Geçtiğimiz hafta sonu Samsun ETİ-BAKIR Tesislerinde meydana gelen iş kazasında büyük bir facia yaşandı. Ekmek parasını çıkartmak uğruna hayatını kaybeden işçilerimize Tanrıdan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Son olay, bir kez daha taşeronluk denen uygulamanın sorgulanması gerektiğini ortaya koymuştur.
“Taşeron’un” kelime anlamı, bir firma adına bir işin ikinci bir firma veya şahıs tarafından sözleşme ile yapılması demektir.
“Taşeronluk” önceleri daha çok inşaat sektöründe kullanılan bir yöntemdi. Ne var ki, son yıllarda taşeronluk kurumu da amacından saptırıldı.
Artık “Taşeronluk”, başta Milli eğitim ve belediye hizmetlerinde olmak üzere birçok devlet ihalesinde, hatta şahsi işlerde dahi kullanılan bir kurum haline geldi.
Özellikle de sigortalı işçi çalıştıran kurumların, sigortalı işçilere karşı olan sorumluluklarından kurtulmak için seçtiği bir uygulama haline getirildi.
Son dönemde sendikaların dayatmacı yöntemlerle etkinliğinin zayıflatılmasına, hatta iktidarların yandaşı haline getirilmesine rağmen, taşeronluk uygulamasını seven belediyeler ve diğer kurumlar “Taşeron” kullanma alışkanlığını artırarak sürdürüyor.
İşçi çalıştırma sorumluluğunu üzerinden atan kuruluşlar, bunun getirdiği rahatlıkla “Taşeron firmalarını da” yeterince kontrol etmiyor.
İhaleyle işi düşük fiyatla alan “Taşeron firmalar”, çalıştıracağı işçiler için de yapacağı işe uygunluk ve liyakat vasfından çok, en ucuza nasıl adam çalıştırabilirimin hesabını yapıyorlar.
Hangi işi yapıyor olursa olsun taşeron firmaların çalıştırdığı işçiler, birkaç zorunlu görevler dışında asgari ücretle çalışan vasıfsız işçilerden oluşuyor.
İş kazası adı altında ölüme gönderilen işçilerin bir istatistiği yapılsa, görülecektir ki, ölen işçilerin çoğu asgari ücretli ve belki de o işi ilk kez o firmada yapmaya başlayan, evinin rızkını çıkartmak için çalışmak zorunda olan vasıfsız işçilerdir.
Samsun’da ki kazada ölenler de araştırılsa, aynı sonucun çıkması çok olasıdır.
Eğer, taşeron firma 300 ton olduğu söylenen bir kapağın montajı gibi ustalık isteyen bir işte, işin uzmanı işçiler kullanmamışsa, alınması gerekli güvenlik önlemlerinin getireceği maliyetten kaçınmışsa, bu facianın yadırganacak bir tarafı yoktur. Yüzlerce işçinin iş kazası adı altında öldüğü tersanelerde ki kazalarda da olduğu gibi..
Olaya bir de karşı pencereden bakılırsa, Taşeron firmalarının ihalede en düşük fiyatla aldığı işte, kalite ve güvenlik önlemlerini artırmaya yönelik yatırım yapabilme lüksünün olamayacağı görülür. Çünkü amaç para kazanmaktır.
Son dönemlerin bir başka taşeronluk modeli ise, büyük devlet ihalelerinde yaşanmaktadır. Büyük ihaleler bir şekilde nüfuslu kişilerin aracılığıyla alınır ve nüfuslu kişi payını alarak aradan çıkar, İşi alan firma da işi bir veya daha çok taşeron firmaya dağıtır. İhaleyi alan firma, zaten karının bir kısmını nüfuslu kişiye bıraktığından azalan karlılığını bir şekilde telafi etmeye yönelir. Kullanılan yöntemlerden birisi de, kalifiye olmayan ucuz işçi çalıştırmaktır.
SONUÇ VE ÇÖZÜM;
•Kurumları ve şahıs firmalarını bünyesinde sigortalı işçi çalıştırmaktan korkutan ve soğutan nedenler nelerdir? Bunlar sorgulanmalıdır. Yasal düzenlemeler yapılmalı ve işvereni de koruma altına alacak yeni yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
•İş kazası halinde sigortalı işçi çalıştıran firmaların karşılaştığı mali sorumluluklara çözüm bulunmalıdır. Bu amaçla işyeri sorumluluk sigortası zorunlu hale getirilerek firmalar için işçi çalıştırmak korkulur olmaktan çıkartılmalıdır.
•İşi ihale ile taşerona veren kurumların tek hedefi en ucuza vermek olmamalıdır. İşi alacak taşeronların yeterliliği de çok iyi sorgulanmalıdır.
•İşi ihale eden kurumların da sorumluluğu olmalı ve iş kazalarında, ihaleyi verenlerin seçtikleri taşeronların yeterliliğini önemseyip önemsemediği de denetlenmelidir.
•Çalışma Bakanlığı İş Müfettişleri, taşeron firmaların çalıştırdığı işçilerin o iş için yeterliliğini daha sıkı denetlemelidir.
Taşeron sistemine ciddi bir düzenleme ve denetim getirilmediği, işi alan taşeronların işi işin uzmanı olmayan işçiler çalıştırdığı veya başka taşeronlara verebildiği sürece, iş kazası adı altında işçi ölümleri ne yazık ki, sürecektir.