Türk kamu yönetiminde kaynakların etkili, verimli ve ekonomik kullanılması, kayıtdışlığın ve yolsuzluğun önlenmesi ile hesap verebilirliğin sağlanması bakımından denetim devletin olmazsa olmaz mekanizmasıdır.
Kamu örgütünün genel yapısının içinde yer alan denetim mekanizması iş ve işlemlerin yürütülmesi sırasında ve sonucunda işlemin nasıl ve ne şekilde yürütüldüğünü ortaya çıkararak sistemin düzgün işlemesine yardımcı olmaktadır.
İşte sosyal güvenlikle ilgili denetimlerin büyük bir kısmı da sosyal güvenlik denetmenleri eliyle yerine getirilmektedir.
Eski dönemlerden beri devletler denetim işlerinde özellikle vergi gelirlerinin tahsil edilmesi bakımından denetim mekanizması kurmuştur.
Osmanlı’da denetim sistemi defterdarlığa bağlı başbaki kulu üzerinden yürütülmüştür. 1838’de maliye nezaretinin kurulmasıyla 1979’da oluşturulan maliye müfettişliği ilk kurumsal denetim birimi oldu. 1914’te Fransa maliye teftiş heyetinin çalışma prensipleri alınarak çağdaş bir denetim sistemi oluşturuldu.
Ülkenin kalkınması, ekonomik hedeflere ulaşılması ve sosyal güvenlik sisteminin düzgün işlemesi etkin ve verimli bir denetim sisteminin yürütülmesi, denetim elemanlarının moral ve motivasyonlarının yükseltilebilmesi ve çalışma barışının sağlanmasıyla mümkündür.
Bu bakımdan sosyal güvenlik denetmenleri kayıtdışı istihdamla mücadele ederken piyasada haksız rekabetin de önüne geçerek ekonominin düzgün işlemesine katkıda bulunmaktadır.
Belli bir mesai mefhumuna bağlı kalmadan gece ve hafta sonları da denetime çıkan sosyal güvenlik denetmeleri görevlerini yaparken tehdit, hakaret ve fiziksel şiddete maruz kalabilmektedir.
Tüm bu zorluklara rağmen sosyal güvenlik denetmenleri kamuda eşdeğer görev yapan denetçi, müfettiş ve kontrolör gibi diğer denetim elemanlarının sahip olduğu özlük haklarına sahip değildir. Kamudaki bu durum meslek taassupluğuna yol açabilirken mesleki eşitsizlikle çalışma moral ve motivasyonunu bozduğu gibi çalışma barışını da zedelemektedir. Ki mesleğe yeni giren 1300 denetmen yardımcısından 768’i düşük özlük haklarından dolayı müfettişlik ve merkez uzmanlığı gibi diğer mesleklere geçiş yapmıştır.
Kamuda görev yapan denetçi, müfettiş ve kontrolör gibi denetim elemanlarıyla aynı fakültelerden mezun olan sosyal güvenlik denetmenleri aynı yarışma sınavı (KPSS) sonucuna göre kurum sınavlarıyla atanmaktadır. AB müktesebatına göre merkezi idarede olması gereken SGK denetmenleri taşrada il müdürlüklerine bağlıdır.
Oysa denetim sistemi bir bütün olarak merkezi idareye bağlı olmalıdır. Nitekim Maliye Bakanlığı, 2011 yılındaki düzenlemeyle taşradaki vergi denetmenlerini merkezi idareye bağlayarak tüm denetim ve teftiş birimlerini tek çatı altında birleştirdi.
Ancak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda iş müfettişliği, SGK müfettişliği ve SGK denetmenliği adı altında üç ayrı denetim uygulaması devam etmektedir. Bu üçlü yapı nedeniyle işverenler, sigortalılar ve kamu uygulayıcıları açısından mevzuatın takip edilmesi zor olduğu gibi denetimin etkinliği azalmakta ve kaynak israfı ortaya çıkmaktadır.
Çalışma hayatında kayıtdışılıkla mücadelenin ana aktörü olan SGK denetmenleri emsal görev yapan denetçi, müfettiş ve kontrolörlerin sahip olduğu özlük haklarından mahrumdur. Eğitim seviyesi ve kariyer bakımından birçok meslek grubundan oldukça iyi olan 3 bine yakın sosyal güvenlik denetmeninin neredeyse %30’ununu yüksek lisanslılar, azımsanmayacak sayıda da doktoralılar oluşturmaktadır.
Ayrıca çok sayıda sosyal güvenlik denetmeni edebiyat, sanat ve akademik alandaki çalışmalarıyla da öne çıkmaktadır.
Çalışma İş Teftiş Kurulu ile SGK Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı merkezi idareye bağlıyken sosyal güvenlik denetmenleri il müdürlüklerine bağlı görev yapmaktadır. Bu çelişik durum denetimin bağımsızlığını, gücünü ve etkinliğini olumsuz etkilemektedir.
İş ve işlem yükü oldukça ağır olan sosyal güvenlik denetmenleri temsil, görev ve makam tazminatı alamadığı için yoksulluk sınırının altında maaş/ aylık alarak geçim sıkıntısıyla da mücadele etmektedir. Sosyal güvenlik denetmenleri bütçeye yük değil bilakis ek gelir sağlayan bir meslek grubudur. Örneğin kamu bankası gibi kurum ve kuruluşlarda çalışanların ayda bir/ üç ayda bir çift aylık alması nasıl hayatın olağan akışına uygunsa kamuya ek gelir sağlayan sosyal güvenlik denetmenlerinin de aylıklarının artırılması o kadar doğaldır.
AB müktesebatı, ILO sözleşmeleri ve On ikinci Kalkınma Planı içinde bulunan kamu kurumları denetim kapasitesinin geliştirilmesi suretiyle nitelik ve niceliğin artırılması teması çerçevesinde:
1-Sosyal güvenlik denetmenlerinin öncelikle Sosyal Güvenlik Denetmenleri Başkanlığı (gibi) adı altında toplanarak grup başkanlıkları altında toplanmalıdır.
2-Sosyal güvenlik denetmenlerinin herhangi bir ayrıma tabi tutulmaksızın yoksulluk sınırının altında kalan maaş/aylıkları düzeltilerek diğer kariyer meslek gruplarından olan müfettiş, denetçi, kontrolör ve merkez uzmanlarıyla özlük hakları eşitlenmelidir.
3-Tek teftiş tek müfettiş şiarıyla çalışma hayatında ayrık durumda olan üçlü denetim mekanizması Çalışma ve Sosyal Güvenlik Teftiş Kurulu Başkanlığı (gibi) adı altında birleştirilmelidir.
Sosyal güvenlik sisteminin ve çalışma hayatının denetlenmesinde başat rol üstlenen sosyal güvenlik denetmenlerinin özlük haklarındaki adaletin sağlanması kayıtdışı istihdamın önlenmesi, kurum gelirlerinin artırılması, kamu zararının önlenmesi kadar denetim etkinliğinin artırılması ve çalışma barışının sağlanması açısından da oldukça önemlidir. Böylece sahada görev yaparak devletin dış yüzünü temsil eden ve denetimin ağır yükünü üstlenen sosyal güvenlik denetmenlerinin onur ve prestiji artacağı gibi kamunun da güç ve etkinliği artacaktır.
Emeğimize ve kaleminize sağlık doğru söze teşekkür ederim
çok güzel anlatılmış. Kalemize sağlık