20 OCAK 1989 TRAFİK FACİASINI DA, FUTBOL ŞEHİTLERİMİZİ VE FUTBOL GAZİLERİMİZİ DE UNUTMADIK, UNUTAMAYIZ, UNUTMAYACAĞIZ…
Yıl 1989, aylardan Ocak ayının 20 si, yani karakışın tam ortasıydı. İşte bu tarihte yaşanan bir trafik kazası, tüm Samsunluları üzerinden çok uzun yıllar geçsede unutamayacağı bir acıya gömüyordu.
Samsunlulara bu acıyı yaşatan, bir futbol kenti olarak tanınan Samsun’u, bu günkü adı Süper Lig’in karşılığı olan, 1. Lig’de büyük başarılara imza atarak temsil eden Samsunspor’du.
Samsun’un tarihine kara gün olarak kazınan 20 Ocak günü yaşanan trafik kazası ile bazıları yaşamını kaybederek, bazıları da bir daha futbola dönemeyecek şekilde ağır yaralanarak sakat kalıyor ve o üç büyüklere sahaları dar eden takım, adeta yok oluyordu.
O hafta sonu deplasmanda oynayacağı Malatyaspor maçı için yönetici Sayın Mustafa Mutlu’nun Kafile Başkanlığında, kulübün otobüsü ile 20 Ocak 1989 sabahı yola çıkan Samsunpor kafilesini, Havza çıkışında büyük bir facia bekliyordu.
Kış ayının en acımasız karının yağdığı ve her tarafın beyaza büründüğü sabahın erken saatlerinde, karşı yönden gelen bir kamyon hatalı şerit değiştirince, Samsunspor kafilesinden akan kanlar, beyaz karla kaplı yolu kırmızıya boyuyordu.
Buzla kaplı zeminde ki çok şiddetli çarpmanın etkisi ile kimisi uyuyan, kimisi de yanında ki arkadaşı ile sohbet eden Samsunsporlu futbolcularımız ile teknik ekip ve kafile başkanımız neye uğradıklarını anlayamadan bir kısmı orada hayatını kaybediyor, diğerleri de ağır şekilde yaralanıyordu.
İlk yardımı, Samsunspor otobüsünün arkasından gelmekte olan Çarşambaspor kafilesi yapıyor ve yaralılar Havza ve Samsun Devlet hastanesine sevk ediliyordu.
Kara haber Samsun’a bomba gibi düşüyor ve İletişimin sınırlı olması nedeniyle, herkes ne olup bittiğini öğrenmeye çalışıyordu. İlk gelen haberlere göre yaralılarımız vardı ve Sağlık Müdürlüğü Devlet hastanesini alarma geçirmişti.
Ben de haberi alır almaz o zaman ki Devlet Hastanesi’ne gittim. Başhekim Dr. Aslan Çınar’ın odasında yola çıkarıldıkları söylenen yaralılarımızı beklemeye başladık. Bütün hekimler odaya toplanmıştı ama kimsenin konuşacak hali yoktu. Bir saat sonra ambulanslar gelmeye başlayınca facianın büyüklüğü de anlaşılmaya başlamıştı.
Bütün hekim arkadaşlar içeri alınan yaralılara ilk müdahaleyi yapıyor ve bazıları hemen ameliyathaneye alınıyordu. Bazılarından haber alınamıyor ve bazı yaralıların Havza Devlet Hastanesinde olduğu söyleniyordu ama herkesi büyük bir kaygı sarmıştı.
Gelen yaralıların durumu, kazanın öyle sıradan bir kaza olmadığını gösteriyordu. Gördüğümüz manzara karşısında, adeta hepimiz yaralı olarak gelmelerine razı olmuş ve can kaybı olmamasını diliyorduk.
Ama bir süre sonra teknik direktörümüz vefakâr ve efendilik sembolü Nuri Asan ile tüm Samsun’un sevgilisi haline gelen futbolcumuz Muzaffer Badalıoğlu ile takımın cefakâr şoförü Asım Özkan’ın vefat haberi ile yıkılıyorduk.
Samsunspor’un çok sevilen Yönetim Kurulu üyesi olan kafile başkanı Mustafa Mutlu’da ağır yaralılar arasındaydı. Anlaşıldığı kadarıyla, araçtan neredeyse sağlam çıkan olmamıştı.
Kazanın yarattığı üzüntü ve duygusal patlama hayatını kaybeden sporcu kardeşlerimizin cenaze töreninde tavan yapıyordu.
Törene futbol Federasyonu’nun efsane Başkanı Sayın Şenez Erzik’ te katılmıştı.
Samsunspor’un o zamanlarda ki kulüp binası, Vidinli Otel’in arkasında bulunan İtfaiye’nin üst katıydı. Cenazeler o meydana getirilmiş ve tören orada başlamıştı. Kalabalık öylesine büyüktü ki, adeta bütün Samsun oradaydı ve kadın, çocuk, erkek herkes ağlıyordu.
Ben bir Samsunlu olarak, bugüne kadar böylesine ortak acıda birleşmiş bir kalabalık görmedim. Cenazeler, eller üzerinde Büyük Camiye taşınıyor ve yine çok büyük bir kalabalıkla cenaze namazları kılınıyordu.
Namaz sonrası Nuri Asan ile Asım Özkan Samsun’da toprağa verilirken, Muzaffer, memleketi Zonguldak’a, Mete Kıbrıs’a gönderiliyordu. Komada ki Tomiç’ de götürüldüğü memleketi Yugoslavya’da altı ay sonra vefat ediyor ve orada toprağa veriliyordu.
Yaşanan o kaza sonrası kadrosu dağılan Samsunspor’un maçlara çıkacak kadrosu kalmamıştı. Futbol federasyonu, o yıl ligin dışında tutuyor ve ligden düşürülmeme kararını alıyordu..
Samsunspor’un o sırada ki başkanı, eski bir Samsunspor futbolcusu olan Av. Hakkı Tomaç’tı. Sayın Tomaç, kazanın şoku atlatıldıktan sonra yok olan kadronun yeniden oluşturulması için büyük çaba sarf ediyordu.
Futbol Federasyonu da, o sırada kampta olan 18 yaş milli takımından istenen futbolcuların Samsunspor’a verilmesi için takımlarına çağrı yapmıştı. İşte yıllarca Samsunspor’da forma giyen ve bir süre de Teknik direktörlüğünü yapan Ertuğrul Sağlam o kadroda olup da daha sonra transfer edilerek Samsunspor’a gelen bir isimdi.
Ne var ki, kazanın şokunu üzerinden bir türlü atamayan Samsunspor bir sonraki 1989-1990 sezonunda 1.Ligde tutunamayarak 2.Lige düşüyordu. O kazanın ne yazık ki, yıkımı hala devam ediyor ve Samsunspor, eski parlak dönemlerine bir türlü ulaşamıyor.
O sıra da ben de 1988 yılında kurulan SAM-SEV’İN Başkanlığını yapıyordum. SAM-SEV olarak Samsunspor’a destek sağlanması konusunda çeşitli yerlerle temas kurmuş ve futbolcuların ailelilerine yardım toplanmasına öncülük etmişti.
Trafik kazalarından çok çeken Samsunspor, sonra ki yıllarda iki oyuncusunu daha kaybetmişti. Büyük umutlar vaat eden Müjdat ve Fenerbahçe’den alınan Önder’ de bir maç sonrası memleketlerine dönerken kendi arabalarıyla yaptıkları kaza sonrası yaşamını yitirmişti.
O gün Malatyaspor maçı kadrosunda olupta kazada yaşamını yitiren ve yaralanan sporcu ve yöneticilerin isimlerini hatırlatarak yazımı sonlandırıyorum. Kafile Başkanı Mustafa Mutlu, uzun süre tedavi ve birkaç ameliyat sonrası işinin başına geçebildi.
Teknik Direktör: Nuri Asan (Vefat etti)
Futbolcu: Muzaffer Badalıoğlu (Vefat etti)
Futbolcu: Mete Adanır (Vefat etti)
Futbolcu: Zoran Tomic (Vefat etti)
Otobüs Şoförü: Asım Özkan (Vefat etti)
Futbolcu: Erol Dinler (Yaralandı ve sakat kaldı.)
Futbolcu: Emin Kar (Yaralandı ve sakat kaldı.)
Kaleci,): Fatih Uraz (Yaralandı, futbola devam etti.)
Kaleci: Şanver Göymen(Yaralandı, futbola devam etti.)
Futbolcu:Orhan Kılıç(Yaralandı ve sakat kaldı.)
Futbolcu:Ercan Koloğlu(Yaralandı ve futbola devam etti)
Futbolcu:Uğur Terzi(Yaralandı ve futbola devam etti)
Futbolcu:Caner Yılmaz(Yaralandı ve futbola devam etti)
Futbolcu: Kasım Çıkla (Yaralandı ve futbola devam etti)
Futbolcu: Ercan Kol (Yaralandı, futbola devam edip, Samsunspor’da futbolu bıraktı.)
Futbolcu: Mustafa Sinecek (Yaralandı, futbola devam etti)
Futbolcu: Yüksel Öğüten(Yaralandı, bir müddet daha futbol oynadı)
Futbolcu: Burhaneddin Beadini (Yaralandı, futbola devam etti)
Futbolcu: Nasır Beadini(Yaralandı, birkaç yıl futbol oynadı, başka bir trafik kazasında hayatını kaybetti)
Futbolcu: Hakkı Bayrak(Yaralandı, futbola devam etti)
Malzemeci: Halil Albayrak(Yaralandı, malulen emekli)
Masör:Mahmut Çalış(Yaralandı, malulen emekli)
Kulüp Müdürü:Yüksel Özan (Yaralandı)
Tanrım hiçbir sporcu ve takıma böyle bir acı yaşatmasın. İyi haftalar dileğiyle..
LÜTFEN! UNUTMAYINIZ..
HAVA ALANIMIZ ÜÇ AYLIĞINA KAPATILACAK..
Denizleri aşan asma köprüler yapabilen, İstanbul Boğazının altından tüp yollar geçiren ve kilometrelerce otoyol yapabilen bir Hükümet döneminde, altı üstü 3- 4 km. uzunluğunda ki 2. Pistin maliyetinin gerekçe olarak gösterilerek yapılmaması ve alanın kapatılarak onarılacak olmasının asıl nedenin, bunlar olmadığı belli oldu. Şimdi sorumu değiştiriyorum.
Samsun’a yapılan bu dayatmalara neden sessiz kalınıyor?
NEDEN? NEDEN? NEDEN?