIKTA 30 AĞUSTOS ZAFERİNİN ÖNEMİ..
İslam dinini her önüne gelenin bir tarikat kurarak bölmesi, bu tarikatların kontrolden çıkarak, siyaset ve ticaret işlerine bulaşmasından, hepimizin ortak paydası olan dinimiz zarar görmeye başlamıştır.
İslam Dininin kurallarının yazılı olduğu tek kitap Kur’an’dır ve tarikatların bu kitap da olmayan şeyleri kendilerince yüce dinimizin gerekleri gibi sunması, ticari ilişkilerin içerisinde olması ve adeta bir lobi hareketi oluşturması, İslam Dinine vurulan bir darbedir.
Yurt dışında ki tarikatlardan özellikle de El-Kaide, İşid ve Boca Haram gibi bazıları, İslam devleti kurmak ve Müslümanlığı tüm dünyaya yaymak gibi masumane görüntü altında, acımasız tam bir terör örgütüne dönüşmüştür.
Üzülerek söylemek gerekirse, sömürgeci ve yayılmacı ülkeler kurdukları ve destek verdikleri bu tür eli kanlı örgütlerle, bir yandan çıkarları olan ülkeleri karıştırıyor, bir yandan da dünya da İslam Dinini terörle ilişkilendirerek bir taşla iki kuş vuruyorlar.
Eli kanlı terör örgütüne dönüşen yurt dışında ki tarikatların dinimize verdiği zarar devam ederken, içimizde ki tarikatlarda İslam’a hizmet adı altında resmen ticaret yapıyor ve kendi siyasi amaçları doğrultusunda güdümlenmiş öğrenci yetiştirmek üzere okullar ve yurtlar açıyorlardı.
Açıkça söylemek gerekirse, çok partili demokrasiye geçtiğimiz 1950 yılı sonrası Menderes ile başlayan seçim kazanmaya yönelik dinin siyasete alet edilmesi uygulaması, sonra ki her seçim döneminde tüm sağ parti liderlerinin en büyük seçim silahı haline gelmiştir.
Bunları anlatmamın nedeni, 15 Temmuz gecesi yaşanan Fetullah Cemaati’nin darbe girişiminin çok da şaşırtıcı olmaması gerektiğini söylemek içindi.
Çünkü 93 yıllık bir geçmişi olan Cumhuriyet Döneminin Atatürk’ten sonra ki 60 yılında tüm toplumun ortak paydası olan dinimizi, acımasızca siyasi çıkarlarınıza alet ederseniz,
Çünkü Ülkemizin son 15 yılında iktidarda olacaksınız, bunun 13 yılında bugün terör çetesi denen Cemaatle kol kola çalışacaksınız, adı geçen ABD destekli Cemaatin devletin her kademesine yerleştiği yönünde ki tüm uyarılara kulak tıkayacaksınız,
Çünkü bu cemaatin kurguladığı bir senaryo ile Türk Ordusunun başta Genel Kurmay Başkanı olmak üzere en önemli komutanlarını uyduruk davalarda yargılayıp mahkûm edilmesine göz yumacaksınız, hatta destek vereceksiniz,
Sonra da, yıllardır yapılan böylesine ciddi bir siyasi hatayı “Aldatıldık” Diye geçiştirmeye çalışırsanız,
Bunun kabul edilebilir bir yanı olmaz, böylesine büyük ve karmaşık siyasi hata özür dilenerek kapatılamaz. Demokrasilerde kural, siyasi hataların, istifa müessesinin devreye sokulması ile kapatılmasıdır..
Lütfen ! Ülkemizde faaliyette olan tarikatlara ait aşağıda ki tarikatlar şemasını inceleyiniz Her biri bir başka programla faaliyette olan bu cemaatler, farklı bir Müslümanlık uygulaması yapamayacaklarına göre amaçları ne olabilir?.
Bu tür çok sayıda ki tarikatın varlığı, inançlı insanlarımızı saflara ayırmaktan ve ülkemizin çağdaş dünyaya yaklaşmasını engellemekten öteye, olsa olsa nüfus ve para ticareti kalıyor ki, bunların da dinimizle ilgisi olamaz.
Yazımın devamı olan, “TARİKATLAR GERÇEĞİNDE 30 AĞUSTOS ZAFERİ’NİN ÖNEMİ” Başlıklı 2.bölümü yarın yayınlanacaktır.