Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı ve İstiklâl Savaşı derken memleket 26 Eylül 1911 ilâ 11 Ekim 1922 tarihleri arasında savaşın içinde olmuş ve yıkımın da eşiğine gelmiştir. İşte böyle bir ahvâl içinde Gazi Mustafa Kemal Paşa komutasındaki Türk Ordusu, aziz milletiyle birlikte çok büyük bedeller ödeyerek, nihayetinde 26 Ağustos 1922’de taarruza geçmiş ve 30 Ağustos’ta Dumlupınar’da yapılan meydan muharebesinde düşmanı bozguna uğratmıştır. 9 Eylül’de de düşman İzmir’den denize dökmüştür. Yunan askerlerinin yurttan atılmasının ardından ordu, Çanakkale’ye yönelmiş, ancak Birleşik Krallık (İngiltere) ile yaşanan çatışmalar yoğunlaşmadan Mudanya Görüşmeleri başlamıştır. Sonunda mütareke imzalanarak, fiili savaş durumu sona ermiştir.
Görüldüğü üzere 30 Ağustos Zaferi ile Misak-ı Milli’nin güvenliği büyük ölçüde sağlanmış ve mütarekenin şartları da oluşmuştur. Böylece istiklâlini her şeyin üstünde tutan aziz Türk Milleti son vatan toprağını da düşmana çiğnetmemiştir.
Hiç kuşkusuz 30 Ağustos’a ve Cumhuriyet’e giden yolun Samsun’dan geçtiği herkesin malûmudur. Ordusu dağıtılmış, vatanı işgale uğramış, devlet otoritesinin çöktüğü bir ortamda Çanakkale Zaferi’nin başkahramanı Mustafa Kemal Paşa 9. Ordu Müfettişi olarak Samsun’a çıkmak suretiyle vatan müdafaasını başlatmıştır. Milli Mücadele’nin temelinin atıldığı bu kutsal görevde Bandırma Vapuru’nun önemi de hiç kuşkusuz yadsınamaz.
Bandırma Vapuru, 19 Mayıs 1919 Pazartesi günü, saat 08.15 sularında Tütün (Reji) İskelesi açıklarına demir atarak Mustafa Kemal Paşa ve maiyeti Samsun’a ayak basmıştır. Bu olay, Milli Mücadele’nin de resmi olarak başlangıcı sayılır. Onun içindir ki, Mustafa Kemal’in Milli Mücadele adımını attığı bu ilçeye de İlkadım denilmiştir. İşte bu merkez ilçe, Milli Mücadele’nin ilk adımı anısına, şanına yakışır şekilde, güzel bir isimle ödüllendirilmiştir.
Bandırma Vapuru, Kymi adıyla 1878’de İngiltere’nin Glasgov kentinde inşa edilmiştir. Gemiyi Dussey and Robinson Şirketi beş yıl işlettikten sonra 1883’te Yunanistan’daki H. Psicha Preus firmasına satmış ve kaydı da Pire Limanı’na alınmıştır. Gemi 1891’de kaza geçirdikten sonra İstanbul Rama Derasimo firmasınca satın alınmış ve kaydı da İstanbul Limanı’na taşınmıştır. 1894’te Türk Hükümeti’ne naklolan geminin ismi ‘Bandırma’ olarak değiştirilmiştir. Bandırma Vapuru, Marmara Denizi’nde yük ve yolcu taşımacılığında kullanılmıştır. 19 Mayıs 1919’daki kutsal vazifesinden sonra gemi yeniden eski görevine dönmüştür. Ne acı ki, 1925’te de Seyrüsefain İdaresi tarafından bir armatöre satılan Bandırma Vapuru, Haliç’te sökülerek hurdaya ayrılmıştır.