Fındık, Pontus’tan gelen “pontik” sözcüğünden türemiştir. Antik Çağ’da Pontus Cevizi olarak da adlandırılan fındığın Farsçası “fonduk”, Arapçası “bunduk”, Yunancası “fundukî” olup eski Türkçesi de “çitlevik”tir.
Fındık, huşgiller familyasına ait çalı türüdür. 36˚-41˚ kuzey enlemlerinde ve yüksekliği 1000 metreye kadar olan yerlerde, yıllık 1000 ilâ 2000 mm yağış isteyen, kışların ılık geçtiği, nemli ve humuslu topraklarda yetişir. Türk fındığı kalite olarak Giresun ve Levant; çeşit olarak da Tombul, Sivri ve Ordu İkizi olarak üçe ayrılır.
Ordu ve Giresun denildiğinde ilk akla gelen hiç kuşkusuz, fındıktır. Ordu fındığı mı, Giresun fındığı mı denirse, her yöreyi kendi içinde değerlendirmek gerekmektedir ki, randımanda Giresun, rekoldeteyse Ordu öndedir. Fındığın vatanının Giresun olduğu, Ordu’da fındık üretiminin daha geç bir dönemde yani, 9 Haziran 1894’teki Fındık Ziraati Teşviki ile başladığı bilinmelidir. 1925 yılında da Rize’de fındık yetiştirilmesine başlanmıştır.
1927’de çıkarılan 6207 sayılı Kararname ile fındık fidanı ihracaatı yasaklanmıştır. 1930’da kurulan İş Limited Şirketi, 1931’de fındık ticaretine başlamıştır. 10 Ekim 1935’te Birinci Ulusal Fındık Kongresi yapılmış ve 2834 sayılı Fındık Nizamnamesi yürürlüğe konulmuştur. Giresun’da 1936’da Fındık İstasyon’u kurulmuştur.
14 Haziran 1938’de Ordu’da, 17 Haziran 1938’de Giresun, Bulancak ve Keşap’ta, 7 Temmuz 1938’de Trabzon’da kurulan fımdık tarım satış kooperatifleri 28 Temmuz 1938’de FİSKOBİRLİK (Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliği) çatısı altında birlşetirilmiştir. FİSKOBİRLİK ile birlikte İş Limited Şirketi tasfiye edilmiştir. 6 Kasım 1940’da da Karadeniz Bölgesi Fındık İhracaatçılar Birliği kurulmuştur
7 Kasım 1957’de İkinci Ulusal Fındık Kongresi yapılmıştır. Fındık İstasyonu da 1965’te Fındık Araştırma Enstitüsü’ne dönüştürülmüştür. 1983’te 2844 sayılı Kanun ile fındık üretiminin planlanması ve dikim alanlarının sınırlandırılmasıyla ilgili düzenleme getirilmiştir. 1996’da Tirebolu’da Fındık Festivali başlamıştır. Aynı yıl fındığın iç ve dış tüketimi artırılmasına yönelik Fındık Tanıtım Grubu kurulmuştur. 10-14 Ekim 2004 yılında da Üçüncü Ulusal Fındık Kongresi yapılarak, 29 maddelik bir bildiri yayınlanmışır.
2008 yılından itibaren aksi bir politika izlenerek, fındık alımında FİSKOBİRLİK yerine, TMO (Tarım Mahsulleri Ofisi) yetkilendirilmiştir. FİSKOBİLİK’in fındık alımında devredışı bırakılması da eleştirilere neden olmuştur.
Türkiye’de üretilen fındıkların % 80’i Karadeniz Bölgesi’nden sağlanır. Türkiye’de fındık üretim alanları üçe ayrılmakta olup, Giresun, Ordu, Trabzon, Rize ve Artvin birinci bölge içindedir. Sakarya, Düzce, Zonguldak, Bartın, Kastamonu, Sinop, Kocaeli ve Samsun ikinci bölge içinde sayılır. Bu sayılan alanların dışında kalan yerler de üçüncü bölge olarak değerlendirilip, istatistiklere dahil edilmez.
Türkiye, fındık üretiminde dünyada birinci olup, dünya fındık üretiminin % 65’ini karşılamaktadır. Fındık üretiminde öne çıkan diğer ülkeler sırasıyla İtalya, Azerbaycan, ABD, Gürcistan, İspanya, Çin, İran, Şili, Avustralya ve Fransa’dır.
İlk fındık ihraatı 18. yüzyılda 1737’de Fransa’ya yapılmıştır. 1782’de Rusya, 1785’te Belçika, 1792’de Romanya’ya fındık ihracaatı başlamıştır. Bugün Türkiye fındık ihracaatının % 85’ini Avrupa ülkelerine, % 10’unu deniz aşırı ülkelere ve kalanını da diğer ülkelere yapmaktadır. Ülke bazında % 21 Almanya, % 17 İtalya, % 14 Fransa, % 4 Polonya ve % 4 Kanada gelmektedir. Bu bağlamda fındık, tarımsal ihracaatın % 15 ilâ 20’sine, genel ihracaatınsa % 2’sine takabül etmektedir.
Hâl böyle olsa da dünya fındık üretiminde birinci olan Türkiye, ne hazin ki fındık borsasına ev sahipliği yapamadığı gibi, fındık fiyatında da istediğini alamamaktadır.