Haftalık köşe yazımın 2. Bölümünde 1980 sonrası yıllarda Samsun’da yaşayanların hatırlayacakları benzer bir havaalanı kapatma olayından söz edeceğim.
Türkiye’de üç büyük kent dışında belki de havaalanı olan tek kent Samsun’du. 1950’ li yıllarda şimdi ki Ondokuzmayıs Stadının ve Gülsan Sanayi Sitesi’nin bulunduğu yer havaalanı olarak kullanılıyor ve pervaneli uçaklar inip kalkıyordu.
Kasım 1958’de Kıranköy Mezarlığının karşısında ki alanda uçak seferlerinin yapılacağı Samsun Havaalanı açıldı. Bu havaalanı sayesinde RJ 100 tipi pervaneli uçaklarla düzenli havayolu taşımacılığı başlamıştı.
Evet, jet motorlu büyük uçaklar için pist kısa gelmeye başlamıştı. Güvenli inişi sağlayan İLS ( Aletli iniş) Sistemi de yapılmamıştı. Zaman zaman uçaklar inişte zorlanıyordu. Bir iki kez de bu nedenle iniş yapan uçak pistten çıkarak tehlike atlatmıştı.
O zaman da kolaycılık seçildi ve pistin uzatılması ile İLS Sisteminin yapılması yerine havaalanı kapatıldı.
Oysa Samsun Halkına kapatılan bu havaalanına bazı görevlilerinin uçakları iniş kalkışı sürdürüyordu.. Bu karar, o günde Samsun’un kalkınmasına indirilmiş bir darbeydi.
Bu konuda bir anımı paylaşmak istiyorum. 1980 Darbesi sonrası siyasetten yasaklanan parti liderleri için bir süre sonra yasağın kalkmasına yönelik çalışmalar başlamış ve bu konuda referandum yapılması gündeme gelmişti.
Bu süreçte yasaklı olan Süleyman Demirel Samsun’a gelmiş ve STK’ larla Yafeya Otel’in roofunda bir toplantı düzenlemişti.
Ben de Eczacı Odası Başkanı olarak toplantıya katılmış ve sıra bana gelince söz alarak, Sayın Demirel’den bir talepte bulunmuştum.
“Sanıyorum sizi yakında bir kez daha siyasetin içinde Başbakan olarak göreceğiz. Ama sizin canınızın bir Samsunlu kadar değeri yokmuş. Çünkü sizin uçakla indiğiniz havaalanımız riskli diye Samsunlulara kapatıldı. Bu kapatma ile Samsun’un can damarı da kesilmiş oldu. Sizden Samsunlular adına tek talebim, yeniden Başbakan olduğunuzda bizi yeni bir havaalanına kavuşturunuz” Demiştim.
Ben konuşurken rahmetli Demirel sürekli not alıyordu. Toplantı sonrasında da toplantıyı yöneten rahmetli Mehmet Çebi’den, Rahmetli Demirel’in kim olduğumu sorarak bilgi aldığını öğrenmiştim.
Gerçekten de Kasım 1987 de yapılan Anayasa değişikliği Referandumu ile yasaklar kalkmış ve Süleyman Demirel 1991 yılında seçimleri kazanan DYP ile öce Başbakan, daha sonra da Cumhurbaşkanı olmuştu.
Çarşambalı meslektaşım Ecz. Cemal Alişan da milletvekili olarak TBMM’ ne girmişti. Ben de 1988 yılında kurduğumuz SAM-SEV’İN Başkanlığını üstlenmiştim.
THY’ nın o dönemlerde ki Genel Müdürü ise, Cem Kozlu’ydu. Yönetim olarak bir yandan milletvekillerimizle görüşüyor, diğer yandan da Ankara’ya giderek THY Genel Müdürü ile görüşerek talebimizi iletiyorduk.
Bu konuda Sayın Cem Kozlu’nun çok büyük desteğini gördüğümüzü söylemek isterim. Başta Cemal Alişan (Çabasının karşılığı olarak da havaalanımızın adına Çarşamba adını ekletmişti) olmak üzere Samsun milletvekillerinin de çabası ve sonradan öğrendiğimize göre, Samsun’a çok önem veren rahmetli Süleyman Demirel’in talimatları ile Samsun’a yeni bir havaalanı yapılması programa alınmıştı.
Temeli 1994 yılında Başbakan Sayın Tansu Çiller tarafından atılan Samsun Çarşamba Havaalanı, 1998 de Cumhurbaşkanı Rahmetli Süleyman Demirel ve o dönemin Başbakanı Sayın Mesut Yılmaz tarafından resmen hizmete açılmıştır.
BU havaalanımız için başta rahmetli Süleyman Demirel olmak üzere THY Genel Müdürü Sayın Cem Kozlu ve Sayın Cemal Alişan ile o dönemin tüm Samsun Milletvekillerine bir Samsunlu olarak şükranlarımı sunuyorum.
İşte böylesine bir mücadele ile açılan havaalanımız bu kez de onarım iddiası ile kapatılacakmış.
O günleri yaşayanların hatırlayacağı gibi eski havaalanımızın kapatılmasının öncesi veya sonrasında bir büyük otobüs işletmesinin çift katlı konforlu otobüsleri servise koyması nedeniyle bu havaalanının kapatıldığı şeklinde de söylentiler çıkmıştı.
Bugün ki iddialar gibi o zaman da havaalanının kapatılmasının nedeni olarak gösterilen bu iddia çok konuşulmuştu.
Beyler, bu pist bir günde mi yıprandı?
Son edindiğim bilgiye göre uçakların inerken teker koydukları 170- 200 metrelik bölümde çökme olduğunu iniş-kalkış yapan pilotlar on yıl önce yetkililere iletmişler. Yani bu yeni bir olay değil. Ayrıca bu kapatma olayı bir ay önce Samsunlu yetkililerce biliniyormuş. Zaten bu süreçte ihalesi dahi yapılmış. Ama nedense, Samsunlular haberi iş bittikten sonra öğreniyor.
O zaman neden zamanında başka yöntemler aramadınız? Diye sormak gerekmez mi?
Burası Samsun. Nasıl olsa kimsenin itirazı olmaz diye mi düşünüldü?
Haklısınız. Bu düşünce ile kapatabilirsiniz ama biliniz ki, bu kapatmanın Samsun’a vereceği zararların vebali ile tarihe kara leke olarak geçersiniz.
Eğer bu havaalanı 2. Pist yapımı gibi bir başka yöntem göz ardı edilerek kapatılır ve asıl amacın komşu ilin havaalanını desteklemek olduğu iddiaları cevapsız kalırsa, bu kenti yönetenlerin ve Samsun adına siyaset yaptığını söyleyenlerin bundan böyle Samsun’u temsil ettiklerini bu kente kimse anlatamaz.
Böylesine olumsuzluklar birbirini kovalarken, Samsun’u yönetenler ve milletvekillerimiz bu kez de susmayı sürdürürlerse, bunun anlamı bu kent için ne yararları olduğu tartışılır hale gelmez mi?
Hiç müjdeli bir haber alamadığımız Samsun ile ilgili olarak Cumartesi akşamı aldığım ve henüz araştıramadığım haber de doğruysa, pes doğrusu.
Samsun’da ki yabancı öğrencilere Türkçe, bizim çocuklarımıza da yabancı lisan öğretmek üzere açılmış olan ve lisan öğreten en ciddi kurum olarak tanımlanan TÖMER kapatılıyormuş.
Oldu olacak, kalan tüm kurumları da kapatın. Samsun’u da bağlayın bir başka kente, herkes rahatlasın. Sanırsınız ki bilinmeyen bir el, Samsun’u geriletmeye çalışıyor.
Samsunlu suskunluğunu sürdürdüğü sürece de, her gün yeni bir kayıpla karşılaşmaya mahkûmuz.
Artık Samsunluyum diyen herkesin başını ellerinin arasına alıp, olanı biteni sorgulamasının zamanı gelmedi mi?.
Her şeye rağmen yanlışların giderileceği, umutların yeşereceği bir hafta diliyorum.