Türkiye’nin otuzuncu büyük kenti olan Ordu, doğal güzelliğine rağmen göç veren iller arasındadır.Fındık ve bal üretiminde ilk sırada olup, orman ürünlerinde önemli bir yere sahiptir.
Ordu’daki ilk yerleşimler M.Ö. 7. asra dayanmakta olup, ilk bilinen yerleşim yeri de Katyora ve ilk sakinleri de Haliplerdir. 1105’te Danişment Gazi tarafından Pontus üzerine yapılan sefer sonrasında Çepnilere yurt olan Ordu, 1397’de Hacıemir Beyi Süleyman tarafından fethedilmiştir. Şehir adını kurucusu Hacıemir şehzadesi Bayram Bey’den almıştır. Eyalet-i Ordu Bayramlu ya da Bayramlı olarak anılan şehir, 1427’de Osmanlı’ya bağlanmıştır. 1869’da belediyenin kurulmasıyla resmi olarak Ordu ismi kullanılmıştır. 1883’teki yangında Yalı Cami, Orta Cami, Osmanpaşa Şadırvanı ve ecnebilere ait taş yapılar dışında tüm şehir yanmıştır.
1920’ye kadar Trabzon’a bağlı bir kaza olan Ordu, 04.04.1921 günlü ve 69 sayılı Kanun ile Samsun’a bağlı olan Fatsa ve Ünye kazalarını da içine alarak müstakil bir il olmuştur.
Ordu’nun % 0,5’i ova, % 83,5’i dağlık, % 16’sı ise platolardan meydana gelir. Canik Dağları üzerinde bulunan Ordu’nun en yüksek doruğu 3105 metre ile Karagöl Dağı’dır.Çambaşı, Keyf Alanı, Perşembe, Düzdağ, Yedigöz ve Güllüyazı başlıca yaylaları olup, türkülere ilham veren Turnasuyu, Melet Irmağı, Akçaova Deresi, Ilıca Deresi, Bolaman Irmağı, Elekçi Deresi, Curi Deresi, Ceviz Deresi ve Akçay Deresi önemli akarsulardır.
Argonot Mitolojisi’ne konu olan Yason Burnu’nun yanında, Pont Polemenyum, Gölköy Kalesi, Kurul Kaya Yerleşimi, Çambaşı Yaylası, Çubuklu, Meletios, Ünye Kalesi ve Kevgir Kalesi diğer antik yerleridir.Yeşil Yol Projesi de dikkate alındığında Ordu, deniz ve doğa turizmi açısından Türkiye’nin önde gelen merkezleri arasındadır.
12.11.2012 günlü ve 6360 sayılı Kanun ile Ordu Büyükşehir Belediyesi kurulmuştur.
-Mor menekşeye: 07.07.2015 Altınordu/ Ordu-
Salman’dan bindimköhne bir dolmuşa,
Yarım gazla gittik toprak kokulu yolda,
Kıvrıla kıvrıla aştık gürgen ormanlarını,
Toz bulutları kalktı havaya ardımız sıra!
Akkuş’u dolaşarak yol aldık Karadeniz’e,
Yalçın kale dibinden göründü güzel Ünye,
Ben yağmur ıslağı toprakların adamıyım!
İskeleden attım kendimi engin denizlere,
Kurna Çayı’ndan geçtik hoş bir sedayla,
Fatsa’nın yeşil bahçelerini seyre daldım!
Deryaya taşmış doğanın dokusu Vona’da
Yason’da Altın Post Masalı’na kandım!
Taşbaşı yolundan döndük Şehr-iOrdu’ya,
Taş döşeli kaldırımlar eski şehre çıkıyor!
Yürüdüm ecdat yadigârı kadim şadırvana,
Yalı Camii’nde bir kulHakk’a yakarıyor!
Boztepe’de mor menekşeler çiçek açmış,
Boztepe seyir köşkü misali şehre bakıyor,
Şehrin kalbi Sırrı Paşa Caddesi’nde atmış,
Bülbül Deresi’nde su, derya içinçağlıyor!