İkinci Dünya Savaşı yıllarında bütçenin `'ı savunma harcamalarına ayrıldı. Bu dönemde Milli Koruma Yasası çıkartıldı. Devletin, ekonomi üzerindeki kontrolü iyice artı. 1942’de Varlık Vergisi getirildi. Seferberlik yıllarında özel kesim yatırımları izne tabi kılındı, bu da GSMH içinde özel sektör hasılasının gerilemesine neden oldu. Fiyatlar genel düzeyi @0arttı.
1945'te getirilmeye çalışılan Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu ile devlete ait topraklar ile belirli büyüklüğü aşan özel arazilerin kamulaştırılarak, topraksız köylüye dağıtılması öngörülmüştü. Bu yasaya muhalif gruplar tarafındanDemokrat Parti kuruldu.
1946'da Cumhuriyet tarihinin ilk devalüasyonu yapıldı. Enflasyon oranı 4’ü buldu. 1 Dolar, 2.8 TL oldu. Devalüasyonla birlikte kısmi ticaret serbestisi tanındı.
1944'te Bretton Woods Konferansı toplanarak,IMF ile Dünya Bankası kuruldu. 1948'de Türkiye, IMF ve Dünya Bankası’na üye oldu.
1944’te Yapı Kredi Bankası, 1946’da Garanti Bankası ve 1948'de Akbank kuruldu.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında Batı’nın yanında yer alan Türkiye, Sovyet tehtidine karşı da güvence sağlamak istedi. Devletçilik politikası yerine yeni devletçilik politikası benimsendi. 1947’de Türkiye İktisadi Kalkınma Planı, 1948’de Yabancı Sermayeyi Teşvik Yasası, 1950’de Türkiye Sanai Kalkınma Bankası’nın kurulması; Marshall Planı ve Truman Doktrini çerçevesinde dış yardım alınması bu dönemde oldu. Ancak dış kaynak girişi beklenen seviyede olmadığı için İktisadi Kalkınma Planı uygulanamadı.
1950-1954 döneminde Demokrat Parti ekonomide serbestliği artıracak adımlar attı. 1954'te yabancılara petrol aramaları için teşvikler verildi. KİT'lerin özelleştirilmesi ise gerçekleştirilemedi,aksine 1954’ten sonra KİT yatırımları arttı.
Tarımdaki makineleşmeyle birlikte üretim artışı sağlandı. Ancak bu beraberinde gizli işsizliğigetirdi. Netice itibariyle kırdan kente göç hareketleri başladı. Bu dönemde genişletici para ve maliye politikaları uygulandı. Bütçe denkliği önemsenmediğinden enflasyon yükseldi.
1955’ten itibaren hükûmet liberal politikalardan vazgeçmek zorunda kaldı. 1956’da Milli Koruma Kanunu tekrar yürürlüğe konuldu. Fiyat kontrolleri yaygınlaştı. Hızlı büyüme uğruna körüklenen iç talep, dış ticaret açıklarına sebep oldu. 1958 yılında devalüayon yapıldı.
1958'de OECD'nin hazırladığı rapor doğrultusunda istikrar önlemlerine başvuruldu. TL’nin değerini düşürmek, para arzını kontrol altına almak, KİT ürünlerine zam yapmak, ihracatı artırmak, bütçe denkliği sağlamak ve farklı kur sistemi uygulamak başvurulan önlemler arasındadır.
Bu dönemin sonuna doğru kredi almakta zorlanan hükûmet, Doğu Bloku ülkeleriyle ilişkileri geliştirme yoluna gitti ve takas yollu ticaret yolu benimsendi.Daha sonra bu durum, askeri darbenin temeli olarak yorumlandı.
1959’da Türkiye, AET’ebaşvurdu, böyşece AB serüveni başladı.
1960 Askeri Darbesi ileCumhurbaşkanı ve hükümet düşürüldü. Yassıada yargılamalarında sabık başbakan ve iki bakan idam edildi.