Son bir ayın içerisinde Samsun adına bakan ve vali düzeyinde çok önemli iki değişim yaşandı. Bugün sizlerle bu iki değişimin Samsun’a etkilerini paylaşacağım.
SPOR BAKANIMIZA YAPILAN HAKSIZLIKTIR.
Ülkemizde her konuda olduğu gibi etik değerlerdeki aşınma ve kuralsızlık siyasete de egemen olmaya başladı. Oysa siyasi yönetim biçimi toplumun huzur içerisinde yaşaması için çok önemlidir.
Siyasi yönetim ve tercihlerde yapılacak hatalar, kırılganlıkları artırır ve bunun sonuçları da siyasete, güven sarsılması olarak yansır.
Ne yazık ki, bu tür bir siyasi karar vicdanları kanatmıştır. Siyasi otoritenin çalıştığı ekipte zaman zaman değişiklik yapması hem olağandır hem de hakkıdır.
Ama bu tür değişimler yukarıda da belirttiğim gibi siyasi etiğe uygun olmalıdır. Spor Bakanı Sayın Akif Çağatay Kılıç’ın görevden alınış biçimi de şık olmamış, tam aksine incitici olmuştur.
Spor Bakanı Sayın Çağatay Kılıç’ın görevden alınışının iki açıdan önemi vardır.
Bunlardan ilki, görevden alınışın etik yönüdür.
Çok beğeni alan açılış töreni ile başlayan ve her yönü ile başarıyla düzenlenmiş olduğu görülen İşitme Engelliler Olimpiyatı’nın, Türkiye’de yapılmasında büyük emeği bulunan Spor Bakanı Sayın Kılıç’ın, olimpiyatın daha ilk gününde görevden alınması, yalnız Samsunluları değil bütün sporseverleri ve siyasetçileri de üzmüş ve şaşırtmıştır.
Oysa Sayın Çağatay Kılıç siyasi yaşamına Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında başlamış ve tüm siyasi yaşamını da O’ nunla sürdürmüş bir kişiydi.
Uluslararası büyük bir organizasyonun ev sahibi konumunda ki bir bakanın, yabancı konuklarını ağırladığı bir sırada görevden alınış biçimi kabul edilebilir değildir?
Siyaseten zamanlama yanlışı yapılmış ve şekil olarakta olağan görev değişikliğini aşan bir tavır sergilenmiştir. Bu görevden alınış biçimi, siyaset tarihine bu yönü ile geçecektir.
Bu olayın ikinci yönü ise, Samsunspor açısından önemidir.
Son iki Spor Bakanı’nın Samsun milletvekilleri oluşu, Samsunspor açısından büyük bir şanstı. Ancak bu şans, Samsunspor’a bir avantaj sağlamış mıdır? Diye sorulacak olursa, bana göre bu sorunun cevabı biraz evet, çokça hayırdır.
Samsunspor akıl almaz yönetim hataları sonucu büyük ekonomik sıkıntılar yaşayan bir takım haline düşürülmüştür. Samsunspor, bu ekonomik darboğazdan geçerken her iki spor bakanımızın da büyük desteğini görmüştür.
Ne var ki, bu desteklerin hiç birisi Samsunspor’un ekonomik sıkıntılardan kurtarılması adına ilaç olmamış, sadece ayakta kalmasını sağlamıştır.
Yoğun bakımda yatan bir hastanın tedavisinde önemli olan, hastanın bir an önce oksijen verilerek yaşatıldığı suni teneffüs cihazından çıkartılarak sağlığına kavuşturulmasıdır.
Yoksa uzun süre cihaza bağlı yaşatmaya çalışmak çözüm olmayıp, hastanın kaybı ile sonuçlanmaya mahkumdur.
Samsunspor’da da bu yanlış yapılmıştır. Samsunspor adeta siyasi iradenin desteği ile ayakta durabilmektedir. Bir anlamda siyasi iradeye mahkûm edilmiştir.
Hatta, Samsunspor Başkanlığına kimin gelebileceğine de parayı temin eden siyasi irade onay vermektedir. Bu desteği alamayanında Samsunspor Başkanlığına talip olması mümkün gözükmemektedir.
Samsunspor’a verilen bu destekler sanıyorum uzunca bir süredir diğer takımların da tepkisini çekmekte ve Spor Bakanları hakkında siyasi otoriteye de bu yakınmalar yansıtılmaktaydı.
Ayrıca Sayın Bakanların Türkiye Futbol Federasyonu’na da Samsunspor’a para aktarımı konusunda baskı yaptığı ve bu nedenle de TFF’ nin Samsunspor’a sıcak bakmadığını sanıyorum.
Nitekim garip hakem atamalarının ve çok ciddi hakem hatalarının da bunedenlerden kaynaklandığını düşünüyorum.
Samsunspor her iki Spor Bakanı sırasında da inanılmaz haksızlıklarla karşı karşıya kalmıştır.Sayın Suat Kılıç döneminde, Süper Lig’e çıkma şansını yakaladığı final maçında, TFF’ nin garip bir uygulaması sonucu tarafsız sahada oynadığı Mersinspor maçında seyircimizin sahadan çıkartılması önlenememiş ve bu moral bozukluğu sahaya çıkan Samsunspor final maçını kaybetmiştir.
Bu kez de Sayın Çağatay’ın Bakanlığı döneminde ikinci kez yakaladığı Süper Lig kapısından da, o yıl verilen puan silme cezası nedeni ile direk olarak Süper Lig’e çıkma şansını kaçırarak baraj maçları oynamak zorunda kalmıştır. Final maçını bir kez daha kaybederek Süper Lig şansını kaçırmıştır.
Sonuçta Samsunspor’un iki bakanımız döneminde de bir kazanımı olmamış, sadece oksijen çadırında yaşatılması sağlanmıştır.
Her şeye rağmen tüm iyi niyeti ile destek veren Spor Bakanımız Sayın Çağatay Kılıç’ a, çok sayıda spor tesisi kazandığı ve dünyanın 3. Büyük Olimpiyatının Samsun’da yapılmasını, böylece Samsun’u tüm dünyanın tanımasını sağladığı için bir Samsunlu olarak teşekkür ediyor, bundan sonra ki siyasi yaşamında başarılar diliyorum.
--------------------------------------------
BİR VALİMİZİ DAHA UĞURLADIK.
Yazılarımı okuyanların hatırlayacağı gibi son onbeş yıldır Samsun’dan ayrılan valilerimizin ardından bir değerlendirme yazısı yazıyorum. TRT Genel Müdürlüğü görevinden Samsun’a Vali olarak atanan Sayın İbrahim Şahin son Valiler Kararnamesi ile merkeze alındı.
Valiler, Cumhurbaşkanı’nı kentlerde temsil eden atanmış yöneticilerdir. Ne var ki, bu görev anlayışının da günümüzde anlamını yitirdiğini görüyoruz. Valiler adeta siyasi iradenin bir temsilcisi gibi görev yaptıkları için, yönettikleri kentin tüm halkını temsil etme gücünü yitirmişlerdir.
Gerçi bu anlayış, biraz da valilerin siyasi beklentilere girerek asli görevlerinden uzaklaşmasından kaynaklanmaktadır.
Sayın Şahin’de ya bir bakanın ya da bir milletvekilinin veya bir iktidarın il teşkilatının görevlisi ile görüntü verdi.
O’ nu hiçbir muhalif siyasetçisi veya iktidar gibi düşünmeyen bir sivil toplum kuruluşu etkinliğinde görmekte mümkün olmadı.
Görev süresince eşini de gören olmadı. Bu nedenle olsa gerek, Samsun’u tüm yönleri ile tanıyacağı sosyal yaşamın içine de giremedi.
Belki Genel Müdürlükten gelmiş olmasının etkisi ile O’nu kent içerisinde gezerken ve Samsun halkını dinlerken gören de olmadı.
Hiçbir inandırıcı gerekçesi olmadan Havaalanımızın kapatılarak onarılması gündeme gelince, iktidarla iç içe olmasına rağmen bu kentin valisi olarak gerekli girişimleri yaparak Samsun’a sahip çıktığını da gören olmadı.
Anlaşılan yerine geldiği Sayın Hüseyin Aksoy’un siyaset ve toplum ilişkisini nasıl ayarlayıp gönülleri fethederek ayrıldığını da izlememişti.
Sonra ki yıllarda “Şunlar da Vali İbrahim Şahin döneminde yapıldı” Diyebileceğimiz bir iz bırakmadan ayrıldı. O nedenle de belki de ilk kez bir valinin ardından çok şey yazamıyorum.
Bir kararname atamasıyla geldi ve bir kararname atamasıyla görevinden alındı. Kısacası, geldi ve gitti. Yeni yaşamında başarılar diliyorum.
**************************************
Bu arada Samsun’a atanan yeni Valimiz Osman Kaymak’a başarılar diliyorum.
Çok büyük sorunları olan ve bu sorunları aşabilmesi konusunda sürekli yalnız bırakılan Samsunumuza sahip çıkacak bir yönetim anlayışı sürdürmesini umuyorum.
Samsunluların gönlünde yer edecek başarılı bir dönem sonrası, çok daha iyi görevlere atandığını görmek dileğiyle, Samsunumuza hoş geldiniz diyorum.
************************************
NOT: Sağlık Bakanlığına atanan Samsun Milletvekili Sayın Dr. Ahmet Demircan’a da başarılar diliyorum.
Önceki milletvekilliği ve Devlet Bakanlığı görevleri sırasın da SAM-SEV Başkanı olarak yakından tanıma fırsatı bulduğum Sayın Demircan’ın gerçek bir Samsunlu olarak Sağlık Bakanlığı görevi yanında, Samsun’un sorunlarına da sahip çıkarak Samsun’u sahipsiz bırakmayacağına inanıyorum.