Ülkemizde yaşananları endişe ile izlerken, bir yandan da Samsun’da olup biteni ve Samsun’a daha önce de reva görülen yanlışlardan bir yenisinin daha dayatılmasını izliyoruz.
Belki hepsinden çok daha düşündürücü olan, bir kez daha Samsun’un ve Samsunlunun suskunluğunu ve yapılanları kolayca unutmasını izliyor olmamızdır.
Hem de bu kez yapılan haksızlık, “Teşvik Yasası” İle Samsun’a verilecek yeni bir hakkın verilmemesi durumunun tersine, uzun mücadelelerden sonra kazanılmış havaalanımızın, onarım adı altında en az üç ay süre ile kapatılacak olmasıdır.
Samsun’un ekonomik, turizm ve sosyal yaşamına çok büyük katkıları olan Havaalanımızın kapatılmasının sonuçları Samsun’a çok ağıra patlayacaktır.
Üzücü olan, ihale şartnamesinde onarımın havaalanının kapatılmadan bir yıllık bir süreçte yapılması şartı bulunmasına ve bu şekliyle onanmasına rağmen, bakın neler oluyor.
Önceki dayatmalarda da olduğu gibi bu kez Ulaştırma ve Habercilik Bakanı Samsun’a geliyor ve Samsun’u yöneten ve temsil edenlere karşı meydan okurcasına, “Ben bu şartnameye uymayacağım ve alanın kapatılarak üç ayda onarımının yapılmasına karar verdim” Diyebiliyor.
Ne yazık ki, daha önceki dayatmalara da en ufak bir tepki koyamayan ve “Samsun’a neden bu haksızlıkları yapıyorsunuz? “ Diye dahi soramayan, başta dünkü ve bugün ki Bakanlarımız ve milletvekillerimiz olmak üzere, bu kenti yöneten yerel yöneticilerimiz ile bu kayıptan en çok etkilenecek işadamlarımız ve turizmcilerimiz de suskun kalarak, başlarına gelecek olumsuzlukları kolayca kabulleniyorlar.
Umarım, “Teşvik Yasası” Dışında bırakıldığımızda susup da bu gün yatırımlarımız engelledi diye yakınan işadamlarımız, bu kez de havaalanı kapatılınca “Mağdur olduk” Diye yakınmazlar..
Ayrıca bunların dışında, Türkiye’yi 14 yıldır yöneten AKP İktidarı’ na en başarılı olduğu konuda büyük haksızlık yapıldığını düşünüyorum.
Gerçek dışı abartılı maliyet fiyatlarından söz ederek 2. Pistin yapımına karşı çıkan yetkililere, “Bu yaptığınız, boğazların altına tüp geçitler, üzerine ve denizlere dev asma köprüler yaparak, dağları delip tünellerle geçerek şehirleri iki yıl gibi kısa sürelerde birbirine yaklaştıran ve bu konuda gerekli parayı bulan Hükümetimize büyük haksızlıktır” Denememiştir.
Görülen o ki, Samsun’un siyasi iradesi ve işadamlarının haklarına sahip çıkması gereken odaların iradesi, Samsun’a sahip çıkacak ve yapılacak haksızları önleyecek seviyeye henüz ulaşmamıştır.
Teşvik Yasası kapsamının genişletilmesinin gündeme geldiğinde de söylediklerimi bugün bir kez daha söylüyorum. Bu kentte ne Teşvik Yasası’ndan yararlanacak, ne de Havaalanımızın kapatılmasından zarar görecek bir işim ve işyerim yok.
Ama bu kentte yaşayan bir Samsunlu olarak, Samsun’un bu dayatmadan da çok etkileneceğini bildiğim ve gördüğüm için bundan böyle havaalanımızın neden kapatıldığı sorusunu her hafta köşe yazım da gündeme taşıyarak, en azından kolayca unutulmaması için kişisel çabamı sürdüreceğim.
Bu sorumu sormayı da, bu alanın neden kapatılarak onarılması gerektiğine Samsunluları ikna edecek açıklamalar yapılıncaya kadar sürdüreceğim.
Evet, bu alanın pist zeminin de çökme olduğu on yıldır pilotlar tarafından bilinen, Genel Müdürün açıklamasına göre de dört yıldır izlenen bir olaydır.
O halde;
NEDEN? Dört yıldır başka çözüm yolları aranmamıştır? Örneğin, neden bu sürede 2. Pist yapılarak bu alanın kapatılmasının önüne geçilmemiştir?
NEDEN? Alanın kapatılmadan bir yıllık süreçte onarımını içeren şartlarla yapılan ihaleyi kazanan firmanın ihale şartnamesinin de aynen onanmasına rağmen, Sayın Ulaştırma ve Habercilik Bakanı “Ben ihale şartnamesine uymayacağım” Demiştir.
Denizleri aşan asma köprüler yapabilen, İstanbul Boğazının altından tüp yollar geçiren ve kilometrelerce otoyol yapabilme başarısını gösteren bir Hükümet döneminde, altı üstü 3- 4 km. uzunluğunda ki 2. Pistin maliyetinin gerekçe olarak gösterilmesi inandırıcı mıdır?
NEDEN? NEDEN? NEDEN?
Ne yazık ki, bu hafta ki yazımı da geçen hafta sonu Kayseri’de ki canlı bomba eyleminde yaşamlarını kaybeden Mehmetçiklerimiz ve sivil vatandaşlarımızla, Suriye’de devam eden Fırat Operasyonu’n da şehit olan kınalı kuzularımıza rahmet, yaralılarımıza acil şifalar ve ailelerine sabırların en büyüğünü dileyerek bitirmenin üzüntüsünü yaşıyorum. Hepsi ışıklar içerisinde yatsınlar.
Ülkemizde ve bölgemizde barış rüzgarlarının estiği günleri yaşamak üzere, iyi haftalar..