8 Ekim 1912 ilâ 30 Mayıs 1913 tarihleri arasında cereyan eden ve Türk tarihinin en hazin bozgunlarındanbelki de birincisi hiçşüphesiz Birinci Balkan Savaşı’dır. Türkiye’nin bir yarısı Anadolu ise, diğer yarısı Balkanlar bir gafletin sonucuolarak elden çıkmıştır.
14’üncü yüzyıldan beri Türk yurdu olan Balkan coğrafyasında, Fransız Devrimi‘nin ortaya çıkardığı milliyetçilik akımının etkisi ve büyük devletlerin kışkırtmalarıyla 19’uncu yüzyılda (1829) Yunanistan, (1878) Sırbistan, (1878) Karadağ ve (1878) Romanya, 20’nci yüzyılda (1908) Bulgaristan, (1912) Arnavutluk’un bağımsızlığıyla sonuçlanmıştır. Ancak bu durum ulusların bağımsızlaşması ile bitmemiş, vatanın yarısı da (Karadağ ve Arnavutluk hariç) yeni devletlerce işgal edilmiştir.
Trablusgarp Savaşı’ndan cesaret alan ve Rusya’nın desteğiyle Türkiye’ye karşı bir ittifak oluşturan Bulgaristan, Sırbistan, Karadağ ve Yunanistan,Berlin Antlaşması’nın 23’üncü maddesini gerekçe göstererek etnik topluluklar için özerklik isteyen bir ültimatomyayınladı.Türkiye’nin bunu kabul etmemesi üzerine savaş patlak verdi. Ancak şaşkınlık yaratacak biçimde vesiyasi çekişmelerle çalkalanan Türk Ordusu, kısa bir sürede ve umulmadık biçimdebozguna uğradı. Savaş öncesinde toprak değişikliği olmayacağını garanti eden büyük devletler sözlerinden caydılar.
Savaşın öncesinde, özellikle Atina büyükelçisi Galip Kemali Bey’in uyarılarını dikkate almayan Dışişleri Bakanı Asım bey ile sadrazam Sait ve Muhtar paşaların birinci dereceden sorumlu olmalarının yanında ordu komutanlarının tecrübesizliği, savaşa hazırlıksız yakalanılması, sevk ve idare beceriksizliği, istihkam ve geri besleme yetersizliği, 80 bin askerin terhis edilmesi, ordu içindeki hizipçilik ve donanma eksikliği savaşın kaybedilmesinde etkili olmuştur.
Savaş sürerken, İngiltere öncülüğünde Aralık 1912’de toplanan Londra Konferansı’nda Hristiyan bir vali idaresinde özerk Makedonya ve bir şehzade idaresinde özerk Arnavutluk teklifinin Osmanlı tarafından kabul edilmemesi üzerine süren savaş Çatalca’da son buldu. Savaşın sonunda Yanya (6 Mart 1913), İşkodra (10 Nisan 1913), Kırklareli (24 Ekim 1913), Selanik (9 Kasım 1913), Manastır (18 Kasım 1913) gibi merkezler ile Ege adaları kaybedildi.
Balkan faciasından sorumlu tutulan hükümet 23 Ocak 1913’te bir darbe ile iktidardan uzaklaştırıldı. 30 Mayıs 1913’de imzalanan Londra Antlaşması ile Edirne, Trakya’nın tümü ve Makedonya’nın önemli bir kısmı Bulgaristan’a; Ege adaları, Güney Makedonya, Selanik ve Girit Yunanistan’a;Kuzey MakedonyaSırbistan’a verildi.
Bu defa toprak anlaşmazlığından dolayı Balkan devletlerinin birbirine düşmesinden faydalanan Enver Paşa komutasındaki Türk Ordusu, 22 Temmuz 1913’te Edirne’ye girerek, eski başkenti kurtarmayı başardı.
Balkan Harbi’nde Ege Adaları ile birlikte 100 bin kilometrekareye yakın vatan toprağı bir çırpıda elden çıkmış, bir milyona yakın Türk ve unsurları sürülmüş ve öldürülmüştür.