Maziye bakıldığında bir insanın iç dünyasında hissettiklerini bugünden görmek ve anlamak nasıl bir duygu? İşte şimdi cismi küçük, ama anlamı büyük kelimelerin içine bir göz atalım. Acaba on yıl öncesinden bugün nasıl görünüyordu?
* * *
“Bazen, öyle derin düşüncelere dalıyor ki insan, hayatı yeniden tanımlamaya ve hatta tasarlamaya çalışıyor. Mazinin en başına dönüp kendini sorguluyor, soruyor ama… Ama değişen ruh halinden başka bir şey de olmuyor. Belki de bu, insan olmanın bir değeridir. Çünkü acı da, mutluluk da hayatın tâkendisi değil mi? Duygu çeşitliliği. Oysa ölüde soğukluktan ve donukluktan başka bir duygu yok. Belki de hayat bu şekilde biranlam kazanıyor…”
* * *
“2007 yılında işyerinde temizlik hizmetine bakan ablanın düğün davetiyesine mukabil çalışanlar hediye almak için aralarında para topladılar. Çorbada tuzum olsun misali beş on lira ben de katkı yapmak istediğimde teklifim nazikçe reddedildi. Besbelli hediye olayına ön ayak olanlar, benisadaka düşenler kriterine uygun olduğumu düşündüler. İşin aslı, içim ezilse de sessizce teşekkür ettim.
Oku oku, kendini kurtar devri çoktan tarih olmuş”
* * *
“Nerede kalmıştık? Yılbaşı. Çocuk hafızası iyidir, ayrıntıları daima yakalar. Doksanlı yıllarda yılbaşı programlarında eski yıl ağarmış sakalı, bükülmüş beli ve elinde bastonu ile ‘elveda’ ederken, yeni yıl tüm tazeliği ve çekiciliği ile ‘merhaba’ der. Bu tezat duygular içinde eğlenceye iştirak edenlerde bir sevinç, bir coşkutezahür eder. Umutlar yeni olsa da eskiyen bir ömür var aslında. Ancak coşku her şeyi unutturuyor.”
* * *
Keşke,
Keşke sınavlar fırsat eşitliği ve adalet çerçevesinde, samimi bir vatanseverlik duygusuyladayısı olanın harcı değil de, hak edenin hakkı olsa.”
* * *
Hayli yıllar geçti aradan. Kollarında kelepçe, ayaklarında prangalar var sanki. Ama gözlerin açıktı. Geleceği okumuştun tâ o zamanlar. Kâhin olmaya da gerek yoktu, çünkü gözlerin hep açıktı. Yer yer darılıp, küssen; yaka paça yırtıp figan etsen, kırım kırım kırılsan ve hatta ardına bakmadan kaçsan da. Nereye kadar?
Koskoca umudun nasıl da küçüldü? Küçüldükçe kaçtın, kaçtıkça küçüldün.Kaçtığını düşündün, ama kaçamadın kimseden, biri hariç. Kimden?
Nafile kaçışlar. Nereye kadar? Kaçtığını zannettin, kaçamadım.Çünkü insan kendinden kaçamaz.
Her şey güzel olacaktı oysa. Öyle de olmalıydı. Ama olmadı. Oysa çok yakındı umuda ulaşmak, çok. Küçük bir hata sürükledi seni buralara. Oysa…
Bir tek hayatı rayına oturtmak kalmıştı.