Bu hafta ki köşe yazıma, bu ülkede “Anayasa Değişiklik Tasarısının” Neler getirip ve neler götüreceğini anlatacak, tarafsız Anayasa ve Siyasal Bilim profesörleri yok mu? Alt başlığı ile başlamak istiyorum.
Türkiye, geleceğinde nasıl yönetileceğinin belirleneceği bir süreci yaşıyor. Bu öylesine önemli bir süreç ki, bu Anayasa Değişikliği bizim kuşaktan daha çok, çocuklarımızın ve torunlarımızın nasıl ve hangi sistemle yönetileceğinin belirleneceği bir süreçtir.
Bu Anayasa Değişiklik Tasarısı, ilk aşamada görüşüldüğü TBMM Anayasa Komisyonu’n da yaşanan büyük tartışmalara rağmen, muhalefetin hiçbir önerisinin dikkate alınmadığı bir süreç sonunda, iktidar ve destekçisi MHP’ li komisyon üyelerinin sayısal üstünlüğü ile kabul edildi.
Şimdi bu Anayasa Değişikliği Tasarısı TBMM’ de görüşülüyor. Demokrasimiz adına yüz kızartacak bir tartışma ve kavga ortamında devam eden görüşmeler şunu göstermiştir ki, yasayı destekleyen iktidar ve MHP milletvekillerinin çoğu bu yasanın ne getirip ne götürdüğünü bilmemekte ve olasıdır ki, bu tartışmalar sırasında öğrenmektedir.
Sosyal ve siyasal bilimlere dayalı kaynaklara göre Demokrasi, henüz yerine daha iyisi konulamamış ve tüm çağdaş ülkeler tarafından da kabul gören en iyi rejim olarak tanımlamaktadır.
Demokrasiyi böylesine yücelten şey ise, temelini oluşturan uzlaşma kültürüne dayalı yönetim anlayışıdır..
Yine bu kaynaklar, uzlaşma kültürünün yerini sayısal üstünlüklere dayanan yönetim anlayışlarının aldığı demokrasilerin yozlaşmaya başlayacağını, hatta totaliter rejimlere dönüşebileceğini belirtmektedir.
Bu tanımlamalarda, demokrasilerin sağladığı özgürlüklerin kötüye kullanılabileceğini göstermektedir. İşte bu nedenle, demokratik sistemlerde demokrasiyi koruyan kurumlar oluşturulmuştur.
Bu kurumlardan birisi de bağımsız ve özgür basın olup, dünyada demokrasilerin en önemli koruyucularından birisi olarak tanımlanır.
Ancak, basın da bir takım siyasi güç odaklarına bağımlı hale gelir ve gazeteciler kalemini belirli güçlerin emrine verirse, o ülkede demokrasinin sonu gelmiş demektir.
Ne yazık ki, bugün ülkemizde ki yazılı ve görsel basının bu tür bir yanlışa düşmüş olması, aslında siyaset anlayışımızın nasıl bir erozyona uğradığını da göstermektedir.
Yukarıda anlattığım nedenlerle, ülkemiz için son derece önemli olan bu “Anayasa Değişiklik Tasarısı’nın” Neler getirip, neler götüreceğini topluma doğru bilgilerle anlatmak, basının asli görevi olmalıydı.
Oysa bugün yaşananlar göstermiştir ki, yazılı ve görsel basının büyük bir kısmı, siyasi iktidarın güdümünde adeta iktidarın propaganda aracı gibi haline gelmiştir.
Çok küçük bir kesimi de her türlü baskının altında olmasına rağmen, iktidara ve Sayın Cumhurbaşkanı’na karşı tavır sergilerken, tek başına ülkenin bir yarısının düşüncelerini savunmaya çalışan Ana Muhalefet Partisini de eleştirmekten kaçınmamaktadır.
Bu iki tarafın dışında sayısı üçü, dördü geçmeyen yazılı ve görsel basın da, siyasi iradenin yoğun baskısı altında tarafsız yayın yapma çabasında bocalayıp duruyorlar.
Baskı altında olmalarından olsa gerek, kendi TV kanallarında iki tarafında en keskin yanlı konuşmacılarını karşı karşıya getirerek, sözümona Anayasa Değişikliğinin içeriğini topluma anlatmaya çalışıyorlar.
Her akşam değişik kanallarda bu tartışmaları izleyen birisi olarak, bu programların toplumu aydınlatmak için değil, daha çok kafalarını karıştırmak için yapıldığı kanısına kapılıyorum.
Tarafsızlık iddiasında ki bu birkaç kanalın hangisini izlersek izleyelim, göreceğimiz manzara aynıdır.
Bana göre yaptıkları işin, reytinglerini yükseltme çabası dışında kimseye bir yararı olmadığı gibi, korkarım ki zaten ortadan ikiye ayrılmış bu toplumu, birbiriyle daha da keskin hatlarla kamplaşmaya sürükleyecektir.
ŞİMDİ SORMAK İSTİYORUM;
Bu ülkede, konusunda kendisini kanıtlamış ve siyasallaşmadan mesleğini yaparak, bu “Anayasa Değişiklik Tasarısının” neler getirip ve neler götüreceğini anlatacak tarafsız Anayasa ve Siyasal Bilim akademisyenleri yok mu?
TV kanallarınıza Neden onları davet ederek, uzlaşmadan uzak bir yöntemle dayatılan bu Anayasa Değişikliği Tasarısı konusunda, toplumu doğru bilgilerle aydınlatma görevini yapmıyorsunuz?
Toplumun geleceğini belirleyecek bir Anayasa Değişiklik Tasarısı üzerinde TBMM’ de yapılan görüşmelerin dahi yayınlanmadığı bir ortamda, bu toplumun değişecek Anayasa ile geleceğinde nasıl bir yönetim anlayışı ile yönetileceğini öğrenme hakkı yok mu?
TBMM Anayasa Komisyonu’ndan sonra TBMM’de de kabul edilmesi halinde halkın oyuna (Referandum) sunulacak olan böylesine önemli bir Anayasa Değişikliği Tasarısı’na karşı medyanın takındığı tavır da, Demokrasimizin geleceği adına üzücü ve bir o kadar da umutları kırıcıdır.
Son söz; Eğer son anda ortak akıl oluşmazsa,
Yazık olacak bu ülkeye,
Yazık olacak doksan yıllık Cumhuriyet ve Demokrasimize,
Yazık olacak çağdaşlaşma iddiasında ki bu topluma..
Son dakika da olsa, ortak aklın oluşması ile umutların tazeleneceği beklentisiyle, iyi haftalar diliyorum. 15.01.2017
NOT:
LÜTFEN! UNUTMAYINIZ..
HAVA ALANIMIZ ÜÇ AYLIĞINA KAPATILACAK..
Denizleri aşan asma köprüler yapabilen, İstanbul Boğazının altından tüp yollar geçiren ve kilometrelerce otoyol yapabilen bir Hükümet döneminde, altı üstü 3- 4 km. uzunluğunda ki 2. Pistin maliyetinin gerekçe olarak gösterilerek yapılmaması ve alanın kapatılarak onarılacak olması, inandırıcı mıdır?
NEDEN? NEDEN? NEDEN?