Hani halk arasında “Ölmüş de ağlayanı yok” Diye bir söylem vardır ya, işte Samsun’un bugünkü hali de buna benziyor.
Ben de en az Samsun’u çok sevdiğini söyleyenler kadar Samsun’u seven birisiyim. İşte bu nedenle, kentimizin her geçen gün daha iyi konumlara gelmesini ve Samsun’da yaşayanlarla bu kentin yönetilmesini düşünen birisiyim.
Ne var ki, yıllardır süren “Ben yaptım, oldu” Anlayışının değişen yönetimlerle de değişmediğini görmeninüzüntüsünü yaşıyorum.
Bir Samsunlu olarak (Doğum yeri neresi olursa olsun Samsunluyum diyebilen herkes adına) kent yönetiminde bulunanların gerek insan kaynağı ve gerekse kullanılan her türlü malzemenin Samsun’un yerli kaynaklarından kullanmasından yanayım.
Yıllardır kaldırım taşlarını Kayseri’den getirten, Samsun’da matbaa yokmuş gibi basım işlerini başka kentlerde yaptıran, bölge müdürlerinin büyük bir çoğunluğunu Samsun’da ki lobisinin etkisi ile sürekli Doğu Karadeniz Bölgesinin illerinin insanlarından oluşturan bir kent haline gelmiş bulunuyor.
İşin düşündürücü yanı, Samsun’u sürekli gerileten bu yönetim anlayışına Samsun’ da yaşayan insanların hiçbir tepki göstermemesidir.
Samsun halkında ki bu ilgisizlik, sonun da bu kenti yönetmek üzereseçimle gelen en üst yönetici konumunda ki Büyükşehir Belediye Başkanına, başta Genel Sekreteri olmak üzere en önemli daire başkanlarını daKocaeli, Malatya ve Kayseri gibi başka kentlerden getirme cesareti vermiştir.
Bu transferler açıkça Samsun’un birikimli ve donanımlı gençleri ile bürokratlarına yapılmış büyük haksızlık olmuştur. Bu transferlerin bir diğer anlamı ise, 17 yıldır bu ülkeyi ve 20 yıl yıldır da Samsun Büyükşehir Belediyesini yöneten AKP’ nin içinde bu görevleri yapabilecek Samsunlu olan donanımlı insanların olmadığıdır ki, bu da iktidar partisi AKP’ ne haksızlıktır.
Bu transferler hiç ama hiç doğru olmamıştır. Belediye Başkanı ve daire Başkanlarının doğru işler yapabilmesi için Samsun’u her yönüyle yakından tanıması gerekir. Bu kentin insanlarının sosyal yapısını ve ekonomik durumlarını bilmeden nasıl doğru işler yapabilirler? Doğrusu anlamak zor.
Bu kent son 30-40 yıldır sürekli kan kaybeden bir şehirdir. Transfer edilen bürokratlar, yaklaşık 1.350.000 kişinin yaşadığı Samsun’un ’ sinin yeşil kart sahibi olduğunu, yaşamlarını devlet yardımları ve Sosyal Dayanışma Vakfının desteği ile sürdürüyor olduğunu biliyorlar mı?
Hiç sanmıyorum. Zaten bilselerdi, koltuğa oturur oturmaz kendilerinden önceki yine AKP’ li Büyükşehir Belediye Başkanı’nın su fiyatlarını düşürdüğünü görmezden gelmezlerdi. Daha işin başında ciddi bir hata yaptılar ve kendilerini tartışılır hale getirdiler. Hatta onları bu görevlere getiren yeni Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mustafa Demir’in Bakanlık yaptığı yıllarda Samsun’a ne kazandırdığını dahi sorgulanır hale getirdiler.
Bir kent aidiyet duygusunu kazanamamış ve yaşadığı kenti yönetenler ile temsil eden milletvekillerini sorgulama kültürüne erişememiş insanlardan oluşuyorsa, o kent kendi insanları tarafından değil başka kentlerin insanları tarafından yönetilmeye başlar.
Samsun’un durumu da ne yazık ki budur. Bunu söylerken Samsun’da başka kentin insanları görev alamaz demek istemiyorum. Tabii ki her kentten atamayla gelen yöneticiler olacaktır. Ama bunları sayısı hiçbir zaman çoğunluğu oluşturmamalı ve Samsun’un donanımlı insanları da kendilerine yer bulabilmelidir.
Eğer bu donanımlarda Samsunlu yok diyorlarsa, Bu Samsunluya yapılacak en büyük hakarettir.
Kamuoyunda ki bu tepkiler, bu bürokratların rahat görev yapmasını da zorlaştıracaktır. Hatta bu transfer bürokratlara sahip çıkacak Büyükşehir Belediye Başkanın da işi zor olacaktır, diye düşünüyorum.
Umarım Sayın Mustafa Demir, seçim öncesi verdiği sözleri hatırlar ve Samsun’u ortak akıl ve ortak aklın yolu olan halkın temsilcileri ile birlikte yönetmeyi ilke edinir.
Bu kent hepimizin ve Samsunlular olarak biz bu kentte huzur içinde yaşamak ve adam yerine konmak istiyoruz.
Son olarak da halkından kopan yöneticilerin başarı şansının sınırlı olacağını vurgulamak istiyorum.
Ramazan Bayramının, kırgınların barışmasına ve ülkemize iç huzurun gelmesine katkı vermesi umuduyla, güzel ve sağlıklı yaşanacak bir bayram diliyorum.