'Para para para, para da para para varlığı bir dert, yokluğu yara'
Vallahi de, Billahi de öyle...
Şanar Yurdatapan'ın yazdığı bu sözler bir döneme damga vurmuştu...
Şu anda da durum aynı değil mi?
Samsunspor maddi sıkıntılarla boğuşarak çok yıllar geçirdi, çok badireler atlattı...
Atlatamadığı badireler de oldu.
Kayyuma kaldı, 2. Lig'e düştü, transfer tahtasını açamadı, puan silme cezaları aldı...
Bunlar hep parasızlıktan oldu.
Şu anda da Başkan Yüksel Yıldırım'ın gücüyle Türkiye'de maddi sıkıntısı olmayan ender kulüplerden birisine dönüştük.
Ancak bu kez de tabir-i caiz ise 'ölücüler' çıktı piyasaya...
'Nasıl olsa Samsunspor başkanının parası çok' diyenler ederi 3 olan oyuncusuna 7-8 istemeye başladı.
Aslında yapılan transferler bile Türkiye'de oluşan bu algıyı gösteriyor.
Samsunspor Vukan Savicevic gibi ülkesinin milli takımında oynayan bir oyuncuyu, Pulmain gibi önemli bir kanat oyuncusunu ve Yameogo gibi de gelecek vaat eden bir oyuncuyu makul seviyelerde ödemeler yaparak yurt dışından transfer etti.
Ancak Türkiye'de hangi oyuncuya teklif gitse, 'nasıl olsa para çok' algısıyla ederinden fazla talepler geliyor.
Bunda maalesef 2. Lig'e düşülen ilk yılda piyasaya göre fazla paralar ödenmesinin de rolü büyük.
Haliyle de oyuncular için ederinden fazlası istenince transferler çıkmaza giriyor.
Son olarak İstanbulspor'dan Duhan Aksu'da da aynısı oldu. Sözlü olarak prensip anlaşmasına varılmışken, iş sözleşmeye dökülmek istendiğinde İstanbulspor'dan farklı istekler gelmeye başladı.
Transfer şimdilik askıya alındı.
Nasıl olacak, bunun önüne nasıl geçilecek bilmiyorum ama 'Samsunspor'da para çok' algısını kırmak gerekiyor.
Yoksa özellikle yurt içinden transfer yapmaya kalktığımızda bu sorun hep karşımıza çıkacak.
Duhan olmaz, Ahmet gelir, Ahmet de olmazsa Mehmet gelir...
Sorun transfer yapamamak değil bu tehlikeli algı...
Yoksa ne Samsunspor oyuncusuz kalır, ne de bu koca camiayı hedefinden kimse şaşırtamaz...
Sağlıcakla kalın, maske takın...