23 Nisan, milli iradenin tecelli etmesinin ve TBMM’nin 100. yılı olarak, coşkuyla olamasa da tüm yurtta sevinçle kutlandı. Covid- 19 salgını nedeniyle buruk bir sevinçle kutlanan bu büyük gün umulur ki, TBMM’nin açılışının 101. yılında bir coşku seline dönüşecektir.
Milli iradenin tecellisi derken devletin sürekliliğini de esas aldığımızda aslında bu tarihin başlangıç noktasını 23 Aralık 1876 tarihindeki Kanun-i Esasi’nin ilanı oluştursa da gerçek anlamda İstiklal Savaşı gibi bir ortamda milletin bağrından çıkarak ve egemenliğin kayıtsız şartsız millette ait olduğunun tescili bakımından 23 Nisan 1920 tarihi çok özel bir öneme sahiptir. Öyle ki, Meclis-i Mebusan’ın dağıtılmasının akabinde onun bir devamı olarak olsa da zorlu işgal döneminde ortaya çıkan ve toplumun her kesimini kucaklayan ve Gazi Meclis unvanını alan TBMM’nin açılışının 100. yılını yaşamak milli duyguların coşması ve millet olmanın haklı gururunun yaşanması anlamında bir onur timsalidir.
17 Şubat 1920 tarihinde Türk yurdunun asli sınırlarını çizen Misak-ı Milli’nin kabul edilmesi üzerine 16 Mart 1920 tarihinde millet iradesinin en büyük temsilcisi olan Meclis-i Mebusan İtilaf Devletleri tarafından dağıtılması üzerine milli iradenin sekteye uğramaması için Heyet-i Temsili’ye başkanı Mustafa Kemal Paşa, meclisin yeninden toplanması için hemen çalışmalara da başlamıştır.
Meclis-i Mebusan’ın dağıtılmasının haberi Ankara’ya ulaşır ulaşmaz Mustafa Kemal Paşa, “salahiyeti fevkâledeyi haiz bir meclisin” Ankara’da toplanmasına karar vererek, bu kararını 19 Mart 1920’de telgrafla tüm askeri ve mülki idareye bildirdi. Akabinde 23 Nisan 1920 tarihinde Cuma günü törenlerle TBMM açıldı. Meclis-i Mebusan vekilleri de TBMM’nin doğal üyesi sayıldılar.
Yabancılar tarafından sürekli telaffuz edilen Türkiye adı, ilk defa resmi bir ad olarak böylece kullanılmaya da başlanmıştır.
20 Ocak 1921 tarihinde Teşkilat-ı Esasiye kabul edilmiştir. 1921 Anayasası, Türk anayasa tarihinde ilk ve tek yumuşak anayasadır.
1876 Kanun-i Esasi’nin de yürürlükte olmasından dolayı bir devlet başkanı seçilemeyeceğinden Nutuk’ta da belirtildiği üzere milli iradenin temsilcisi olarak meclis içinden bir hükümetin olması, yürütme ve yasamanın (hatta yargı) meclisin elinde olması sistemi benimsenmiştir. Meclis içinden seçilecek icra vekillerinin başı meclis başkanı olup, bu döneme de Meclis Hükümeti Sistemi denilmektedir.
İşte tüm bu şartlar altında açılan Gazi Meclis olaarak TBMM, Türk siyasi ve demokrasi tarihinde çok müstesna, çok özel ve çok kutlu bir öneme sahiptir.