BİR BÖLÜM.
Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası ortaya atılan iddialar ve söylentilerle ilgili dikkat çekici bir açıklama, İstanbul Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi, Mavi Vatan Projesi’nin isim babası Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı’dan gelmişti.
Sayın Yaycı, "Deprem söylentileri, gerçekleri ve fırsatları kollayan çakallar" başlıklı yazısında, ABD'nin 2002 yılında Nevada çölünde yaptığı tatbikatla ilgili uyarılarda bulundu. (Bu yazının tamamını Google’dan arayarak okuyabilirsiniz.)
ABD'nin 2002'de "Bin Yılın Meydan Okuması" (Millennium Challenge-2002) adıyla Nevada Çölünde hedef ülkeye deprem sonrası müdahale tatbikatıyla ilgili bahsedilen ülkenin Türkiye olduğu iddiası için emekli amiral Cihat Yaycı, Associated Press’in (AP) tatbikat senaryosundaki hedef ülkenin Türkiye olduğu iddiasına vurgu yaparak, "Bu tatbikatın görmezden gelinmesi, Türk milletinin güvenliğini tehlikeye atmaktır." dedi.
***************************
Bu yazıyı okuyunca, geçen yıl Hedef Halk Gazetesi’n de yayınlanmış köşe yazımda altını çizdiğim (Son depremlerden çok önce) ve ülkemiz adına hangi endişeleri duyduğumu vurguladığım köşe yazımı hatırladım.
Bakın o yazımda neler yazmışım;
“Ülkemiz her bakımdan Cumhuriyet döneminin en sıkıntılı dönemini geçiriyor.
İç siyasette, tek adam yönetiminin uzlaşmazlık temeline dayalı dayatmacı politikalarının, özellikle demokrasi ve özgürlüklerden yana olan geniş bir kesimi rahatsız ettiği bir gerçektir.
Öte yandan, toplumun gerektiğinde hakkını savunacak olan yargının siyasi iradenin güdümüne girmiş olması,
Halkın demokratik hakkı olan en basit gösteri ve basın açıklamalarının dahi, halkın güvenliğini sağlama görevi olan emniyet ve jandarma güçleri tarafından zaman zaman aşırı güç kullanılarak engellenmesi ve göstericilerin gözaltına alınması,
Ülkemizin en iyi üniversitelerinden birisi olan Boğaziçi Üniversitesine dayatılan yaptırımlar ve üniversitelerde yapılması geleneksel hale gelen diploma törenlerinin dahi, yapılabilecek protestolardan rahatsız olunarak iptal edildiği bir ortam yaşanmaktadır.
Dış siyasette de işler istendiği gibi gitmiyor. Neredeyse tarihimizde ilk defa tüm komşu devletlerle ilişkilerimizin bozulması ile ülkemiz için çok önemli olan ihracat kapıları da kapanmıştır.
ABD’ nin bölgemizdeki ülkeler üzerinde kurguladığı BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) doğrultusunda, Türkiye hariç hepsine askeri müdahale de bulunması veya iç savaş çıkartması ile bölgemiz tam bir kargaşa ortamına sürüklenmiş bulunuyor.
Şimdi de benzer bir oyunun ülkemizde kurgulanmaya çalışıldığı endişeleri yaygınlaşıyor.
Ülkemizin güvenliği için yıllardır Güney ve Güneydoğu Bölgemizde sürdürülen askeri operasyonların ABD’ nin bölgedeki uzantıları tarafından engellenmesi ve o bölgedeki terör örgütlerinin ABD tarafından silahlandırılması, ABD ile olan ikili ilişkilerimizi güvenilemez hale getirmiştir.
Hepsi bir yana ABD’nin yönlendirdiği ve desteklediği PYD, İŞİD ve PKK, bu bölgede düzenlediği bazı bombalamalarla Türkiye’yi zan altında bırakmaya çalışmaktadır.
Bu bombalama ile Türkiye’nin komşu ülke Irak’ın ilişkilerinin daha da bozulması amaçlanabiliyor olabilir.
Hatta, Türk Askerinin bu bölgede sürdürdüğü bölücü terör örgütlerine yönelik temizlik harekâtının önünü kesmek için yapılıyor da olabilir. Bunlar, ülkemiz adına çok ciddi tehdit oluşturmaktadır.
Bu arada Türkiye’nin üyesi olduğu NATO ile ilişkilerinin de giderek bozulması, ülkemiz açısından son derece düşündürücü bir duruma gelmiştir.
ABD’ nin son aylarda Yunanistan’ın Trakya’da ki sınırlarımızda çok önemli miktarda zırhlı araçlar ve asker yığması, ülkemiz adına çok büyük bir tehdit oluşturmuştur.
Yunanistan’ın kuzeyinde Bulgaristan, doğusunda ise Türkiye bulunmaktadır. Yunanistan sınırımızda ABD’ nin bu kadar büyük bir askeri güç yığmasının nedeni, olsa olsa Türkiye’ de çıkartılacak bir kargaşa halinde Irak ve Suriye’de yaptığı gibi “Türkiye’ye de ki iç karışıklığı önlemek ve demokrasiyi getirmek” Bahanesiyle ucu nerelere varacağı belli olmayan bir askeri müdahale de bulunmak amaçlı olabilir.
Görüleceği gibi ülkemizde böylesine önemli sorunlar yaşanırken;
Ekonominin de hızla kötüye gitmesi ve DOLARIN hızlı artışı ile TL’ nin hızlı değer kaybı, Devletin iç ve dış borcunun Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine çıkması, İngiliz bankerlerden alınan yüksek faizli borçlar, ülkemizi içinden kolay kolay çıkılamayacak bir çıkmaza sokmuştur.
Bu arada Amerika’da tutuklanan ve yaptığı itiraflarla ABD’ nin eline önemli kozlar veren Zarab’tan sonra, kara para aklamak ve dolandırıcılık suçlamaları ile Avusturya’da tutuklu bulunan Sezgin Baran Korkmaz’ın da ABD’ ye iade edilerek tutuklanması ile ABD, muhtemelen ülkemize baskı ve şantaj yapabilecek bilgilere sahip olmuş olabilir.
Bunlar, hiçbir ülkenin kolay kolay altından kalkabileceği sorunlar değildir.”
Güzel bir yaz haftası diliyorum. 26.07.2022
****************************
Gelelim Bugüne;
Ülkemizde böylesine bir kriz dönemi yaşanırken Cumhuriyet Döneminin en hayati seçimine gidilmektedir.
Ülkesini, vatanını seven her Türk gibi benim de dileğim, bu seçimin sağlıklı bir güven ortamında yapılması ve seçim sonuçlarının hiçbir tartışmaya zemin yaratmadan tamamlanmasıdır.
Sosyal medyada bazı kişi ve yasa dışı gurupların, “İktidarın seçimi kaybetmesi halinde iktidarın muhalefete teslim edilmeyeceği şeklindeki tehditleri” Umarım ki, gerçekleşmez.
Bilinmelidir ki, böyle bir olayın yaşanması demek, yukarıda anlattığım ABD’NİN BOP Projesi’nin Türkiye ayağını devreye sokması için zemin yaratmak olacaktır.
Buna kalkışacak olanların, bu ülkenin karıştırılması için dış güçlerle birlikte hareket edecek vatan hainleri olacağı da unutulmamalıdır.
Tüm bu olumsuzlukların oluşmasına zemin hazırlayan 20 yılı aşan tek parti iktidarı ve bir kişinin her konuda karar verici olduğu Başkanlık Sistemine, bu seçimle son verilmesi zorunluluk haline gelmiştir.
Sorunsuz ve güzel haftalar diliyorum.