Güzel Samsunumuzu seven herkes kadar ben de seviyorum.
Ben de Samsunumuz için ekonomisinin çok büyüdüğünü, insanların yaşamını sürdürmek için bu kenti tercih ettiğini, sahip olduğu coğrafi avantajlarını kullanarak nasıl geliştiğini anlatmak istemez miydim?
Doğal güzelliklerinin nasıl korunduğunu, bu kenti yönetmek üzere seçilenlerin ne kadar güzel hizmetler yaptığını, kentin ve halkının çıkarlarını nasıl koruduğunu, kentin ekonomik gelirlerinden halkını nasıl adaletli bir şekilde yararlandırıldığını uzun uzun anlatmak istemez miydim?
Bu kentin Covid-19 salgın haritasının en yoğun olduğu illerin ilk sırasında değil, kurallara uyarak salgın haritasının sarı renkli bölgesinde yer aldığını,
Şiddet uygulamalarının en yoğun olduğu illerin başında olmadığını söylemek istemez miydim?
Hele hele de bu yazımı kaleme alırken, bütün TV kanallarında gösterilen Samsun’da bir kadının çocuğu önünde eski kocası tarafından hunharca dövüldüğü olayın ayıbını yaşamak ister miydim?
Bu kentin ekonomik yapısının lokomotifi olması gereken STO’ nın, Borsa’nın görevlerini yaptığını,
Bir ticaret kenti olan Samsun’da ki esnaf ve ticaretle uğraşanlara nasıl sahip çıktıklarını ve sahip oldukları ekonomik güç ve siyasi olanakları ile üyelerinin ülkemizde yaşanan ekonomik krizden ayakta kalarak çıkmasını sağlamak için, en azından bir çabasını övgü ile anlatmak istemez miydim?
Şimdi Samsunlular ellerini vicdanlarına koyarak, yukarıda yazdıklarımdan hiç olmazsa birkaç tanesinin gerçek dışı olduğunu söyleyebilir mi? Ben kendi adıma hiç birisine olumlu cevap bulamıyorum.
Bu örnekleri daha da artırabiliriz.
O nedenle;
Bu olumsuzlukları sorgulayamazsak ve kısa sürede bu olumsuzluklara bu kentin neden mahkûm olduğu sorularına cevap bularak onları düzeltemezsek, inanın ülkemizde ki tüm sorunlar bitse dahi, Samsun giderek daha kötü günleri yaşamaya mahkûmdur.
İşte bu nedenle bugün sizlerle bu sorunlara değinerek bu sorunların neden kaynaklandığını ve bu sorunlardan nasıl kurtulabileceğimizi paylaşmak istiyorum.
***********************************
En önemli sorunlarımız;
- Bu kent ekonomik olarak sürekli gerilemektedir. 1970’lere kadar Türkiye ekonomik gelişmişlik sıralamasında ilk 6-7. Sırada olan Samsun bugün 30. Sıraların altında yer almaktadır.
- Bu kentin sanayisine yön verebilecek öneme sahip Organize Sanayi Bölgesi ile Tarım Organize Sanayi Bölgesi kuruluş yasasında ki kurallara rağmen, belli kişilerin elinde boş olarak veya depo anlamında amaç dışı tutulmakta ve yatırım yapmak için Samsun’a gelenlere yer verilememektedir. Belirtmek isterim ki bu kuruluşların Yönetim Kurulu Başkanı Samsun Valisidir
- Bu kenti geçmişte yönetenlerin büyük bir yanlışı ile kentimize dışarıdan gelenlerin seçim kazanabilme adına bölgecilik anlayışı ile dernek çatıları altında ayrıştırılması sonucu, Samsun’un sosyal yapısı karmaşık bir hal almıştır. Oysa diğer kentlerden gelenlerin kültürü ile Samsun’un kent kültürü harmanlanabilseydi, bugün yaşanan sorunların çoğu yaşanmaz, Samsunlu olanlarla, olmayanlar diye ayrışmış bir yapı oluşmazdı.
- Samsun siyaseten verilen tüm sözlere karşı, 2004’ de genişletilerek yenilenen “Teşvik Yasası” dışında bırakılmıştır. Tüm Karadeniz Bölgesinin illerinin teşvik kapsamına alınması sonucu, sadece Samsun bu haritanın dışında kalmıştır. Bu durumun Samsun’u ekonomi ve sanayi alanında haksız rekabetle karşı karşıya bırakması sonucu, Samsun yatırım yapılamaz kent haline gelmiştir.
- 1980’li yıllarda üniversite giriş sınavlarında Türkiye birincileri çıkartan Samsun, sonra ki yıllarda eğitim alanında da gerilere düşmüştür.
O halde ne yapılmalıdır?
- Öncelikle söylemek isterim ki, bu kentte yaşayan ve bu kentte kazanıp bu kentte yatırım yapan herkesin, aile kökenlerine ait vefa duygularını da koruyarak artık bölgecilik anlayışını bir yana itmesi şarttır.
Madem bu kentte yaşamayı seçtik, o halde hem kendimiz, hem de tüm Samsunlular için bu kentti daha yaşanır hale nasıl getirebiliriz sorularına cevap bulmamız gerekir. Bunu sorgulayarak “Bu kentin insanı olma bilincini” geliştirebiliriz.
- Bu kente dünden bugüne atanan Sayın valilerimizin, öncelikle kentin geçmişte ki sosyal yaşam ve ekonomik konumunu ve zamanla sahip olduğu bu olanakları kaybederek bugünkü sıkıntılı duruma düşüşünün nedenlerini ve kentin yaşadığı sorunların bir dokümanını çıkartması gereken ilk işleri olmalıydı. Kendilerinden sonra gelecek valilere de böyle yazılı bir dokümanı bırakması, kent yönetiminin devamlılığı açısından da son derece önemliydi. Üzülerek söylemem gerekirse, böyle yazılı bir dokümanın vilayette olduğunu sanmıyorum.
- Bugün Samsun Valiliği görevinde bulunan ve tanıştığımda çok donanımlı bir yönetici olduğu kanısını edindiğim akademisyen kökenli Valimiz Sayın Zülkif Dağlı’nın, bu eksiği gidereceğine inanıyorum. Bu konuda, sadece kamu kurumlarından değil, kendini kabul ettirmiş STK’lar, hatta bu kentin geçmişini yaşamış bilge insanlarından da yararlanmasının yerinde olacağına inanıyorum.
- Bu kentin insanları, artık yaşamını bu kentte Samsunlular ile iç içe yaşayarak geçirmemiş, bu kentin sorunları ile hiç ilgilenmemiş ve hiçbir sivil toplum kuruluşunda görev almamış kişilerin belediye başkanlığına aday gösterilmesini engellemelidir. Her Samsunlu, taraftarı olduğu partiye bu doğrultuda baskı yapmalıdır.
- Unutulmamalıdır ki, Samsun’u son 60 yılının yirmişer yılında iki, on yılında ise bir belediye başkanı olmak üzere üç kişi yönetmiştir. Samsun eğer bugün olumsuz klasmanlarda yer alıyorsa, bu üç başkanın da çok başarılı olamadığının göstergesidir.
SONUÇ:
Samsun bir an önce güçlü bir sivil toplum birlikteliği oluşturup Samsun’un ve Samsunlunun yaşadığı sorunları sürekli gündeme taşımalı ve çözüm önerileri üreterek bu kentin kaderini değiştirilmelidir.
Üzülerek söylemek isterim ki, Mimarlar odası Samsun Şubesi Başkanlığı ile Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Sayın İshak Memişoğlu ile bazı TMMO bünyesinde ki bazı odalar dışında kentin güncel sorunlarıyla ilgilenen başka bir sivil toplum kuruluşu bulunmamaktadır.
Oysa 2000’li yılların ilk yarısında çok etkin sivil toplum kuruluşlarımız vardı. Başta o günlerde çok aktif olan SAM-SEV, TMMO Üyesi Odaların Samsun Şube Başkanlıkları ile Samsun Baro Başkanlığı olmak üzere, Tabipler Odası, Eczacılar Odası ile sosyal amaçlı bazı derneklerle çok etkin bir “Çevre Birlikteliği” Oluşturulmuştu.
Bu birliktelik çok sayıda ilden kovulduktan sonra Samsun Büyükşehir Belediye Başkanınca Samsun’a davet edilerek Çarşamba Ovasına inşa edilen Mobil Santralin kapatılmasını sağlamıştı. Bu konu da defalarca kendi olanakları ile Ankara’ya gidip kapatma davamızı takip ederek, Danıştay kararı ile ruhsatını iptal ettiren O dönemin Baro Başkanı Sayın Av. Arif Yılmaz Üney’in katkılarını unutmak mümkün değildir.
Yargı güvenliğinin kalmaması ve siyasi iradenin tüm baskılarına rağmen STK’lar silkinerek yaşadıkları kente olan sorumluluklarını yerine getirmelidir.
Şunun altını da çizmek isterim ki, sivil toplum kuruluşlarında görev alacakların kendi ekonomik sorunlarını çözmüş, geri dönüp baktıklarında korkacak bir sorunlarının olmaması ve bu kente karşı sorumluluklarının olduğunun bilinci ile gerekli cesarete sahip olması gerekir.
Köşe yazımı bitirmek üzere olduğum Pazar günü saat 18.20’de televizyon kanalları 20 dakikadır hala Samsun’da hunharca dövülerek hastanelik edilen kadını anlatıyor.
Lütfen söyler misiniz? Hangi Samsunlu ve hangi kent yöneticimiz bu ayıbı yaşamak ister?
Samsun’un sürekli olarak 3. Sayfa haberleri ile gündeme gelmesinden Utanç duyuyorum…
Güzel şeyler konuşacağımız bir Samsun’da buluşmak dileğiyle, iyi haftalar. 08.03.2021