Samsun sosyal yapı ve gelişim olarak büyük metropol kentlerimizin daha küçük bir modeli olarak görülebilir.
Özellikle son 35-40 yıl içinde Doğu ve İç KaradenizBölgesinin kırsal kesimlerinden çok fazla göç aldı. Buna Samsun’un ilçe ve köylerinden gelen göçlerde eklenince hızla kalabalıklaşan ama sosyal yapısı da olumsuz olarak değişime uğrayan bir kent ortaya çıktı.
Samsun’un 1980 öncesi günleri yaşayanlar ve o dönemi hatırlayanlar, bu değişimi çok daha iyi bileceklerdir. Çocukluk yıllarımın Samsun’un da yaşayanların konuşma aksanı, İstanbul insanlarının konuştuğu düzgün ve güzel Türkçesiyle eş tutulurdu.
Sokaklarda hırpani kılıklı insan gözükmezdi. Yoksul olduğu belli olanların dahi kılık kıyafetinde bir özen sezilirdi. İnsanlar birbirine saygılıydı. Bir cenaze götürülürken insanlar saygı duruşunda kusur etmezdi, çoğu da beş adımda olsa tabutu omuzlardı.
Sokakları seyyar satıcılar tarafından işgal edilmemişti, işyerleri sattıkları ürünlerini sokaklara taşırmazlardı. Ürünlerini sokaklara taşıyanların satış elemanları avaz avaz bağırarak, sonuna kadar açtıkları arabesk müzikler eşliğinde kulakları tırmalamaz, çevresini rahatsız etmezdi.
Hele de Fuar güzelliğini yaşadığımız yıllarda, fuarda eğlenenlerin gurup halinde olduğu gibi genç kızlar ve kadınlar tek başlarına gecenin ilerlemiş saatlerinde huzur içerisinde evlerine gidebilirlerdi.
Bugün o günkü Samsun’dan nelerindeğiştiğini yazmayacağım. Sizler yukarıda anlattığım güzelliklerin karşıtlarını düşünür ve günümüzde yaşadığımız Samsun sokaklarını gözlerinizin önüne getirirseniz, o güzelliklerin yerini ne büyük çirkinliklerin aldığını görürsünüz.
Bir de buna durup dururken eklenen Suriyeli mülteciler, özellikle İlkadım’ın en önemli Caddeleri olan Çiftlik (İstiklal) ve Gazi Caddesini bir Arap kentine çevirmiştir.
Bu anlattıklarım, o yıllarda merkez ilçe olarak kabul edilen bugünkü en büyük ilçe İlkadım’a aittir.
Aradan geçen 35-40 yılda Samsun’un doğusunda Canik, batısında da Atakum adıyla iki yeni ilçe daha oluşmuştur.
Canik daha çok kırsaldan göçle gelenlerden oluştuğu için büyümesi ile orantılı olarak sosyal yönden fazla gelişmezken, batısında ki Atakum hem daha hızlı büyürken,hem de sosyal yaşam olarak da Samsun’un çağdaş yüzü olarak ortaya çıkmıştır.
Üniversitenin bu bölgede oluşu ve sahil bandına belediyelerin gösterdiği özen ve düzenleme ile Atakum bir Avrupa kenti haline gelmiştir. Bu bölgemizin daha çok Samsun’un İlkadım İlçesinde yaşayanlar ile komşu illerin elit kesimlerinin tercih etmesi ile çok göç almasına rağmen sosyal yönden de çok daha çağdaş bir yaşam merkezi haline gelmiştir.
Buraya kadar yazdıklarım iyisiyle, kötüsüyle Samsun’un bir yüzüydü.
Şimdi yazacaklarım ise, Samsun’un her geçen çok daha güzele giden ikinci yüzü olan sanatsal yönüdür.
******************************
Samsuntarihi geçmişinden gelen güçlü bir kültüre sahiptir. Samsun’un tarih boyunca çok değişik kültürlerin merkezi olmasının da etkisi ileSamsun bölgede her konuda öne çıkmıştır.
1950’ li yıllardan önce Samsun’da çok sayıda konsolosluğun, konser ve tiyatro salonunun, tenis kortları ile hipodromun bulunmasıda Samsun’un geçmişte sosyal yönden ne kadar iyi bir nokta da olduğunu göstermektedir.
Yakın tarihimize göz attığımızda 1970’li yıllarda bir oda tiyatrosunun bulunduğunu ve bu tiyatrodan yetişen çok sayıda tiyatro sanatçısının İstanbul’da ki en önemli tiyatrolarda görev aldığını biliyoruz.
Bugün de Gazi Sahnesinde oyunlarını sergileyen üç dört tiyatro gurubumuz bulunmaktadır. Samsun Sanat Tiyatrosu ise, Samsun’da sundukları oyunları yıl boyunca Türkiye’nin diğer il ve ilçelerinde de sergileyerek Samsun’un sanatsal yüzünü Türkiye’ye tanıtmaktadır.
Yine o yıllarda kurulan Samsun Türk sanat Müziği Cemiyeti ile başlayan ve bugün sayısı ona yaklaşan TSM korosu ile Türk Halk Müziği Korosu yanında Büyükşehir Belediyesi TSM Konservatuvarı Samsun’un sanatsal yaşamına renk katmaktadır.
İsimlerini sayarak unutacaklarıma haksızlık etmemek için isim vermeyeceğim ama Samsunluların isimlerini çok iyi bildiği sayısı yüze yakın ses ve saz sanatçımız TRT de görev yapmakta olup, bunların bazıları Türkiye’nin en popüler sanatçıları olarak tanınmaktadır.
Kısacası bu korolar, TRT’ e sanatçı yetiştiren birer okul olarak da tanımlanabilir.
Bunların yanında bir başka çok önemli bir kuruluşumuz daha var ki, işte o Samsun’un aydınlık yüzünün bir simgesidir.
Bu kuruluşun adı, kısa adı SAMDOB olan Samsun Devlet Opera ve Balesi’dir.
Kurulduğu günden bu yana oynadıkları her oyun ve sergiledikleri opera ve bale gösterileri Samsunlular tarafından büyük bir ilgi ve katılımla izlenmektedir.
Zaman zaman çok önceden bilet alınmazsa oyunlarda yer bulmak dahi mümkün olmamaktadır. Burada Samsun halkının da hakkını vermek gerekir. AKM’ nin yapılmadığı yıllarda da çok sayıda oyun ve konser gurupları Samsun’da kapalı gişe oyun sergilerlerdi. Bu Samsunlunun sanata olan ilgisini göstermektedir.
19 Mayıs 1919’un 100. Yılı dolayısı ile SAMDOB “Yeniden Doğuş” isimli bir opera gösterisi hazırlayarak bu oyunun prömiyerini İstanbul’da yapmış ve daha sonra da geçen hafta 20.05.2019 Pazartesi akşamı AKM’ de Samsun halkına sundular.
Gerçekten salonu tıklım tıklım dolduran Samsunlular olarak, 19 Mayıs 1919 da başlayıp 1922’ deki 30 Ağustos Zaferi ile sonuçlanan Kurtuluş Savaşı’nın evrelerini anlatan muhteşem bir opera izledik.
Hafta içinde SAMDOB’un Müdürü Sayın Özgür Aslan’ı arayarak kendisine hem teşekkür ettim, hem de kutladım.
Bu oyunda, oyunun mutfağında görev alanlarla birlikte 200 kişiyi aşkın sanatçının yer aldığını söyleyen Sayın Aslan, “Toplumun her kesimine hitap eden oyunları seçiyoruz” Diyerek, “Toplumun o kesimlerinin de oyunları izlemesi sağlanmalı” diyordu..
Ben de bu konuda sivil toplum kuruluşlarına, kentin varoşlarında ki insanlarımıza da bu oyunlarınizletilmesi konusunda ortak çaba sarf etmelerini rica ediyorum.
Samsun bir Atatürk kentidir.
Bu kent Mustafa Kemal Atatürk’ü yüreğine kaydetmiştir.
Bunun karşılığı olan sevgisini de, 19 Mayıs 1919’ un 100. Yılı dolayısıyla düzenlenen kutlamalarda ve muhteşem fener alayı ile kanıtlamıştır.
Samsun Atatürk’ün izinde çağdaş bir kent olma azmini sürdürecektir.
Güzel ve sorunsuz bir hafta dileğiyle.