Klasik Kapitalizm:Sermaye (kapital) sözcüğünden türeyen kapitalizmin ön koşulu sermaye birikimi ve ücretli emektir. Liberal iktisat olarak adlandırılan kapitalizmin başlangıcı A. Smith’in Uluslararın Zenginliği eserine dayandırılır. Özel mülkiyet, girişim ve seçim özgürlüğü, ben merkeziyetçilik (homo econimics), rekabet, piyasa ve fiyat (piyasa mekanizması), sınırlı devlet anlayışı sistemin temel özelliğidir.
A. Smith’le başlayan klasik kapitalizmde devlete jandarma görevi yüklenmiştir. Tabiri caizde piyasanın görünmez el aracılığıyla kendiliğinden dengeye geleceği varsayıldığından ekonmide devlet müdahalesine karşı çıkılmıştır.
Kapitalizme hür teşebbüs, serbest piyasa ekonomisi ya da piyasa ekonomisi de denilmektedir. Sistemin işleyişi fiyat mekanizması üzerine kuruludur. Tüketiciler fayda, girişimci ise kâr peşindedir.
Klâsik Görüş: A. Smith, D. Ricardo, D. Hume, T.R. Maltus, J.J. Mill, J.B. Say.
Neoklasik Görüş: Jevans, Manger, Marshall, Pigou, Walras.
Keynesyen Görüş: Keynes.
Monetarist ve Yeni Klasikler: M. Fredman, Lucas, Wallace, Sargent.
Smith’in mutlak üstünlük teorisine karşı, Ricardo karşılaştırmalı üstünlük ve emek değer teorilerini geliştirmiştir. Ayrıca matematiksel işlemleri iktisada uyarlamıştır. Say, Say Yasası ile her arz kendi talebini yaratır ilkesiyle arz eksenli bir anlayışı benimsemiştir.
1870’lerden sonra Neoklasik İktisat anlayışı gelişti. Emek değer teorisinin yerini fayda değer teorisi aldı.
Müdahaleci Kapitalizm:1929 Büyük Bunalımsonrası devletin ekonomideki yeri tartışılmaya başlandı. 1936’da Keynes’in Genel Denge eseri ile Keynesyen İktisat anlayışı 1970’lerin ortasına kadar etkili oldu. Bu dönemdeMakro İktisat anlayışı gelişti. Keynesyen İktisada müdahaleci kapitalizm de denilmektedir.
Keynes’in katkısı ekonominin kendi iç dinamikleriyle tam istihdama gelemeyeceği ve hatta eksik istihdamda bile dengenin sağlanacağı görüşünün benimsenmesi oldu. Paranın yanlılığındanhareketle paranın işlem ve ihtiyat saiki yanında spekülasyon amacıyla da kullanılabileceğini, faizin etkili olduğu konusuna vurgu yaptı. Öte yandan arz eksenli bakış açısının eleştierrek talep eksenli bir anlayış geliştirdi.
Parasalcı Kapitalizm:1970’lerdeki petrol şokları sonucu yetersiz kalan Keynesyen İktisadınyerine arz yönlü ve parasalcı yeni akımlar ortaya çıktı. M. Friedman öncülüğünü yaptığı anlayışa göre maliye politikası yerine illa uygulanacaksa para politikasının uygulanmasının yararlı olacağı anlayışı geliştirildi. Devlet müdahalesin minumum seviyede olmasını, asolan piyasaların kendiliğinden dengeye gelecek ortamın oluşturulması savunulmaktadır.